ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gece sıçarken ses olsun diye terlikle yere vurmak
-
sevgili evinde gerçekleşmiş dünyanın en çaresiz mevzusu. şehrin uyuduğu saatlerde, tuvalette kitap sayfası çevirince bile sevgilinin uyandığı sessizlikte sıçmak zorunda kalan bünyenin, çaresizlikten terlikleri yere vurarak bok sesini örtbas etme çabası. adeta bir umuda yolculuk. büsbütün ayrıksı bir antoloji.
27 temmuz 2016 askeri liselerin kapatılması
-
kuleli askeri lisesi'nin bir kaç sene içinde four seasons kuleli olacağının habercisi.
zamlar dar gelirli vatandaşın sorunu değil
-
akit yazarı ali karahasanoğlu, adeta okuyanın aklıyla dalga geçerek bugünkü yazısında "benzin, motorlu taşıtlar vergisi, köprü, otoyol, emlak vergisi, pasaport harcına yapılan zamların, dar gelirli vatandaşın değil, bir avuç zenginin sorunu olduğunu" yazdı.
mtv ve araç muayenesi zamları için;
"yine araba sevdası.
yine fakir fukaranın hayatı ile ilgisiz bir konu..
asgari ücret ile geçinen insanların arabaları yok ki, bu gelen zamla ilgili de direkt bir dertleri olsun.."
devamında pasaport bedeline gelen zam için;
"affedersiniz beyler. hangi dar gelirli vatandaş, ne için yurtdışına çıkıyor ki, pasaport bedeline gelen zam sebebi ile hayatı etkilensin?"
sigara ve içki zamları için;
ürün mü diyelim, yoksa zehir mi?
“sigara ve içkiye % 47 zam gelmiş!
bence az gelmiş..
hatta zammı da boşverin, hepten yasaklayın bile derim.
vatandaşın sorunu, ekmek, süt, yumurta, et, ısınma derim..
ama bunların hiçbir zaman dertleri, “vatandaş”ın derdi olmadı ki..
onlar hep, bir avuç zenginin derdini, vatandaşın derdi gibi gösterdiler, göstermeye devam ediyorlar."
okurken kendinizi aptal yerine koyulmayı iliklerinize kadar hissedebileceğiniz rahatsız edici bir yazı olmuş.
aynı zamanda birisi buna neden ülkenin çoğunluğunu dar gelirli kesimin oluşturduğunu ve bu insanların neden yıllardır canla başla çalışıp en alt segmentte olan bir arabayı bile alamadığını, bırakın yurtdışını, bu insanların neden kendi ülkesinde bile doğru dürüst bir tatile çıkamadığını, neden temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorluk çektiğini sorabilir mi?
insanların çaresizliği kanıksamasını sağlamak yerine bu ülkede bu yoksulluğun neden bu denli varolduğunu sorgulamak gibi onurlu çabalar içerisine girseniz keşke.
man booker roman ödülü
-
kısaca ne olduğunu anlatalım. başlık içinde biraz bölük pörçük anlatılmış gibi.
1969 yılından beri verilen man booker ödülü (ingilizce: man booker prize for fiction), dünyanın en saygın edebiyat ödüllerinden biri. 2014'e kadar ingiliz milletler topluluğu veya irlanda cumhuriyeti vatandaşı olan yazarların, ingilizce olarak kaleme aldıkları eserlere veriliyordu (commonwealth veya anglosakson ödülü de diyebiliriz yani). 2014'te yapılan bir kural değişikliği ile bu ödül, amerikalı yazarlara da açıldı.
ödülü alacak eserin seçimi, üyeleri genel olarak her yıl değişen bir jüri eliyle yapılıyor. eskiden ismi yalnızca "booker" idi, man group'un 2002'deki sponsorluğundan sonra man booker oldu.
dünya çapında saygın edebiyat ödüllerinden biri diyebiliriz kesinlikle. anglosakson dünyası içinde kabul görmesi, mevzubahis kitabın bu kültüre uygun olduğunun veya en azından bu kültürün gitmesi istenilen yönü belirginleştirdiğinin bir kanıtı olarak kabul edilebilir. gerçi 2014'teki kural değişikliğinden sonra aday ve kazananlar içinde amerikalıların da olması, ingiliz kültürünü kutlayan bir ödülün niteliğini sorgulatmıştır britanya çevrelerinde. ödülün sahibi 50.000 pound ödüle layık görülüyor ki, azımsanamayacak kısmı başka işler de yapan yazarlar için bu sağlam bir meblağdır. hiçbir şey yapmadan bir kitap daha yazmaya yeterli yaşam olanağını sağlar. insanı yazar olmaya iten bir para, ne yalan söyleyeyim*.
doğum gününden 9 ay 10 gün öncesi
-
doğum günümden 9 ay 10 gün öncesi abimin doğum gününe denk geliyor. abimin doğum gününde nasıl bir eğlence tertiplendiyse artık..
pasaport polisleri ile girilen diyaloglar
-
atina havaalanından çıkış:
polis: nereye gidiyorsun?
ben: istanbul
polis: hayır, bizans
ben: hayır, istanbul
polis: bizans
ben: istanbul
polis: bizans demezsen gidemezsin
ben: istanbul.. baksana, sen istanbul demezsen buradan bir adım bile atmıyorum
polis: hadi git
ben: istanbul demezsen gitmiyorum
polis:...
ben:..
polis: tamam tamam istanbul hadi git
ben: özür dileyeceksin
polis: tamam özür dilerim
kuş gribi
-
durumun ciddiyetinin farkında olmakla birlikte sinanoba' ya asla gelemeyecegi için kendimi asla tehlikede hissetmeyecegim grip. en fazla beylikdüzü' ne kadar gelebilir. 1 yildir surada oturuyorum toplam 2 arkadasim ziyaretime geldi, kalkip da kus gribi gelirse mevzu cikar.
sarayburnu'na demirleyen nato gemileri
-
"uzun yıllar sonra nato ve batı ile olan ilişkilerimizin düzelmesi"
bir kahkaha attiktan sonra yazarin entrylerine bir goz attim.
(bkz: #56670632) tayyip icin "dünya'nın en güçlü siyasi lideri." seklinde yazmis.
boyle de bir nesil var amk. daha dun pikacu izlerken bugun dunya, siyaset falan konularina kafa yormaya baslamis.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"a harfi ütüye benziyor lan"
zayn malik'in one direction'dan ayrılması
-
yurtseven kardeşler'e katılsa gerçek yerini bulduğunu anlar.zayn malik diye yabancı şarkıcı mı olur lan?