hesabın var mı? giriş yap

  • dün akşam fenerbahçeyi 3-2 yendiğimiz maçtan sonra pederimi aradım. telefonda kutlaşalım diye. sonunda şeytanın bacağını kırdık bıbıcığım dedim. ne bacak kırması, hamuğa goyduk bıraktık dedi kısık sesiyle. mario dedim. gomez dedi. siyah dedim. beyaz dedi. nartallo dedim. mrklea dedi. kısa süren bir seansla kemoterapi uyguladık birbirimize. sonra kapattık telefonları. oturduğum yerde 3-5 saniye sessiz bir şekilde dururken mutfaktan hanım bağırdı ;

    - yalnız iyi koyduk haa.

    limited edition : debe listesine 10.sıradan girmişiz. ilginiz için teşekkürler.

  • isteyen müşterilerin kullanabileceği "koşer netflix" uygulaması sansür değildir. orada istemeyen sansürsüz olarak izleyebiliyor.

    kendi yobazlığına kardeş arayan, bunu ararken de güya en nefret ettiği toplumu örnek gösteren entry.

  • babamın vefatından 10 gün sonra annemle evlilik yıldönümleri olmasından mütevellit anneme sanki babam almış gibi bir hediye alıp, onun ağzından bir şeyler yazıp, parasını ödemiştim. anneme verdikten birkaç dakika sonra gardırobu açık olan babamın takımlarına göz gezdirirken ilk elimi attığım cepte tam olarak küsuratıyla beraber hediye için verdiğim para çıkmıştı. böyle şeyler bana çok saçma gelse de hiçbir zaman anlam veremediğim bir olay olarak kayda geçmiştir benim için.

  • facebook'ta dolaşan muharrem ince'nin sorduğu soru. eğer gerçekten bunları söylediyse helal olsun. cevapları da şöyleymiş;
    1)çocuğunu öldürürsünüz.
    2)cenazesine saldırırsınız.
    3)katilini serbest bırakırsınız.

    edit: bunda eksileyecek ne var?

  • var böyle bir şey gerçekten.
    yakın arkadaşlarım, liseden ve üniversitenin ilk zamanlarından kalma kişiler.
    o dönemler inanılmaz mutlu kişilerdik, sohbetlerimizde de o mutluluk olurdu.
    şimdi buluştuğumuzda ağlama krizleri, taşan dertler, gelecek kaygısı, ülke gündemi, işsizlik ne ararsanız var. insan aşk acısını anlatmayı özler mi? özlüyormuş işte. şimdi birimiz kötü bir ayrılık yaşasa yarım saat dinleyip üç beş sövüp geçiyoruz.
    yaştan mı soktuğum ülkesinin gündeminden mi umutsuzluktan mı bilmiyorum ama her yerimize işlemiş bir mutsuzluk var. çoğumuz böyleyiz biliyorum.

  • ıstanbul' da vergi indirimi kesmez, bisikleti ile işe sağ salim ulaşmayı başaran herkese ömür boyu maaş bağlanmalı. bu arabasını siki sanan puştlar yüzünden kaldırımda, sokakta hatta evinizin içinde bile ölebilirsiniz. bisikletle gezmek ise sırattan daha ince bir köprü.