hesabın var mı? giriş yap

  • orumcek adam dendiginde cogu kisinin aklina eglenceli aksiyonlara giren geveze komik bir super kahraman gelse de, orumcek adam maskesinin altinda pesimist ve sarkastik bir adam var. super gucler kazandigi icin hayati mahvolan, zar zor gecinen, sayisiz kez basarisiz olan, bir cok insanin olumune sahitlik etmek zorunda kalan adamin gevezeligi onunkisi. iste orumcek adam maceralarindan bazilarinda bu durum cok daha fazla islenir. bazi maceralari inanilmaz derecede melankolik, dokunakli, duygusal ve karamsardir. bunlardan sahsen en cok sevdigim bes tanesini liste halinde anlatacagim o yuzden entry'nin devaminda feci spoiler var. ayrica size arzu'yla kaya'nin selami var ehi ehi.

    1- the kid who collects spider-man

    https://eksiup.com/p/mj1118408jv9

    https://imgur.com/a/ix0zxdv

    ilk kez the amazing spider-man serisinin 248. sayisinda yayinlanan hikaye. tim, orumcek adam'in buyuk bir hayrani ve onun hakkindaki her seyi topluyor. butun gazete haberlerini, resimlerini ve hatta orumcegin kil payi kurtuldugu kursun cekirdeklerini. en buyuk dilegi ise bir gun orumcek adam'la tanismak. sonunda bir gece orumcek adam odasinda ziyaret ediyor tim'i. kucuk tim buyuk bir heyecanla orumcek adam koleksiyonunu gosterirken orumcek de bu sayede anilara daliyor. tim'e maceralarinin bilinmeyen yonlerini anlatiyor. ve tim en sonunda orumcegin en buyuk sirrini yani gercek kimligini bile ogreniyor. bu mutlu sona gidermis gibi gozuken son karesi ise bir yumru gibi oturuyor bogazimiza. cunku tim'in odasinin bir hastanede oldugu, losemi olan tim'in ise bir kac haftalik omru kaldigi anlasiliyor.

    - en dokunakli replik: "yemin ederim ki sirrini kimseye soylemezdim... yasadigim surece."

    - en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/aj111842rxyj

    https://imgur.com/a/xsgnmcr

    gorsel anlatimdaki muhtesem isik ve golge kullanimi, en neseli karede bile karakterlerin ustune dusen golgeler gorsel anlatim dersi veriyor adeta. caresizligin melankolisi o kadar etkileyici anlatiliyor ki ice islememesi mumkun degil. ozellikle tim'in durumunun bir gazete kosesindeki ufacik bir kupurden ogreniyor olmamiz daha da katmerliyor melankoliyi.

    2- leah

    https://eksiup.com/p/3n111844fqsm

    https://imgur.com/a/xo0yfhc

    ilk kez friendly neighborhood spider-man annual serisinin birinci sayisinda yayinlanan kisa hikaye, sokaklarda yasayan evsiz kucuk kiz leah'nin dokunakli oykusune tanik ediyor bizi. buyuk bir orumcek adam hayrani olan kucuk leah, bir ara sokakta evi haline getirdigi karton kutusunda yasarken orumcek adam'la tanisip onun maceralarina katilma hayalleri kuruyor. her tarafini gazetelerdeki orumcek adam resimleriyle kapladigi kutusunda kar yagan sehrin bir kenarinda hayatta kalmaya calisiyor. karla kapli sehirde orumcek her ag atarak gectiginde bir gun onu farketmesini umuyor. sonunda orumcek onu farkettiginde ise... cok gec oluyor.

    - en dokunakli replik: "eger beni duyabiliyorsan leah, tatli ruyalar..."

    - en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/e4111845t4mr

    https://imgur.com/a/divvyng

    gerek leah'nin hic repligi olmamasi olsun, gerek karli sehrin o melankolik yapisi olsun, ice isleyen bir gorsel anlatimi var bu hikayenin.

    3- return of the sin-eater

    https://eksiup.com/p/6j111846a7cy

    https://imgur.com/a/al2tcon

    ilk kez the spectacular spider-man serisinin 134, 135 ve 136. sayilarinda yayinlanan karamsar gunah yiyen hikayesi. daha once the death of jean dewolff hikayesinde akil hastaligi yuzunden kendince gunahkar gordugu insanlari oldurmeye baslayan polis stanley carter, polis komiseri jean dewolff'u da oldurur. bu gercegi cok gec ogrenen orumcek ise daha once hic yapmadigi bir sey yaparak carter'i olduresiye doverek sakat kalmasina neden olur. iste bu hikayede orumcek adam carter'a yaptiklari yuzunden gucunun aslinda ne kadar tehlikeli oldugunu anlar ve ic hesaplasmaya girer. carter ise normal hayata geri donmeye calisir ama gerek insanlarin yaklasimi gerekse medyanin kendisini ucuz bir malzeme olarak kullanmasi sonucu akil hastaligi tekrar nukseder ve gunah yiyen geri doner. bu hikaye boyunca gerek carter'in akil hastaligi karsisindaki caresizligi ve hayata tutunma cabasi, gerekse orumcegin vicdan azabi yuzunden caresizce kendini affettirme cabasi sebebiyle ic acitan bir tablo ortaya cikar. sonunda ise carter gunah yiyen'i yenmeyi basarir... hayati pahasina.

    en dokunakli replik: "ben yendim... gunah yiyen oldu... artik yasayabilirim..."

    en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/8w1118473zt4

    https://imgur.com/a/j6yyknz

    yine gerek isik ve golge kullaniminin profesyonelligiyle olsun, gerekse yalnizlik duygusunu tam manasiyla veren bosluk dolu kareleriyle olsun cok basarili duygu aktarimi yapan bir hikayedir. ozellikle carter'in gunah yiyen personasindan kurtulmaya ve yeniden hayata adapte olmaya calismasi, ama herkesin dislamasi sonucu tekrar akil hastaliginin onunde diz cokmesi cok karamsar bir anlatimla verilmistir.

    4- kraven's last hunt

    https://eksiup.com/p/dq111848s6qb

    https://imgur.com/a/yvhsrtm

    uc ayri seride yayinlanmis hikaye. the amazing spider-man serisinin 293 ve 294. sayilarinda, the spectacular spider-man serisinin 131 ve 132. sayilarinda, web of spider-man serisinin 31 ve 32. sayilarinda alti bolum halinde yayinlanmistir. bu hikaye icin rahatlikla orumcek adam'in psikolojik haritasi diyebiliriz. populer orumcek adam imajinin aksine bu oykude orumcegin butun korkularini, kirilgan taraflarini ve yarali psikolojisini tum ciplakligiyla goruruz. genel hikaye asillik saplantili kraven karakterinin orumcegin kendisini kucuk dusurdugunu dusunup onu sadece yok ederek degil, kucuk dusurerek, yerine gecip ondan daha iyi olarak intikam almayi planlamasi uzerine kuruludur. bu avci kraven'in son avi olacaktir. ama burada en ic acitici olan tema insanlarin yanlizligi, olum karsisindaki caresizligi, butun bir hayatin nasil aslinda kagittan kuleler gibi kolayca yikilabilecegidir.

    en dokunakli replik: "ben sadece peter parker'im... ve sanirim umursuyorum..."

    en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/8v111849sgbd

    https://imgur.com/a/8qloiow

    gerek surekli yagan yagmur ve karanlik sehir tasviriyle olsun, gerekse karelerin cogunlukla repliksiz ve bosluklarla dolu olusuyla olsun, sanirim gorsel acidan en karamsar orumcek hikayesidir. sehrin boguculugunu, ve karanligin adeta ustunuze geldigini hissettirir. m.j'in yalnizligi, vermin'in nefret dolu dislanmisligi, kraven'in gecmisi geri getirememeye bagli melankolik ofkesi ile adeta bir pesimizm basyapitidir.

    5- the death of jean dewolff

    https://eksiup.com/p/sy111850vxr8

    https://imgur.com/a/zw8wj80

    ilk kez the spectacular spider-man serisinin 107, 108, 109 ve 110. sayilarinda yayinlanan ofke, ihanet ve caresizlik dolu karamsar hikaye. jean dewolff'un hayatindan kesitler ogrenerek baslariz bu hikayeye. cocukken polis olan uvey babasina olan ozenmesini, onu bir kahraman gibi gormesini, bir gun onun gibi olmayi hayal etmesini, bir gun uvey babasinin onunla gurur duyacagi bir polis olmayi hedeflemesini, bu surecte yasadigi sikintilari, atlattigi tehlikeleri ve uvey babasinin sessiz destegini goruruz. ama ters bir seyler vardir.

    yakin arkadasi komiser jean dewolff'un evinde uykusundayken olduruldugunu ogrenir orumcek. bunu yapan gunah yiyen diye biridir. orumcek cok sinirlenir, kendisine gore gunahkar gordugu kisileri pompali tufekle acimadan olduren gunah yiyen'i yakalamak icin durmaksizin ugrasir. bu surecte kendisine surekli yardimci olan polis memuru stanley carter'e guvenir. ama hikayenin sonunda sin-eater'in butun hikaye boyunca orumcegin en cok guvendigi stanley carter oldugu ortaya cikar. bu durum orumcegi busbutun cigirindan cikarir, hatta kendisini durdurmaya calisan daredevil'i bile dover arada. carter'i yakaladiginda ise daha once hic yapmadigi bir sey yapar, olduresiye dover carter'i, bu ofkenin arkasinda sadece jean dewolff'un olumu yoktur cunku. hem guvendigi kisinin onu aldatmasi hem de genel olarak insanlarin guvendigi polislik kurumunun icindeki kisinin meslegine ihaneti sebebiyle ofkeden cildirmistir orumcek. bilmedigi sey ise; stanley carter'in aslinda bir akil hastasi oldugu ve yaptigi seyleri bilincli yapmadigidir.

    - en dokunakli replik: "bana uzgun oldugunu anlatma, jean dewolff'e anlat."

    - en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/6r111851n93t

    https://imgur.com/a/lpqaeiv

    aslinda hikaye ve cizimler siradanmis gibi gozukse de icinde adalet duygusunun cabucak ofke ve intikama donusebilecegini, en dogru olanin bile kolayca sagduyusunu kaybedebilecegini anlattigi icin cok degerlidir. adaletin ise kolayca aldatilabilecegini, cevresinden dolasilabilecegini gostererek adalete dair cok karamsar bir tablo cizer. oyku boyunca orumcek yavas yavas ofkesine yenilir ve nefret ettigi gunah yiyen'in bir benzerine donusur. bu da guc zehirlenmesinin getirdigi karamsar tasvirlerle cok basit bir gercegi anlatir; guc yozlastirir, mutlak guc mutlak yozlastirir.

    ***

    ayrica bunlar disinda kar firtinasinda sehirde kucuk suclularin pesinde kostugu, yagmurlu havalarda bir binanin duvarina yapismis halde soylenerek etraftaki kucuk suclari gozledigi pek cok macera mevcut, ve bu tarz hikayelerin hepsi evrenler arasi savas zirvaliklarina bes basar. cunku daha ayaklari yere basan ve orumcek adam'i sevmemize sebep olan tarzda hikayelerdir.

    ulan olup gitmeden sinemada su tarzda olgun kafada bir orumcek adam filmi goremezsem gozlerim acik gider yeminle. normal film olmaz fan film olur, o da olumlu.

  • ulkenin dogu sinirindan bati sinirina 3 saatte yurunuyor. geyik degil, $oyle bir yururken icin gecse multeci oluyosun.

  • tarihe not düşülmesi gereken bir başka türk hava yolları rezaleti ama bu seferkininin hikayesinin üstüne hbo otursa mini bir sezon dizisi bile çıkabilir o derece değişik. ayrıca türk hava yolları da böyle böyle mağduriyet koleksiyonu yapmaya devam ededursun artık itibarları gözümde metro turizm seviyesine inmiştir.

    biz 17:40’ta tk 7248 uçuşu için uçağa gitmek üzere yer servisine alındık yaklaşık 5 dakikalık bir yolculuktan sonra uçağın dibine geldik ama kapılar açılmadı. bekliyoruz bi uçak var karşımızda gitmek istiyoruz ama gidemiyoruz. uçak da küçük embraer olanlarından hani sanki "bakın nasıl uçağımız güzel mi yeni aldık" diye böyle sergiliyorlar içerde biz ise 40-50 kişi nefes nefese güneşin vurduğu pist sıcağı ise yüzümüzde. neyse on dakika içerde bekledikten sonra yan taraftan bi vip dolmuşu geldi içinde 4-5 takım elbiseli adam ve birkaç güzel giyinimli kadın. bunların direkt uçağa alındığını gördük. hal böyle olunca yaşlıca bi amcaya fenalık geldi önce, sonra cinnet geçirdi kapıyı yumruklamaya, tokatlamaya başladı. bunun üzerine benim de süper kahramanlık dürtüm ister istemez harekete geçti. kapının acil durum çıkışına yarayan kırmızı düğmesini indirmeye başladım. -zaten hep içimde bi tuhaf ukte idi bu tür düğmelere basabilmek bir gün-. yalnız ben bu düğmeyi tam kavrayamadım ve kapı açılmadı bi türlü. yardım isteyeyim bari dedim sonra ulan süper kahraman yardım ister mi hiç diye biraz daha çektim parmağım kanadı. en son dayanamadım "pardon şunu indirebilir misiniz siz de?" dedim ve o sırada diğer kapıların da acil düğmesine bastılar, tüm kapılar açıldı. yaşlı adam ve bir kaç kişi beraber hızlıca görevlinin üstüne haklı bir şekilde kızarak yürümeye başladılar.

    “biz kümeste hayvan mıyız, kaç dakikadır bu sıcakta bekliyoruz otobüste?, neden bize kapıları açmıyorsunuz? vip'leri beklemek zorunda mıyız..niye bi açıklama yapmıyorsunuz?”

    yaşlı amca yer görevlilerine kızdıktan sonra kendinden geçip hostes ve pilotlara da kızdı. (ben bu yaşlı adamın eski ünlü hakem ve de milli hakem kurulu başkanı bülent yavuz olduğunu öğreniyorum. onu da uçaktaki 6 numaralı sivok beşiktaş formalı reyisten öğreniyorum. o da akşamki gençlerbirliği beşiktaş maçına gidiyormuş tek başına destek için. -gidemedi-)

    biz uçaktayken biraz sonra yardımcı pilot anons yaptı yüzünde anlamlandıramadığım bir gülümseme.

    “ya bizim bilgimiz dahilinde olmadan sizi uçağa davet etmişler, o yüzden sizi çıkarmak zorundayız. teknik bir sorun var sonra durumdan haberdar ederiz” dedi. herkes kabin bagajlarını geri aldı ve uçaktan çıktı. otobüse binerken artık iyice sosyal bir deneye maruz kaldığımızı düşünüyorum ve de bekleme salonuna giderken farkettik ki vip’ciler de bizimle beraber bu sefer aynı otobüste. o da ayrı bi komedi. vip dolmuşu ile dönseler daha bi komedi olurdu sanırım. bi tane aşırı zengin abla da gelip şikayet etti en sonunda.

    “biz vip’den çıktık, geri dönmemiz gereken yer de vip olması gerekirken neden burada ( bu fakirlerin arasında) bekliyoruz, anlamadım”.

    ablanın mağduriyeti elite plus mağduriyet bizimkisi basic, classic. öyle de olsa zengin de olsa ablaya ben hak verdim ve kendisinin mağduriyetini birazcık da olsa giderme adına araya mesafe koydum. orda beklerken sorunun ne olduğunu söylemediler, teknik arıza dediler, pilotun uçağı işgal(!) ettiğimizden dolayı kızdığını söylediler, birbirinden çelişkili cevaplar, birbirlerini anlamakta ve bize anlatmakta sorun çeken thy ve tgs görevlileri, atar yapan ego kasan yöneticileri olan ise gariban yolcuya. ulan ben hadi gencim az da sabırlı bi insanım yanımda 80 yasında bir dede vardı "niye buraya geldim" diye söylene söylene uzaklaştı vazgeçti uçuştan. ekranda ise periyodik olarak artan gecikme süresi. 45 dakika, 1 saat 5 dakika, 1 saat 20 dakika..vs

    asıl, 2 saate yakın bir rötardan sonra uçağa bindiğimizde ise suratımıza yedik fatality yumruğunu. "taksi sıramız 12, yaklaşık 45 dakika sonra kalkışı planlıyoruz".

    yani dünyanın bütün firmalarının bütün uçakları rötar yapabilir, bu havacılığın içinde olan bişey ancak bunu insan gibi ekrana yazarlar baştan bilgilendirirler, böyle thy gibi insana gluglu yours deyip hindi muamelesi yapmazlar. insan gibi açıklama yaparlar. yolcunun mağduriyetini giderirler bir şekilde. thy koltuklarında kıbleyi gösteren uygulamalar yapacağına biraz da elemanlarına yol yordam göstersinler. hepsi şaşırmış yönlerini. dün uçuştan 30 kişi vazgeçti umarım hepsi de hakkını arayacaktır bir şekilde. benim de elimden geleni şimdilik bu.

  • "galatasaray, finansal fair play ile boğuşurken benim takımdan tazminat almam doğru olmazdı" açıklamasını yapan, son yıllarda türkiye'ye gelmiş en karakterli adamlardan biridir.

  • sevgili arda kural sağlam bir dönüş yapmanıza hepimiz çok sevindik. vallahi kaç gündür arda kural dizileri izleyip izleyip geçmişe gidip geldim hatta. benim sorum şu; izlediğiniz hangi dizide veya filmde rol almak isterdiniz? bir de en sevdiğiniz film hangisidir?

    cevabınız için şimdiden teşekkürler.

  • bu tavsiyelere kulak verin bence, çünkü yaşayan adam gelir anlatır burada ve hepsi birer ayrı tecrübedir. şimdi olacağı gibi;

    öncelikle, aileniz çok zengin değil, miras falan kalmadıysa, en az 6 aylık şahsi giderlerinizi (kiradaysanız, kira, yemek, içecek, sosyal hayat için gereksinimler, vs) bir kenara koyun ve bunu unutun.

    ilk başlarda şaşalı ofislere, sekreterlere, elemanlara gerek yok, bunu da unutun. 300-400 liraya bir ofis tutup, bir masa iki sandalye başlayabilirsiniz. hatta direkt home office de başlayabilirsiniz. ama evde çalışamıyorum, olmaz derseniz ilk söylediğim bence makuldür.

    belli bir portföyünüz olmadan asla başlamayınız. ben şirketimi kurayım da nasıl olsa bir şekilde müşteri bulurum diye sakın ama sakın düşünmeyiniz, bu hataya düşmeyiniz.

    bir arkadaş ortaklık kötü demiş, buna katılmakla birlikte, ama'lı bir cümle daha ekleyeceğim. ama finansal destek sağlayacak güvendiğiniz ortaklara da yüzünüzü dönmeyiniz. zira ilk zamanlar hiçbir banka sizin suratınıza bakmayacağından finansal destek çok önemlidir.

    alacaklarınızı sıkı takip etmeli, tahsilatta gerekirse işi yüzsüzlüğe vurmalısınız, yoksa 90 gün vade olur size 150 hatta 180. sonra bağıra bağıra batar gidersiniz. nakit akışını sağlamak en öncelikli göreviniz olmalı

    sözleşmesiz iş yapmamalısınız. unutmayın ki; piyasada herkes sizin gibi düzgün, sözüne sadık değil.

    hiçbir zaman dürüstlüğünüzü kaybetmeyin. belki başlarda bu yüzden iş kaçırdığınız zamanlar bile olacaktır. ama bir kez adınız dürüst olarak piyasada nam saldı mı, sizi kimse tutamaz.

    böyle gaz verip de entarime son dikişi atarım işte. haydi hayırlı işler.

  • 6 yaşında göz kanserine yakalanan, 4 yasinda losemiye yakalanan el kadar bebeleri "kul hakki yemek" ile suçlayabilen şahsiyet. hayvanlarin da kansere yakalandigindan ayrıca bihaber.

    elhamdilillah müslümanmis. çocuğunu da ensara ver bari oldu olacak.

    edit: hesabini aktrollere satmis diyolar. oyle ise bilemicem, eskiden boyle degildi bu adam hatta tarzi bu degil. bunu yazan kişi hem müslümanım diyor hem de kul hakkı yiyenler allah katında değil bu dünyada cezalandırılır diye islama yeni bir şart getirmeye çalışıyor. entry absurd çünkü şahsen tanıdığım tüm kanser hastaları gariban kimseler idi. kul hakkı yiyenler 100 yıl yaşıyor. acı patlıcanı kırağı çalmazmış diye nenelerimiz boşuna dememiş. fakat her iki görüş de yanlış, carl sagan'in kaos teorisi doğru. evrende her şey rastgele oluyor. sorry to break the news.