ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
3 çocuktan 2'sini eşinin kuzeninden yapan kadın
hatay usulü dönerin ankara'yı istila etmesi
-
dandik ve az gramajlı etin üstüne patates ve sos basıp kaktırmak kolay olduğundandır. piyasadaki hatay dönercilerin %95i böyledir.
mersin'de 8'inci kattan atlayan kadın
-
yan apartmanımızda gerçekleşen durum. resim
olayı şöyle özetleyebilirim.
o binanın tam arasından bir dere geçer. resim itfaiye ters istikametten geldiği için karşı yakada kalıyorlar. bundan dolayı baya zaman kaybı yaşanıyor. olayları canlı canlı izlerken itfaiyecilerin ne kadar büyük aptallık yaptıklarını yazmadan rahat edemeyeceğim. isterlerse hakkımda soruşturma başlatsınlar.
1: ters istikametten geldikleri için 7- 10 dakika arası bir gecikme yaşanıyor
2: tam teşekküllü 3 itfaiye arabası gelmesine rağmen branda açılmıyor
3: ilk etapta branda açılması gerekirken o aptal ekipler merdivenle müdahale etmeye çalışıyor.
kadın daha ne kadar dayanabilir ? itfaiye geldikten sonra o yangın gözlerimin önünde 30 dakika sürdü. daha henüz kadın atlamamıştı. yani bu beceriksiz itfaiye ekibi 20-25 dakika içerisinde bir branda açamadı. bana göre bu cinayetti. ne eksik ne fazla abartmadan yazıyorum. zaten o mahallede yaşayan insanlar bu duruma katılacaktır. tamamen koordinasyon hatası başka bir şey değil.
yer: mezitli / viranşehir mahallesi
arise
-
sepultura'nın en iyi albümüdür. grubun dünya çapında bir thrash metal sansasyonu olmasını sağlamıştır. grup bu albüm sayesinde slayer ile bile karşılaştırılır mertebeye yükselmiş ama bu albümden sonra thrash köklerinden uzaklaşmaya başlamış ve groove olayına girmiştir.
bu albümün turnesinde kaydedilen under siege - live ın barcelona isimli dvd konser tüm zamanların en iyi metal konser dvd'lerinden biridir.
ihsan oktay anar
-
“benim asıl kimliğim yazarlık değildir. yarın belki bütün elyazmaları, notları, kütüphanemi terkederek ortalama bir kemancı olmaya çalışırım. fakat kemana da bağlı kalamam. yani bir insanın kendini yazar, öğrenci, genel müdür kimliği içine sıkıştırmasını ve bununla kıvanç duymasını anlayamıyorum. dünya o kadar büyük ve seçenekleri o kadar fazla ki keman çalmak bize zevk veriyorsa niye yazar olarak kalalım, bu dünyaya eğlenmeye geldik.”
(bkz: e dergisi)
nescafenin kahvesini koyarken eklenen son pinçik
-
kahve miktarındaki son fine tuning...
en son bu ekleme yapılmazsa ayarı olmuyor kahvenin.
herkes mi yapıyor, bir ben mi manyağım?
önce kendi neşene göre silme, tepeleme, az neyse kaşıkla koyarsın, ama yetmez hemen kaşığın ucuyla son bir pinçik... hah oldu.
seçim yenilenirse istanbul'u alırız
türkiye'de yeterince sincap olmaması
-
sevginin olmadığı topraklarda sincaplar yuva kuramazlar.
ankara'da yer isimlerinin acayip olması
-
şu anda ankara'dayım. az evvel kardelen çakırlar dolmuşundan indim. (kardelen çakırlar paralel bir evrende harika bir sahne ismi olabilirdi fakat ankara'da bir dolmuş hattı olarak kalacak.)
yarım saatlik dolmuş yolculuğumda gözüme çarpan tabelalar: gimat, ostim, gimsa, oleyis sitesi, arı kovanı 3 sitesi, ılkyerleşim mahallesi, güvengirkent, detca 2 sitesi vs.
bu ve benzeri örneklerden kolayca yapabileceğimiz bir çıkarım var ki o da ortalama bir ankaralı gün içerisinde konuşurken birkaç yüz anlamsız kelime, kısaltma ve rakam kullanıyor. çarşıda pazarda "gimat, ostim, pursaklar, bala, çinçin, oleyis dört" diyerek dolaşıyorlar.
anladığım kadarıyla ankaralılar sürreal bir gerçeklikte yaşıyorlar ve bu yüzden ankara'yı çok seviyorlar. çünkü ankara onlara dışarıda bulamayacakları fantastik dünyayı sunuyor. mesela yarın bir taksi çevirip " çıkınçıkmazına gidiyoruz " demek istiyorum. taksicinin " mordor yolu kalabalık olur, ayrıkvadiden kavaklıdere'ye inelim abi" diyeceğinden eminim.
eminim çünkü ankara'dayım.
eminim çünkü bu iletiyi kuzenimin ankira 1 sitesi'ndeki evinden yazıyorum.
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
benimdir. bir alışveriş merkezinde okan bayülgen'in yanından geçerken adeta görmezden geldiğim eski sevgilimmiş gibi mağrur bir tavırla yanından geçmiş, tanımamazlıktan gelerek haddini bildirmiştim.
doktor hasta diyalogları
-
baba bebeğini acile, para yuttuğu gerekçesi ile getirir.
-kaç lira yuttu?
+1 lira hocam
-tamam şimdi filmlerini çektirelim bakarız.
filmler çekilir doktor filmlere bakar.
-burda 3 tane para gözüküyor hani 1 lira yutmuştu?
+tamam işte hocam 2 tane 25 kuruş 1 tane 50 kuruş yuttu.
-doğru, hata bende, soruyu yanlış sorduk, sen de haklısın...
buzdolabından hiç eksilmeyen esrarengiz maden suyu
-
yumurtalıkta yarım halde bekleyen bir limon değildir.
yaran inci sözlük entry'leri
-
entry: devlete dava açmak üzereyim yardım edin
entry: aranızda avukat var mı bilmiyorum, inşallah vardır ve bana yardım eder.
beyler nüfus cüzdanımda kangurubu diye bi ifade yer alıyor, ben kanguru değilim!
bi kaç avukata mail attım cevap bekliyorum..