ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
norveç'in 800 milyar dolarlık tasarruf fonu
-
http://www.bbc.com/news/business-28882312
norveç'te herkesi milyoner yapmaya yetecek kadar paranın tutulduğu fondur efendim.
bir yanımız elbette arapların petrolleri bittikten sonra düştükleri açlığa fakirliğe üzülecek. ama öbür yanda petrolden kazandıkları paranın %96sını tutan, dubai gibi pislik merkezlerine harcamayan ülkeler var. medeniyetin gözünü seveyim.
kaşar sucuk salamın sofrada lüks sayıldığı yıllar
-
2021 yılı hatta arttırıyorum
clio'nun lüks sayıldığı yıllar
kuruyemiş'in lüks sayıldığı yıllar
meyve'nin lüks sayıldığı yıllar
et'in lüks sayıldığı yıllar
bira'nın lüks sayıldığı yıllar
rakı'nın lüks sayıldığı yıllar
bilgisayarın lüks sayıldığı yıllar(teknoloji çağında!)
şahin doğan arabanın 40bin tl olduğu yıllar diyeee uzar gider bu entry
aklınıza gelen satın alınabilecek herşey artık lüks maalesef.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ege (5 yaş) anneannesinin evinin bahçesine tohum ekiyor.
anneanne: al bakalım ege, bu mısırları toprağa yerleştir, büyüyünce ben ektim dersin.
ege: vay canına hayatımda ilk defa bir şey ekiyorum!
anneanne: afferin sana çok güzel ektin, şimdi de şu karpuz çekirdeklerini ek bakalım.
ege: vay canına, hayatımda ilk defa ikinci bir şey ektim!
murathan mungan
-
ilk olarak "camsap ile sahmeran" adli hikayesiyle sevdigim yazar ve sair:
camsap: "size ihanet etmeyecegime soz veriyorum."
sahmeran: "gelecekteki sen adina nasil soz verebilirsin? o baska biri, simdiki senin tanimadigi biri."
smile
-
bunun gibi öyküsü olan ve korku sinemasında kendine yer edinmeyi başaran filmleri seviyorum. özellikle yönetmeninin ilk uzun metrajlı filmi olması ve direktörün kendi kişisel beğenilerinden izler görmemiz, aynı zamanda kendi korku sineması perspektifini yarattığı eserle bizlere aktarması, yeni algıları keşfetmemiz açısından müthiş bir şey.
filmin tam anlamıyla bir "korku" filmi olması beni mutlu eden ikinci özelliği. izlediğimiz bu film "melez" bir film değil. birden fazla türe ait bir film olarak üretilmemiş. korku sineması seven kitle genellikle bu tür klasik korkuları sever. ben de bu kitlenin bir parçası olduğumdan, filmin bu eski korku klasiklerini anımsatan yapısını çok beğendim.
gelelim oyunculuklara. başrolde izlediğimiz ve doğal olarak filmi tek başına sürükleyen oyuncu sosie bacon hem yeteneği ile hem de tanınmamış yüzüyle rolünde oldukça başarılı. kendisi ünlü aktör kevin bacon un kızıymış. sesini ve mimiklerini olabildiğince doğal tonda kullanan oyuncudan, yönetmen parker finn dört dörtlük performans almış. zaten bu, filmin başarılı bir yapım olmasındaki ana etmenlerden biri.
yardımcı oyuncuları incelediğimizde, maalesef başrol ile aynı şeyleri söylememiz mümkün değil. ana karakterin nişanlısı, polis, psikolog ve hemen hemen tüm yardımcı oyuncular vasatın epey bir altında kalıyor. bu oyuncuların çiğ performansı, baya bir gözlerimi kanattı. özellikle başrolün kız kardeşini oynayan ablamızın yapaylığı, filmi izlerken sinirden tüylerimi diken diken etti. oyuncu kadrosu seçilirken belli ki buraya çok özen gösterilmemiş. muhtemelen filmin düşük bütçeli bir yapım olmasından kaynaklı. yine de ne olursa olsun, insan en azından vasat performanslar bekliyor. bunun tek istisnası, hapishane sahnesinde tutukluyu oynayan siyahi abimiz. yaklaşık 5 dakika süren bu sahnede oyuncu, mükemmele yakın oynamış.
filmin senaryosu yönetmen tarafından yazılmış. senaryoyu incelediğimizde, filmin korku sinemasının çok sevilenleri ile akrabalığı bulunduğunu görüyoruz. film, 2014 tarihli it follows un kız kardeşi. 2002 tarihli the ring filminin de teyzesinin kızı. insanlara birbirinden zincirleme biçimde geçen bir tür lanetin söz konusu olduğu film, korku sinemasında çok sevilen bir konudan besleniyor ve bunu izleyiciye çarpıcı görsellerle aktarabiliyor. yönetmen senaryo matematiğini oluştururken, filmde geçen diyalogları izleyiciye bir bir göstermiş. filmde hiç açık kapı bırakılmaması ve filmin sonunun, en başıyla uyumlu biçimde bağlanması beni ayrıca mutlu etti.
filmdeki müzik ve ses kullanımına da ayrıca değinmek gerekir. filmin sinir bozuculuk katsayısını yükselten ses kurgusu, bu bütçedeki bir film için ileri seviyede yapılmış. filmin başarılı olmasındaki en önemli etkenlerden biri de şüphesiz, teknik detaylarda (ses, ışık ve efekt) filmin kendisinden bekleneni fazlasıyla vermesi olarak nitelenebilir. ayrıca filmde yer alan müziklerin de oldukça başarılı olduğunu belirtmeliyim.
son olarak bu film, korku janrında çığır açan ve ilerde başyapıt olarak addedilecek bir film tabii ki değil. ancak yönetmeninin ilk uzun metraj filmi olması, klasik korku sinemasına kendince bir değer katması, görece uzun süresine rağmen seyirciyi sıkmadan ve hiç tempo düşürmeden kendini izletmesi ile oldukça başarılı bir korku filmi olduğunu söyleyebilirim. özellikle tür sinemasını sevenlerin mutlaka izlemesi gereken smile "keşke sinemalara bu türden korku filmleri daha çok gelse" dedirtecek kadar kaliteli bir yapım.
300 kmh ile bariyere giren motorcu
-
ibreye doğru eğildiğinde oluşan aerodinamikle dengeye ulaşan motor, salağın doğrulmasıyla tamamen bozuluyor ardından kontrolü kaybediyor. bunlar hep fizik. fizik, aerodinamik bilmiyorsan o hızları yapmayacaksın. gerçi o hızları hiç bir türlü yapmayacaksın da işte, ne diyelim doğal seçilim.
alışveriş merkezlerindeki güvenlik görevlileri
-
asgari ucret alarak saatlerce ayakta, sogukta beklemekte olan insanlar.
zengin zuppe cocuklarinin xray'den gecerken 2. kez gecmesi istenince verdikleri tepkileri gorunce, iyi ki yerlerinde degilim dedigim cok olmustur.
zuppe pic 2. kez gecer misiniz diyince oyle bir afra tafra yapip agzina geleni sayiyor ki zannedersin ki kral cocugu.
ulan gereksiz, hayatindaki en buyuk basarinin ananin babanin parasini avm'lerde yemek oldugunun farkina var ve kir kicini otur.
pazar pazar sinirlendirme beni (asfdasfdas)
kız isteme söz nişan nikah düğün
pegasus airlines
-
- iyi günler, nasıl yardımcı olabilirim?
- x tarihindeki biletimi iptal ettiğimde, iade ücreti ne kadar oluyor onu sormak için aramıştım.
- tabi kontrol ediyorum bilgilerinizi... efendim iade ücreti olarak 7.25 tl veriyoruz.
- 7.25 ??? peki ben iptal ettirirsem, bilet başkasına satılacak değil mi?
- tabiki efendim.
- iyi güzel. şimdi ben o uçuşu gerçekleştiremeyeceğim ama biletimi de iptal ettirmiyorum...
ulan paranın hepsini verin demiyorum, hatta hiç vermiyoruz deseniz onu da anlarım da; 7.25 ney lan? alenen testis geçiyorlar azizim.
büdüt: overbook diye bir muhabbet varmış, gelmeyenin biletini satıyorlarmış son dakika. online check-in yapmayanı siksinler.
illuminati'ye giriş sınavı
-
son girişimde cevaplarda kaydırma yaptığım için ismail ağa cemaatine düştüğüm sınav.
ne yapsam kilo alamıyorum diyen insan
-
bu amk insanının "ayh çok yedim" dediği porsiyonlarla kuş bile doymaz. dingil. yalan söyleme bari.
kedi
-
benimki bazen uyandiktan sonra "ikindiyi simdi mi yoksa biraz sonra mi kilsam" diye dusunen emmi gibi oturuyor, icim bir hos oluyor, aciyorum. sen yat uyu ben kilarim senin yerine diyesim geliyor.