hesabın var mı? giriş yap

  • dün gece yatmadan deneyip, gerçekleştiremediğim olay. şöyle ki; gecenin bir vakti otogar gibi bir yere giderken buldum kendimi. yolda yürürken "aha rüyadayım" dedim ve kontrol edebileceğim için çok mutlu oldum. sonra "öncelikle bi' gündüz olsun" dedim. güneşi doğdurtamadım(?). otogarda bekleyen bir gence yaklaştım. "nasıl olsa bu adam da rüyanın içinde bir karakter olduğundan nasıl yapacağımı bilir." diye düşündüm ve "güneşi nasıl doğurabilirim?" dedim. "dalga mı geçiyon olm sktirgit" tepkisi aldım. sonra yerde bir yumurta gördüm. eğilip aldım yumurtayı ve yaşlı bir adam bana "burda o yumurtalardan 100 tane var. hepsini bulursan güneş doğar." dedi. çok üzülüp uyandım. kimseyi bu kadar uğraştırmıyorlar lan. bana gelince niye böyle!

  • doğru kararın ötesinde pratiktir. işid sakalıyla gezecek diye duman zehirlenmesinden ölen itfaiye personeli rezilliktir. oksijen maskesi takması gereken bir meslek alanında çalışan adam sakal, geniş bıyık vb. bırakmamalıdır.

  • aramak.

    yani bir nevi sevgililik müessesesini tamamıyla yanlış anlamışlıktır sebep.

    yalnız doğdun arkadaşım. annen vardı yanında, baban, belki ağabeyin ya da kardeşin, ablan... bu hayatta ilk ailen ve sen olarak var oldun. daha sonra arkadaşların oldu. kimisini sevdin, kimisiyle itişip kakıştın, takıştın falan. tüm bunlar hep doğal süreç olarak gerçekleşti. hiçbirini sırf olsun diye yapmadın.
    sonra bir gün o arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı insanı gördün; hormonlar altüst oldu. sevdin bu işi. sadece sevdin yani. bir şey arayıp bir şey kurcalamadan. dokunmak istedin. nedenini kendin bile anlamadın. sevgililik kavramını böyle tanıdın işte. "lan olsa ya şimdi burada keşke!" diyerek.

    sular aktı köprünün altından, büyüdün falan filan. hayata atıldın. okullar okudun. bir takım bambaşka değerler keşfettin hayata dair. bu esnada ne olduysa oldu, sen sevgililik meselesini sağda solda aranarak bulunan, lan şuraya gidelim belki orada vardır diye kovalanan bir şey sanmaya başladın. olmaması eksiklik, bulunamaması anormal görünmeye başladı. ne boyadı senin gözünü be canım kardeşim? sen neden böyle oldun?

    halbuki senin bir hayatın var ve durmaksızın onu yaşamaya devam etsen, sosyal ortamında, iş ortamında, orada, burada, bir yerde işte, biri çıkacak karşına illa; arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı biri. ama aramakla olmaz bu. aramak, ancak aklının yapabileceği bir şey çünkü, oysa senin ihtiyacın olan şey sadece yüreğinin yapabileceği bir iş ile bulunacak.

    bol şans.

    edit: bu entry yazılalı beri geçen uzun yıllar içinde çok mesaj geldi, "kesin mi, bu işe yarıyor mu, bak salacağım bu iş böyle oluyorsa..." minvalinde. tabii lan manyak mısın diye ahkam kestim.

    arkadaşlar kandırıldık. arayın sevgili. entry sahibi 37 yaşında, single. eyyorlamam bu kadar.

  • kabullenmek kolay da, kabullenmenin acısını hafifletme yöntemleri gerek. yani oturup paşa paşa kabullenip bir de üstüne kendine çay ısmarlamak gerek. bunun öldürücü bir son olmadığını kabul edip -kaderci yaklaşımları sevmesem de böyle konularda inanasım tutuyor- "nasip" demeyi öğrenmek gerek. dıştan söylerken içten hırsını, acısını çekmeden hem de...

    bir de bana şunu hatırlattı;

    "birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa bundan çok güzel kaos çıkar. bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar. uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. ama sevgine karşılık çıkar mı? o biraz zor işte.."

    (bkz: ali lidar)

  • rusya'nın iki devleti uzlaştırmak için 10 kasım'ı seçmesi, azerbaycan ve türkiye'nin toplumsal belleğinde derin bir uyuşmazlık yaratma planıydı belki de. türkiye'nin en büyük yas gününün, azerbaycan'ın en büyük bayramı olmasını sağladılar. böylece iki toplumun ortak belleğinde bir gedik açtılar.

  • 59 seconds kitabında richard wiseman'ın alıntıladığı akademik çalışmalardan birinde bir grup borsacıya stresi düşürmesi için köpek veriyorlar. diğer grup ise kolesterol ilacı kullanıyor (sebep: stres kolesterolü arttırıyor). 6 ay sonunda köpek besleyenlerin kolesterol seviyeleriyle ilaç kullananlarınki aynı çıkıyor. ayrıca deneye katılan borsacıların tamamı deney için aldıkları köpeği geri vermeyi reddediyorlar.

  • futbolda ceza sahası içinde 10 kusurlu hareketten bir veya daha fazlasının yapılması sonucunda verilen penaltı kararının ağır bir cezalandırma yöntemi olması durumudur.

    bir şekilde bu penaltı konusunun yeniden düzenlenmesi taraftarıyım. ceza sahası denilen yer yaklaşık 640 metre kare alana sahip bir bölge. eni 40, boyu 16 metre bu alanın her bölgesinde yapılan kusurlu bir hareketin penaltıyla cezalandırılması bana göre çok ağır bir karar.

    ceza sahası çizgisi ve futbol sahasının bitiş çizgisinin kesiştiği köşede gol ile alakasız bir pozisyonda yapılan hata da penaltı, kaleciyle karşı karşıya pozisyonda ki oyuncuya yapılan faul de penaltı.

    ceza sahası içerisinde kaleden uzak bi bölgede saçma sapan bir şekilde seken topun defans oyuncusunun eline çarpması da penaltı, defansın gol olacak şutu eliyle kesmesi de penaltı.

    ya da diyelim ki yerleşmiş bir defansa karşı pozisyon bulmaya çalışan takımın oyuncusu, rakip defansla itişe kakışa koşarak pozisyon bulmaya çalışırken tam ceza sahasına girdiği anda kendini yere bırakıyor, bu da penaltı. oysa beş santim önce düşmüş olsa frikik kullanılacak. aynı zamanda ortada bir gol pozisyonu da yok. defans yerleşmiş, kaleyle arasında 16 metre var. penaltı kullanılıyor ve bedavadan atılmış bir gol.

    penaltı kuralı yüzünden gol olmayacak pozisyonlarda bedavadan çok fazla gol atıldığı kanısındayım. ki bana kalırsa kullanılan penaltıların büyük bir çoğunluğu böyle durumlar sonucunda ortaya çıkıyor.

    bence penaltı ile cezalandırılacak alan küçültülmeli ya da ceza sahası içinde yapılan her kusurlu hareket, penaltı ile cezalandırılmamalı. 640 metre karelik alan, 11 metreden kaleye ceza vuruşu yapılmasını gerektiren hatalar için çok fazla büyük. hiç gerçek bir futbol sahasında oynamamış birinin anlaması için şöyle bir örnek vereyim. ceza sahası alanı yaklaşık olarak ortalama bir halı saha boyutunda. sadece eni biraz daha küçük.

    acaba bir tek ben mi böyle düşünüyorum, merak ediyorum.