hesabın var mı? giriş yap

  • devletin saçma sapan işidir. allah aşkına kendinizi bu kızın ailesinin yerine koyun. 23 sene boyunca emek veriyorsun, canından can katıyorsun, ona iş güç kazandırıyorsun ama ceberrut devlet kızcağızın diplomasına el koyuyor ve diyor ki; "benim için 1-2 yıl çalışmazsan o diplomayı alamazsın."

    ulan cizre dediğin yerde kimsenin güvenliği yok, şehrin ortası bir anda çatışma yeri oluveriyor ama devlet buna rağmen oraya seni atıyor. orada bir savaş var ve devlet seni sivil halinle, diploma almamakla tehdit edip oraya git çalış diyor.

    siz kendi kızınızı cizre'ye gönderir misiniz? bu nasıl iştir? bu nasıl adalettir? bu nasıl devlettir?

    8 yıl sonra gelen edit: çok yanlış ve çok duygusal düşünmüşüm, kabul ediyorum hatalıyım.

  • başçalan'ın açıklamalarının birinin altında bulunan tivitlerden biri yarmıştır.

    "ayıp be, hesabı j.j. abrams mı yönetiyor?"

    ahahahahahahah

  • erşan kuneri'nin sesiyle değil, kendi ses tonuyla oynamış. o yüzden erşan kuneri değil de, sarı saçlı ve bıyıklı cem yılmaz izliyormuşum gibi oldu.

  • su altı avcılığı ve serbest dalış yapan kişilerin en çok sakındığı durumdur. genel tanım olarak dalıcı daha yüzeye çıkmadan azalan oksijen sebebi ile beynin kendini bayılma durumuna alma olayıdır. dalış öncesi hiperventilasyon yapan dalıcılar özellikle risk altındadır. hiperventilasyon normalden farklı olarak daha sık ve derin nefes alma tekniğidir. böylece kandaki karbondioksit miktarı düşürülebilir. beynin nefes alma güdüsü büyük ölçüde kandaki karbondioksit miktarı ile ilgilidir. hiperventilasyon ile başlatılan bir dalışta dalıcının nefes alma güdüsü baskılanarak %40'a kadar daha uzun süre nefes tutması sağlanabilir. hiperventilasyon sebebi ile düşürülen karbondioksit miktarı dalış sırasında büyük konfor sağlıyor, nefes alma ihtiyacı hissedilmiyor, çıkışa başlandığında ise özellikle 5 metre civarında azalan basınç sebebi ile oksijen dokular tarafından daha hızlı emiliyor ve bayılma olayı gerçekleşiyor. bu bayılmalar eğer dalıcı yalnız ise genelde ölüm ile sonuçlanıyor.

    dalıcıların düştüğü diğer bir hata ise her dalışı aynı kabul etmek. özellikle su altı avı yapan dalıcılar standart kapasitelerini baz alarak güvende olduklarını düşünürler. örneğin dalıcı 18-20 metrelere defalarca dalış yapmış ve her seferinde 2 dakika kadar nefes tutmuştur. bu derinlik ve dip süresi dalıcı için olağan hale gelir. fakat bir önceki gün yenilenler, alkol tüketimi, uykusuzluk, yorgunluk, su altında planlı olmayan ve fazladan harcanan efor sığ su bayılmasını tetiklemektedir.

    ülkemizde sığ su bayılması sebebi ile hayatını kaybedenlerin neredeyse tamamı dalışa senelerini vermiş veya defalarca aynı derinliklerde aynı süreleri yapmış insanlardır. bu sebeple dalış mutlaka bir dalış arkadaşı ile birlikte yapılmalı ve bu dalış arkadaşı herhangi bir kaza durumunda dalıcıyı güvenli bir şekilde yukarı çıkarabilecek kapasitede ve eğitimde olmalıdır.

  • saglam bir fenerliyim.
    adamin sevinmesi ve bunu paylasmasi normal bir sey.
    normal olmayan bizim futbol kulturumuz, bizleriz.

    sonuna kadar kutlasin, yeter ki sporla ilgili belediye faaliyetlerinde tarafsiz olsun.
    baska bir seye gerek yok

  • sinif farkini bundan daha guzel, zenginle fakiri bundan daha net ayiran bir tepki gormemistim simdiye kadar.

    ben de "champ" ile ayni siniftayim tabii ki.

  • yaptigim bir arastirmaya gore (ciddi ciddi insanlarla oturdum konustum "*nudge* ya bişi sorucam eglenceli bi geceden eve donunde bi mutsuzluk cokuor mu sana da" seklinde 15 kisiye sordum... sonra baktim yüzdeye vuramiyorum 5 kisiye daha sordum yuvarlak hesap oldu) insanlarin yüzde 75 i (yani 20 kisinin 15 i) eglenceli bir geceden sonra eve geldiklerinde eger hemen yatip uyumazlarsa, inanilmaz bir mutsuzlukla karsilasiyorlar..

    boyle sanki içini pirçik pirçik bir şeyler edermiş gibi, inanilmaz bir yalnizlik, inanilmaz bir dram.. o an yaninizda savaş ay olsa, handy cam'i ile "nasil bir geceydi" diye sorsa, kisik sesi ile korkutsa, o derece..

    nette arastirdim, boyle dandik bir seyin arastirmasini yapan bir tek kendimin oldugunu farkettim.. ota boka sendrom bulan insan oglu, bu tarz bir mutsuzlukla kimse hastaneye gitmedigi, direk yatip uyudugu için bir ad bulamamis..

    ben buna izmir sendromu demek istiyorum arkadas.. maksat sehrimin adi yürüsün.. paris sendromu var, kudus sendromu var, stockholm sendromu bile var niye izmir sendromu olmasin.. bu da ilime, ilçeme bir hizmetimdir.

  • berbat geçen bi günün ardından mekanınıza gelirsiniz, içiniz sıkılmaktadır. konuşacak, sıkıntızı paylaşacak birini ararsınız ama heyhat yalnızsınızdır. televizyona ya da bigisayara sardırmanız kaçınılmazdır. şansınız varsa telefonla birilerine ulaşırsınız ama herkes bilir ki yüzyüze konuşmak ve paylaşmak ayrı apayrı bişeydir.

  • az önce edindiğim bilgiler yüzünden beni üzen diyet. sağlıklı yaşamın koşulları buysa çok az ömrüm kalmış hakkınızı helal edin la.

    özellikle kokusuz sıçma konusu çok takıldı kafama. bu gercekten sağlıksız yaşam belirtisiyse ben yıllardır azrail ile elele tutuşup sıçıyormuşum haberim yokmuş.

  • (bkz: justinianus)
    çoğunuz yaş itibariyle tanımaz ama istanbul'un en iyi belediye başkanı justinianus'tur.hiçbir şey olmasa adamın ayasofya'yı yaptırması bile yeter.ah azizim ahh !