ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tahmini sultan süleyman
-
muhtemel süleyman olarak da anılır.. kaldırım beyazıdın torunudur..
iphone 6'da barometre olması
-
cebinde barometre ile gezmekten sıkılan iphone 5s kullanıcılarına ilaç gibi gelmiş yeniliktir.
macar arşivindeki 19. yüzyıl istanbul fotoğrafları
-
macar arşivi istanbul'un 1860 yılı sonlarındaki halini yüksek çözünürlüklü olarak yayınlamış.
dikkat çeken bir fotoğraf var; galata kulesinde dalgalanan osmanlı bayrağı. 60 sene sonra indirilecek ve yerine ingiliz bayrağı çekilecekti. görsel
bu başlık vesilesi ile bu kadim şehri kurtaran atatürk'ü saygıyla anıyorum.
kaynak
edit: bazı fotoğrafların renklendirilmiş versiyonları da eklenmiştir. teşekkürler (bkz: wikus van der merwe)
1) galata kulesi
görsel
2) kız kulesi ( 50 kere restorasyon edildi, şu halinden eser yok)
görsel
renkli
3) dolmabahçe sarayı
görsel
renkli
4) ayasofya ( kapısının kemirilmemiş hali)
görsel
renkli
5) çemberlitaş
görsel
renkli
6) dikilitaş ( at meydanı, sultanahmet )
görsel
7) beyazıt yangın kulesi
görsel
renkli
8) galata kulesi'nden tophane ve boğaz manzarası
görsel
renkli
9) galata kulesi'nden bir manzara
görsel
renkli
10) galata kulesi'nden haliç ve süleymaniye manzarası
görsel
11) haliçte demirlenmiş osmanlı gemileri
görsel
renkli
12) şehzadebaşı camii
görsel
renkli
13) ayasofya içindeki ii. selim türbesi
görsel
14) rumeli hisarı
görsel
15) beyazıt yangın kulesi'nden eminönü ve karaköy
görsel
16) beyazıt yangın kulesi'nden süleymaniye, haliç ve kasımpaşa
görsel
17) galata kulesi'nden topkapı sarayı ve karaköy
görsel
18) sultanahmet camii ve yılanlı sütun
görsel
19) dolmabahçe sarayı ( uzaktan görünüm )
görsel
20) inşaa halinde olan kırım kilisesi
görsel
21) ayasofya'nın içinden ( talan edilmeden önceki hali)
görsel
görsel
görsel
görsel
renkli
renkli
22) i. mahmud çeşmesi, tophane
görsel
renkli
23) bayezid camii
görsel
24) beyazıt meydanı
görsel
25) anadolu hisarı
görsel
26) tekfur sarayı
görsel
27) galata köprüsü
görsel
renkli
28) unkapanı köprüsü
görsel
29) küçüksu kasrı
görsel
renkli
30) karacaahmet mezarlığı
görsel
31) aziziye camii, kağıthane
görsel
32) süleymaniye camii içinden
görsel
renkli
33) galata kulesi'nden boğaza bakış
görsel
34) bab-ü's selam, topkapı sarayı
görsel
35) galata kulesi'nden kasımpaşa semaları
görsel
36) sultanahmet çevresi
görsel
renkli
türk hava kuvvetlerinin boktan olması
-
geldim geldim…
bir çoğunuza laflar hazırladım hehehehhe
başlığı açanın samimiyetine zaten inanmıyorum, onu bir geçelim de , benim maksadım incitmeden tatlı tatlı yanlış bilinenleri düzeltmek.
lütfen alınmayınız , gücenmeyiniz. tsk envanterinde bulunan farklı uçak tiplerinde bilfiil 17 yıldır mekanik teknisyeni olarak çalışan bir yazar olarak biraz bilgi vereyim.
efendiler , öncelikle 15 temmuz sonrası yetişmiş personel kaybedildi, sıkıntıya düştük mevzusunu biraz yumuşatalım;
evet ne yazık ki doğru, lakin acınacak bir hale düşmedik. evet pilot sayımız, yetişmiş teknisyen sayımız hatırı sayılır ölçüde düştü ama sürdürülebilirlik anlamında hiçbir tehlike yaşamadık. bunun en basit örneği 2016 sonunda gerçekleştirilen fırat kalkanı harekatıydı.
çok istihbari bilgiye girmeden basit bir istatistik olarak paylaşayım; 74 uçak aynı anda havalandı ve %98 isabet oranıyla başarılı bir şekilde ilk dalga operasyon gerçekleştirildi. o zamanlar çalıştığım filo eğitim filosuydu ve biz yerde yedek bekle uçaklarımızın haricinde hepsini aynı anda kaldırdık. demek ki hala tam filo uçurabilecek hem pilotumuz, hem teknisyenimiz hem de lojistiğimiz mevcutmuş. hem de 2016 yılında! kaldı ki sonrasında eksiğin kapatılması için hafta içi hafta sonu bayram-seyran dinlemeden çalıştık.
diğer bir husus uçaklarımızın ve sistemlerimizin çağın gerisinde kaldığı;
bakınız biz bunları daha önce burada ve burada anlattık. f-16 1974 yapımı denmiş, değil can parçam , değil yakışıklım. f-16 1974’de ilk uçuşunu (kazara) yapmış olabilir ancak elimizdeki en eski uçak 87’de envantere girmiş olsa bile gövde ömrü, geçirdiği modernizasyonlar ve gövdesel güçlendirmeler sayesinde halen çağının gerektirdiklerini bize sağlayabilen bir uçak.
dur dur f-16’ya dönmeden;
sen o bokladığın f-4’ü görsen gerçekten küçük dilini yutarsın. evet uçak baktığında eski görünür gözüne ancak sahip olduğu sistemler ve taşıdığı mühimmatların kapasitesini bilsen önünü iliklersin. (boru mu amk bakımcıların arasında lakabı “baba”dır)
heh, döndük mü f-16’ya?
gel şimdi. baba senin ihtiyacın ne? sen kimlerle aşık atıyorsun? ne abd’nin seninle sıcak muharebeye girmeye ihtiyacı var (money talks bebeğim, kapish?) ne de senin okyanus ötesi operasyon yapma ihtiyacın var. bölgesinde etkin ve caydırıcı bir hava kuvvetlerimiz var. dosta güven, düşmana korku dedik, bildin mi? mesela azerbaycan’a güven verdik, biz (bkz: cap) veya (bkz: sead) uçarken ermenistan “korku”dan uçak kaldırıp da havadan gence’yi , gebele’yi, lenkeran’ı bombalayamadı.
başka ne istersin? mesela o uçakları bisiklet gibi kullanabilen, gerçekten nokta atışı hedef vurabilen pilotların var senin. mağaraları, kampları 2 metreden az sapma ile imha etmek senin tatmin etmiyor mu? illa abd veya rusya ile hava harbi mi yaşamamız lazım?
e batıya gidelim. yunanistan’ın ekonomisi alt üst oldu da şişire şişire dünyanın uçağını aldılar envanterlerine sırf bize yetişebilmek için. gel gelelim dibindeki adalara asker çıkardılar, ancak bu da hava kuvvetlerinin değil siyasetin sorunu.
5. nesil uçağımız yok. maalesef yok. çok mu ihtiyacımız var şu an? bence yok. bunları yazdık ( yukarıdaki bakınızlar ) . 5. nesil uçağı idame ettirmeye harcayacağımız kaynakları f-16 envanterden emekli olana kadar milli muharip uçak projesi’ne aktarabiliriz. harekat ve etki alanımızda bize 5. neslin eksikliğini hissettirebilecek bir tehdit yok ki.
gelelim mi personele?
ufak ufak hatıralarımdan gideyim.
bosna hersek’de görev yapıyorum. sene 2020, bize tahsisli evde 3 havacı, 3 karacı , 1 denizci astsubay ve 1 karacı albay ile yaşıyoruz. mesai saati sonrası ortak salonumuzda bulunan 2 büyük koltuk takımında tv’ye yakın olan takımda 3 karacı ve bir denizci abimiz meyve soyup dizi izlerken biz arka koltuklarda birimizin önünde ingilizce kitabı, diğerinin elinde nato’nun bize verdiği sop (standart operational procedures) kitabı, bende ise ispanyolca gramer kitabı var. albayımız odasından çıkıp ekiple tv izlemek için yanımıza geldi ve “arkadaş şu havacılardaki vizyona hastayım, beyler bakın da bi feyz alın” diye serzenişte bulundu. sonraki zamanlarda ise verdiği her direktifi prosedürleri inceleyip teatti ettiğimiz için “yakıcam amk sizin bu kitaplarınızı, bişeyi de bilmeyin lan” dediği olmuştu. amacım kimseyi yermek ya da övmek değil ancak hava kuvvetlerinde özellikle uçucu ve uçuşla alakalı branşlar gerçekten ülkemiz anlayışının ve çağının önündedir efendiler. en “boş” diye yaftalayacağınız adam bile yabancı dile, teknik dökümana hakim ve en az 1000 sorti üretmiş tecrübeye sahiptir. bunu sağlayan ise “bence” ülkemizde benzerini bulamayacağınız “kurum kültürü” ya da “kurumsal hafıza”’dır. sistem, “gabi” adamı dışarı, uçaktan uzağa itmeye ayarlıdır.
pilotlar konusunda da ufak bir anektod bırakayım;
nato sağolsun her üssün bir de standardize filosu vardır. bu filolar adı üstünde uçucuların standart prosedürlere göre yeterliliğini sağlar. bu filolarda binlerce saat uçuşu, katıldığı 100’lerce operasyon olan ve tonlarca mühimmatla sayısız atışları olan “bilekli” pilotlar bulunur.
bu abilerimiz muharip filolarda uçan pilotları sürekli denetim altında tutar. dolayısıyla “zayıf”, “eksik”, ya da yetersiz bir pilot derhal tespit edilir ve sonraki yaşamında uçağı sadece fotoğraflarda görür.
biraz da uçakların amiyane tabirle “modifiye” durumlarına gelelim;
efendiler bizim bu konuda g.tümüzü kurtaran husus ise kıbrıs harbi sonrası yediğimiz ambargolar neticesinde kurduğumuz aselsan, havelsan, roketsan, aspilsan, teive tusaş gibi harika kurumlarımızın 30 yılı aşkındır bize sağladığı imkanlardır. uçaklar piç kasa bmw ya da şahin gibi “modifiye” olduklarında sadece görüntü değiştirmez. aksine yan yana duran iki blok-30 ve blok-50m arasında görüntü neredeyse aynı olmasına karşın kabiliyetleri açısından uçurum vardır. yani her uçak sistemi envantere girdikten sonra servis ömrünü doldurana kadar “yaşamaya ve gelişmeye” devam eder.
çok uzattık sanki, sonuç olarak;
pilotlarımız dünyanın en iyileri arasında,
bakım ekibimiz “top shelf” kalitede,
eğitim ve doktrinlerimiz hala benzersizdir.
hava kuvvetlerimiz mevcut olduğu sürece korkmayın…
yaran fıkralar
-
uçak irtifa kaybediyormuş. pilot, hostesi çağırıp "uçaktan 4 kişiyi at, ağırlığı azalt" demiş.
hostes hemen alman'ın yanına gidip "çabuk aşağı atla!" demiş ve alman atlamış.
hostes fransız'ın yanına gidip "rica etsem uçaktan atlar mısınız?" demiş ve fransız atlamış.
hostes türk'ün yanına gitmiş ve "sen bu uçaktan atlayamazsın!" demiş ve türk durur mu, atlamış.
hostes son olarak kürt'ün yanına gelmiş ve "bu uçaktan atlamak yasak!" diye fısıldayıvermiş...
vefatı b.manço veya k.sunal etkisi yapacak kişiler
-
allah geçinden versin ama tek kişi var o da (bkz: şener şen)
sıçtık kelimesinin mesleklerdeki terminolojisi
serkan inci'nin ekşi sözlük satıldı iddiası
-
sözlük hakkındaki en yaratıcı iddia halen "ekşi açılmadı sadece kenyadan korsan serverdan yayında,bilingual habital dismorfik polarizasyonu tanjansiye edemediklerinden yayın kesintili" beyanıyla (2011) erol köse'de, bence kendisinin tahtına oynamaya gerek yok.
bir ölü diriltme hakkı verseler diriltilecek kişi
-
hiç tanımadığım bilmediğim buram buram özlediğim tek insan. annem.
debedit: ya nasıl güzel yürekli insanlarmışsınız be. o güzel mesajlar da ne öyle. başlığı görünce istem dışı, hiç düşünmeden verdiğim bir cevaptı amacım ajitasyon falan değildi kesinlikle. yine de birbirinden içten mesajlar geldi. duygulandım. tişikkirlir sipirminler...
(bkz: minik eymen'e yardım ediyoruz kampanyası)
ekşi sözlük antik yunan klonundan başlıklar
-
corinth'li sisyphus'un anlaşma sürecine girdiği gerçeği (38)
hephaistos'u hepaistos diye okuyan tip (76)
merhaba ben truvalı priam sorularınızı yanıtlıyorum (132)
pegasusun intikamı (113)
sabire meltem banko (48)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : çok fakirim son 7 liramla ne yapsam
12.hergün yarısını harca paran bitmesin amk.
(ccc nihatdoganreyis ccc ?, 26.06.2010 02:26)
çağla tuğaltay cinayeti
-
henüz 15 yaşındaki çağla tuğaltay, 5 haziran 2000 tarihinde fulya’daki evlerinde boğazı kesilerek öldürüldü. cesedi bulunduğunda iç çamaşırları çıkartılmıştı. adli tıp kurumu raporu sonuçlarına göre katili, çağla’ya tecavüz etmemişti ya da edememişti. evden çalınmış tek eşya yoktu. kapı girişi zorlanmamıştı. apartmana giren yabancı birini gören yok.. cinayet aleti bıçak evin mutfağından alınmış, parmak izi yok.. dosya kapatıldı. 2009 yılında ise istanbul emniyet müdürü hüseyin çapkın’ın talimatıyla özel bir ekip kuruldu. ancak görevlendirilen ekip de cinayeti aydınlatamadı.
(bkz: hande çinkitaş)
bu çocuklar evlerinde, en guvende olduklarını düşündükleri yerde öldürülüyor. hem de iğrenç bir şekilde. ceylin adında on yaşında bir kızın da katili komşusu çıkmış. dilerim bu iki kızın da katili yakalanır.
edit: olay yeri uzmanı bir polis çağlanın ayakkabısının mutfakta bulundugunu ama parmak ızı alınmadıgını belirtmiş, olay yeri inceleme ekibinin de ihmali olduğunu eklemiş. bilgi için @merhabahocam’a teşekkürler
6 ekim 2020 londonphile'ın cevabı
-
hatalı tek bir kelimesi olmayan açıklamadır. bir şu açıklamaya bak bir de sabah kanzuk'un açıklamasına. şimdi bu yazar mı çamur entry giriyor ya da yetersiz?
e-kitap.gov.tr
-
yarım saattir sitenin tamamen yüklenmesini bekliyorum, meğer yüklenen hali buymuş.