hesabın var mı? giriş yap

  • tam ortadoğu ülkesine yakışır hareketler bunlar. kan var, gözyaşı var, bombalar da tamam. çoluk çocuğun suçsuz yere öldürülmeleri de mevcut. e hani benzin niye hala ucuzlamadı oc ları?

  • arayüz nedeniyle satılan ürünü bulmanın zorluğu.

    ürünü google'da filanca ürün amazon şeklinde aratarak bulabiliyorum.

  • annemin dediğine göre de kesinlikle sıradanlaşmaması gerekiyormuş.. hoş babam senfoni orkestrası gibi geziyor evin içinde ben kendimi bildim bileli.

  • kelime seçim ve sıralaması yanlış olsa da, bu konulara merakı olan birçok kişinin aklındaki soru.

    her ne kadar evrenin büyük patlama ile oluştuğunu söylesek ve bunu birçok kanıtla desteklesek de, tam olarak bu patlama anına ve ondan öncesine ilişkin pek bilgimiz yok. sadece tahminlerimiz var. bu sorunun cevabı da bu tahminlerin gerçeklik ihtimaline bağlı.

    şöyle ki;

    büyük patlama'nın gerçekleştiği ana ve ondan sonra geçen 10 üzeri -13 saniyelik sürece ilişkin net bir bilgimiz yok. ancak bu andan sonra neler olduğunu bilebiliyoruz (bazı gözlem, ölçüm ve modellemeler sayesinde.)

    peki neden böyle bir patlama gerçekleşti ve öncesinde ne vardı? dediğim gibi, bunun kesin bir cevabı yok, ama teorik fizikçilerin ve astrofizikçilerin birtakım tahminleri var elbette.

    - bir görüşe göre, tam olarak şu anki hâli ve boyutlarıyla olmasa da, evren hep vardı. yani sonsuz "zaman"dır oradaydı ve bir şekilde bir enerji tetiklenmesi olduğu için büyük patlama yaşandı. tabii büyük patlama öncesindeki zaman kavramı tartışılabilir. zira biz, bildiğimiz anlamdaki uzay zamanın büyük patlama ile ortaya çıkıp şekillenmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruyoruz. bu durumda büyük patlama öncesi için konuşursak "sonsuz zaman" kavramı bizim bildiğimizden farklı olabilir (ya da öyle bir kavram hiç olmayabilir.)

    - bir başka görüşe göre, şu anda bildiğimiz 3+1 boyut dışında da boyutlar var ve etkileşime geçemediğimiz başka evrenler, bu boyutlarda yer alıyor. bizim evrenimiz sakin sessiz bir şekilde orada salınıp dururken bir başka evrenle çarpıştı ve çarpışmada açığa çıkan enerji sonunda gerçekleşen büyük patlama ile şu anki halini aldı.

    bunu gözlemlerle test etmenin bir yolu var mı? evet, bazı tahminler yapılabilir bununla ilgili. hatta geçen yıllarda uzayda keşfedilen ve adına void dediğimiz büyük boş alanlardan bir tanesi o kadar büyük ki, bunun bahsi geçen türden bir çarpışmadan geriye kalmış olabileceğine ilişkin tahminler var. bu konuyu araştırmaya devam ediyor bilim camiası.

    - üçüncü görüşe göre, yine birçok evren var ve bunların hareketleri tıpkı su damlaları ya da lav lambalarında olduğu gibi akışkan şekilde gerçekleşiyor. tabii bu durumda hâlihazırda var olan evrenlerden parçalar ayrılıyor ve daha ufak boyutlu yeni evrenler ortaya çıkıyor. evrenimiz bu şekilde ortaya çıkmış olabilir. elbette böyle bir durumda bizim evrenimizden de kopmalar gerçekleşebilir.

    eğer yukarıdaki senaryolardan biri gerçekse, evrenimiz bir başka evren içerisinde genişliyor olabilir tabii ki ama...

    şu an için gözlemlediğimiz kadarıyla, durum pek de böyle değil gibi duruyor.

    burada devreye "comoving coordinates" dediğimiz kavram giriyor ve aşağıda gördüğünüz gibi, bu tür bir koordinat sisteminde cisimlerin arasındaki mesafe artsa da birbirlerine göre koordinatları değişmiyor:

    görsel
    (görsel buradan alıntı)

    resme dikkat edin. iki adet galaksi, mavi olarak çizilmiş. soldaki ufak şekle dikkat ederseniz, şeklin sol tarafındaki galaksiden sağ tarafındakine gitmek için 3 kare sağa, 2 kare aşağıya gitmeniz gerekiyor.

    şimdi sağdaki şekle bakın. şekil daha geniş olduğu hâlde, soldaki galaksiden sağdakine gitmek için yine 3 kare sağa, 2 kare aşağıya gitmek durumundasınız. burada şekil sündü, genişledi ama iki galaksinin koordinatları birbirine göre hâlâ aynı.

    ***

    başlığı açıp soruyu soran arkadaşa verip veriştirmişsiniz, ama aslında bu konuyla ilgilenmeye yeni yeni başlayan hemen hemen herkesin aklına gelen bir şeyi söylemiş. eğer evren genişliyorsa, neyin içinde genişliyor sorusunu ben gök bilimci olarak çok duydum. mutlaka siz de sormuş ya da duymuşsunuzdur.

    biz insanlar, duyu organlarımız ve tecrübelerimiz nedeniyle genişleme kelimesini içinde bulunulması gereken bir ortam ile bağdaştırıyoruz doğal olarak ve bir ortamdan bağımsız bir genişleme fikrini algılayamayabiliyoruz. kaldı ki zaten "evren genişliyor" ifadesi aslında çok doğru bir ifade değil. evrenin gerçekleştirdiği şey, fırın içinde kabaran bir kekin, yani bir ortam içerisinde şişmekte olan herhangi bir şeyin hareketinden ziyade bir nevi sünme, esneme hareketidir.

    nasıl?

    gözünüzde şöyle canlandırın; sonsuz uzunluktaki bir ipe ikişer metre ara ile mandallar astınız. sonra bu dizaynı beğenmediniz ve sonsuz uzunluktaki bu esnek ipinizi birbirine uzak noktalardan çekerek iyice esnettiniz. ip hâlâ sonsuz, ama mandalların arasındaki mesafe, ipi gerdiğiniz için iyice açıldı. işte tıpkı bunun gibi, evren sonsuz ise galaksilerin aralarındaki açılma, evrenin bizim anladığımız anlamda genişlediğinin değil esnediğinin bir göstergesidir.

    bu konular hakkında, özellikle ingilizce bilen arkadaşlar için bol miktarda kaynak var, internet üzerinden erişebilecekleri. bu konuda isim yapmış yabancı üniversitelerin resmi siteleri gibi... o tür yerlerden araştırdığınızda, olayın aslında yukarıda anlattığım şekilde anlatıldığını "bir şeyin içerisinde genişleyen evren" fikrinin ise bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu göreceksiniz.

  • günün neredeyse her saati dolu, kasalarında sıra olan, 25-30 yıllık eteklerini giyip pazar arabalarıyla daracık ve ambar gibi dağınık koridorlarında ürünleri inceleyen yaşlılarla dolu polonyalı market zinciri. et ürünleri özellikle ucuzdur bu sebepten soğuk dolaplarının önünde ekseriyetle sıra bekleyenler olur.

    bulunduğu semte göre büyüklüğü ve içerisindeki ürün çeşitliliği değişebilir. misal, bir şubesinde yüksek alkollü içkiler* bulunurken daha ufak döşenmiş bir şubesinde biradan başka birşey bulamazsınız. yine büyük olanlarında kozmetik reyonu, büyük içki reyonları mevcuttur ve küçük şubelerdeki raf ve reyon düzenlerine göre daha çok çeşit ve ürün barındırır.

    gün itibariyle; 4-pack zywiec birayı 8.90'a, 360 gr kemiksiz yağsız domuz filetoyu 6.90'a, 400 gr dondurulmuş pizzayı 6.99'a, makarna soslarının kavanozunu 3.49'a alabileceğiniz öğrenci dostu bir markettir.

  • atakan(4,5)- baba sen ölcek misin?
    ben- evet oğlum..
    a- annem?
    b- evet.
    a- babanem?
    b- ölcek..
    a- dedem?
    b- yes..
    a- ben ölcek miyim?
    b- sen de ölceksin.
    a- halam?
    b- halan da ölcek..
    a- ühühühühü.. halam ölmesin yaaa ben onu çok seviyom.. ühühühühhh..
    b- olm dur ağlama.. herkes ölcek.. (bkz: her canlı ölümü tadacaktır)
    a- üh.. ne? herkes mi ölcek?
    b- evet..
    a- ama.. ama.. o zaman dünyada kimse kalmayacak mı?
    b- ooffff.. hadi gel fifa 2000 oynayalım..
    a- heyyoooo.. ben janjantin'i seçmek istiyorum..
    b- peki..

  • başlık:askerlik paralı olacak diyorlar.

    entry: hazır bedavayken hemen gittim kaydımı yaptırdım. kasım'da askerim inş.

  • yunanistan'dan dönen edirne savcısı fatih aslan'ın arabasını arayan gümrük muhafaza memuru için açılan davada istenen ceza. sebebi de hakimler ve savcılar kanunu'nun 88. maddesi uyarınca savcı ve hakimlerin aranmasının yasak olması. oysa gümrük mevzuatına göre gümrük kapılarında istisnasız her araç aranır. savcı, memur hakkında soruşturma açtırdı. soruşturmayı açan başka bir savcı 2 kez takipsizlik kararı verdi. ama savcı fatih aslan'ın itirazları sonucu üçüncü başvuruda memur hakkında dava açıldı.

    bugün davanın ilk duruşması görüldü. gümrük memurunu edirne baro başkanı dahil 3 avukat savundu. trakya gümrük başmüdürlüğü üst yetkilileri memura destek amacıyla tam kadro mahkemeye geldi. mahkeme nisan ayına ertelendi.

    sonuç olarak devletin iki farklı kanununun birbiriyle çakışması yüzünden ihale memura kaldı. savcı, olayı saçma bir şekilde onur meselesi haline getirip dava üstüne dava açtı. bu dava sonunda memur, istenen 1 yıllık cezayı alırsa o günden sonra sınır kapılarında memur olanlar araçları aramazsa haklıdır.

  • konuyla yakından alakalı yeni bir çalışma yapılmış ve yalnız insanların beyinlerinde temel farklılıklar olduğu keşfedilmiş, bazı beyin alanları hacimleri ve diğer bölgelerle kurulan iletişim ağının değişkenlik gösterdiği bulunmuş.

    araştırmacılar 40.000 orta yaş ve üzeri gönüllü katılımcının mri* görüntüleri, genetik bilgileri ve katılımcıların kendilerini yalnız hissedip hissetmediklerini de içeren kendi kişisel psikolojik değerlendirmelerini incelemiş ve bu bilgileri veri tabanında açık erişim ile dünyadaki diğer bilim insanlarının da kontrolüne sunmuşlar.
    farkın kendini gösterdiği alanların default network merkezli olduğu bulunmuş.
    default network derin düşüncelerin, anıların, gelecek planlamasının, hayal kurmanın ve empatinin dahil olduğu bir dizi beyin bölgesine denir. bu bölgeyle geçmişi hatırlar, geleceği tasavvur eder, şimdinin mevcut olandan farklı versiyonlarını hayal ederiz.
    yalnız insanların default network bağlarında normalden daha güçlü bağlar kurulduğunu, daha da ilginci default networkteki gri madde hacminin daha geniş olduğunu, hipokampus'tan aldığı sinyalleri d.n.'e ileten sinir liflerinin yoğunlaştığı bölge olan forniksin ise daha güçlü bir formda olduğunu keşfetmişler.

    bu bölgelerin ve işlevlerinin yalnızlıkla pozitif korelasyonunun sebebi olarak yalnız kişilerin hayal gücünü daha fazla kullanması, geçmişteki anılarını daha sık düşünmesi ya da yalnızlıklarının üstesinden geleceklerini umut etmeleri olduğu konusunda bir tahmin yapılmış.
    bu varsayımlara katılmadığımı da belirteyim. mamafih 40.000 orta yaşlının ortalamasında yalnızlığı kendi tercih etmeyenlerin oranı daha fazla olabilir.
    başlık asosyal olmak çünkü, tercih edilen bir durum yani.

    daha sonra yalnızlığın problem olduğundan bahsediliyor. yaşlı insanların yalnız olmasının demans (bunama) riskini arttırdığını gösteren eski çalışmalar varmış. fakat bu çalışmalar interneti kullanmayan yaşlı nüfusla yapılmış araştırmalar. şimdinin insanları yaşlandığında internet kullanıyor olacaktır ve yalnız ama internet kullanan yaşlıların bu araştırmalardan oldukça farklı sonuçlar gösterme ihtimali oldukça yüksek.
    orhan veli kanık - yalnızlık eserinde yalnızlıktan korktuğunu dışa vuruyor. mesela orhan veli'nin bunama ihtimali varmış araştırmalara göre ama yalnızlığı özellikle tercih edenleri (asosyalleri) hedeflemiş araştırmalar değil bu çalışmalar.

    velhasıl yalnızsan beyin yapın ve çalışma şekli muhtemelen biraz farklı.
    araştırmada söylenmemiş ama vice versa.
    "yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. insan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.”
    carl jung ( 1875 – 1961 )
    --------
    kaynak