hesabın var mı? giriş yap

  • yine de efsane olsun olmasın bütün michael'ler bir araya gelse arif'in o şutunu çıkaramazlar.

  • ilginç olay ama olayın cem yılmaz’ın işlerinin içeriğiyle ilgisi yokmuş. başarılar tamamen siyasi düşüncelere göreymiş.
    başarı ölçütü=siyasi görüş. teşekkürler yazar kardeş, yine kutsal bilgilendim.

  • basit usul vergilendirilenler gelir vergisinden muaf tutulacakmış, yani taksici dediğin insan 100.000 tl falan kar elde edecek ama 1 kuruş vergi vermeyecek öte yandan ücretli çalışan 100.000 tl gelir ederse bunun 3'te biri vergi olarak kesilecek. ki taksi plakası sahiplerinin 100.000 tl'den fazla kar ettiğini biliyoruz, sırf o plakalar 2-3 milyon tl.

    vergi yükü yine ücretlilerin üstünde kalmaya devam edecek. valla müthiş reformlarmış.

    edit: az önce bloomberg ht'de nedim türkmen'i seyrettim. "bu basit usulde vergilendirilen 850 bin mükelleften elde edilen vergi geliri 228 milyon tl, o da vergi gelirlerinin yüzde 2,4'üne tekabül ediyor." dedi.

    şaka gibi ama esnaf başına ödenen vergi tutarı yıllık 268 tl. öte tarafta aylık brüt 4.000 tl kazanan bir ücretlinin ödediği yıllık gelir vergisi 6.960 tl. o aylık brüt 4.000 tl kazanın cebine asgari ücretten hallice bir para girerken, 268 tl vergi ödeyen basit usül mükellefi fiş vs. kesmeden yolunu buluyor altına arabayı çekiyor. şimdi o adama "sen 268 tl'yi de verme kardeş" diyorlar.

    850 bin kişiden bahsediyoruz, evet çok az vergi ödüyorlardı ama sonuçta ödüyorlardı ve bu kaldırıldı, bu işin oy kaygısı taşıdığını söylememize gerek yok sanırım. adamlar nasıl vergi gelirlerini azaltmadan en çok kişiye kıyak yapabilirim diye düşünmüş ve bunu bulmuşlar. reform diye buna denir işte.

  • italya'dan dönüyorum, tam x-ray'den geçtim polis durdurdu.

    -nereye gidiyorsun?
    +turkey.
    -pasaport?
    +si.
    -kaç para var üstünde?
    +saymam lazım ama yaklasık 300 euro.
    -tamam geç.

    gördüğünüz gibi osuruktan bir diyalog. sırf italya'ya gittiğimi belirtmek için yazdım.

    **

  • acilen sosyal hizmetlerin çocuğu aileden alması gerekiyor. dünya literatüründe vegan bebek/çocuk diye bir şey yok

  • 10 ocak 1961'de gerçekleşen ve gazetelerin 3 gün çıkmadığı hadise.

    basın mesleğinde çalışanlarla işverenler arasındaki ilişkileri düzenleyen, ''5953 sayılı kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesine ve bu kanuna bazı maddeler eklenmesine dair kanun'', milli birlik komitesi'nce 4 ocak 1961'de kabul edildi. 10 ocak 1961 günü resmi
    gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren yasa ile gazetecilerin bazı sosyal hakları güvence altına alındı.

    bugün ''212 sayılı yasa'' olarak bilinen düzenleme, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması gibi gazetecilerin sosyal ve yasal
    haklarını belirleyen hükümleri içeriyor.

    212 sayılı yasa'nın çıkarılışı, bu dönemde yaşanan ''babıali'de dokuz patron olayı'' ile de türk basın tarihine geçti.

    işverenler ve çalışanlar arasında gerginliğe, gazetelerin kapanmasına ve çalışanların ''basın'' adında yeni bir gazete çıkarmasına neden olan olaylar, şöyle gelişti:

    10 ocak günü gazetelerini ellerine alan okuyucular, ''gazetemizi üç gün kapatıyoruz'' başlığıyla karşılaştılar. başlığın altında, 9 gazete patronunun imzasıyla yayınlanan, 212 sayılı yasa ile basın ilan kurumu'nun oluşturulmasıyla ilgili 195 sayılı yasaya yönelik
    tepkilerin dile getirildiği, yasaların mesleki sakıncalar doğuracağı iddia edilen ortak bildiri yer alıyordu.

    gazete sahiplerinin bu ortak tepkisi karşısında, çalışanlar da bir araya geldiler. istanbul gazeteciler sendikası, çalışanlara ait bir ortak bildiri yayınlayarak, kapanma kararının gazete sahipleri tarafından verildiğini, diğer çalışanların ise bu durumu tasvip etmediklerini açıkladılar. gazeteciler aynı gün, sendika önünden başlayan sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdiler. ayrıca, sendikada gerçekleştirilen olağanüstü toplantıda, patronların üç günlük boykotu sırasında ''basın'' adlı bir gazete yayınlanmasına karar verildi.

    gerekli girişimlerin ardından çalışanların ortak ürünü olan ''basın gazetesi'', 11 ocak günü yayınlandı. basın gazetesi, gazete patronlarının üç günlük boykotu sırasında düzenli olarak yayın hayatını sürdürdü.

    patronların boykotuna karşılık, ankara ve izmir'de de çalışanlar, gerçekleştirdikleri yürüyüşler ve yayınladıkları bildirilerle tepki gösterdiler.

    basın gazetesi'nin son sayısında yer alan başyazıda, basın emekçilerinin elde edilen hakların korunması amacıyla elbirliğiyle mücadele edecekleri kaydediliyordu.

    14 ocak 1961'de boykot sona ererek, gazeteler yeniden yayına başladı ancak üç günde yaşanan olaylar, türk basın tarihinde yerini aldı.

  • iki ihtimal var:

    1- sabah duş alıp çıkmak
    2- akşamdan duş alıp sabah darmadağın olmuş saçları düzeltmek için saçları yıkayıp çıkmak.

  • hayatı gerçek anlamda çözmüş ingiliz.

    "insanlar yalnızca kendilerinin hissetmediği acıları çekenleri teselli edebilirler." demiş vakt-i zamanında. ne güzel demiş.

  • "yalnız 15 dakkadan önce gelmesin, yeni duştan çıktık da - sinemis, ceren, gamze"

    getiren adama da ayıp oldu ama. adam nefes nefese geldi çaldı kapıyı 4 tane erkek çıktı karşısına...