hesabın var mı? giriş yap

  • tek yönde çalışan tren vagonlarıyla gidilen ama dönülemeyen bir yer. 250.000'den fazla çin ve rusun yaşamını kaybettiği, bir esirin bile sağ çıkmadığı ölüm kampı.
    abd ve japonya'nın 2. dünya savaşı sonrasında dünyayı yeniden paylaşmalarının anahtarı burası. vietnam'da kullanılan biyolojik silah bilgisinin nereden edinildiğinin açıklaması. bitmek bilmeyen japon emperyalizminin ve militarizminin son noktası. artık bu kadar açıktan yapamıyorlar çok şükür.

    birim 731 ve nanking katliamı'na, asya'nın auschwitz'i demek haksızlık oluyor biraz. bu insanların hiç lobisi olmadı, zengin değiller. kampları kuranlar hiç yargılanmadı. yaşananları anlatan bir history channel belgeselinden başka hiç filmleri olmadı. japonlar bu tarihsel suçun bedelini maddi-manevi hiç ödemedi, hiç kabul etmedi. hiroşima ile nagazaki'ye atılan atom bombalarının gölgesinde kaldı.

  • bunu kılıçdaroğlu 2015'den beri bas bas söyleyince, meydanlarda yuhalatılıyordu. cumbabamız açıkça bizlere çiftdüşün demektedir.

    gıda, tarım ve hayvancılık bakanı ahmet eşref fakıbaba: "biz dışarıdan şu an 3,5 milyon bizim suriye'den gelen misafirlerimiz var, kendileri gitse biz onları göndermeyeceğiz, bizim ihtiyacımız var" 1 ekim 2017

    ak parti manisa milletvekili doç. dr. selçuk özdağ: "biz kılıçdaroğlu gibi ‘alın başınızı gidin’ diyecek tabiata sahip değil, o insanlara devlet şefkatini, millet olma bilincini verecek güce sahip bir iktidar partisiyiz." 12 mayıs 2015

    içişleri eski bakanı efkan ala: "herkes biliyor ki; sınırın öte tarafında savaş var ve insanları savaş bölgesine gönderemeyiz. türkiye’de halkın sığınmacılarla birlikte yaşamasına, yaşam koşullarının iyileştirilmesine dönük çalışmalar da hızla sürecek." 5 nisan 2016

  • arife gecesi, saatlerdir siyah, beyaz ve krem rengi dışında bir tayt aranıyordur. bu dükkan son şanstır.

    - siyah, beyaz ve krem rengi dışında tayt var mı?
    - vardı da yok, kalmadı.
    - hay allah.
    - kırmızı, mor, turuncu, sarı, lila, gri renkleri falan vardı hatta.
    - tühh tühh tühh..
    - hem de 5 tl idi.
    - ayy, niye bi de fiyatını söyleyip üzüyorsun.
    - valla sana 4 e bile verirdim.

  • ozel hayat diye birseyin kalmamasi, oda kapilarinin asla ve kat'a kapatilamamasi, banyodaki rontgenci...

  • ilginç bir gelişme. kesin teknik bir hata olmuştur. yoksa bilen bilir ki yurtiçi kargo'nun ticari stratejisi müşterilerini evde bulamama üzerine kurulmuştur.

  • cilalayıp parlatıp avm'nin orta yerine janjanlı jantlarıyla park ederler bu arabaları. bilmemkaç liralık alışveriş yapana da kazanma şansı sunarlar. kupon verirler. yılbaşılarında falan olur. tabiki bana hiç çıkmadı. çıkan tanıdıgım da olmadı. sanki bana bu arabaları kazananlar marsta yaşıyormuş gibi falan geliyor. o kadar uzak yani. bunu kazanan adam var ya. beleş araba. dünyaya bak. zaten bunu kazanan adam 1-2 yıl önce sayısalı falan da tutturmuştur kesin. öyle adamlar var bu dünyada. her isi rast giden adamlar. onların agzına sıçiyim ben.

  • 90'larda televizyon kanalları dizi bataklığına daha bu kadar saplanmadığından film gösterimi yapardı. genellikle gündüzleri türk filmleri, geceleri yabancı sinema filmleri yayını olurdu. fakat filmler "beş başlı köpekbalığı" tarzından çok çok daha iyiydi.

    işte bu kuşakların en güzeli ve kalitelisi pazar geceleri star tv'deki parliament sinema kulübü'ydü. hafta sonuna doğru bu kuşakta gösterilecek filmin tanıtımları dönerdi. bu tanıtımlarda en unutamadığım (bkz: seven) filmi tanıtınıdır. dış seste harika sesi ve tonlaması olan seslendirmecinin (sanıyorum (bkz: emir tayla)) tam yedi kere "seven, bu pazar gecesi" sloganını tekrar ederek daha filmi izlemeden gerilimi yükselttiği bir tanıtım yapılmıştır.

    kuşak parliament mavisi kullanılan bir gece ve güzel giyimli kadın ve erkeği göstererek muhteşem müziğiyle başlar.

    parliament sinema kulübü
    haftanın en çok beklenen anı başlamak üzeredir. bir kuşak için bu müzik bir an da olsa dertlerin unutulacağı anlamına gelir. o yüzden akıllara kazınmıştır. şarkının orjinal hali hayatı boyunca beklediği kendisini sevecek adamı bulma halinin anlatımıdır.

    karla bonoff - all my life
    tamamı birbirinin aynı olan yapay tiplerin yer aldığı, aynı konuların işlendiği, arka fonda devamlı saçma müzikler çalan, bol bol beylik laflar edilen ve saatler süren dizilerdense bu tarz kaliteli sinema kuşaklarını yeğlerim. gerçi televizyonun da hükmü kalmadı. dijital platformlar da aynı tadı veremiyor. teyp kasedinden "devekuşu kabare" dinlenen ve keyif alınan günlerden her şeyin tat vermeden kullanıldığı bugüne.