ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
30 aralık 2016 dizi sitelerinin kapatılması
-
şu an büyük resmi izliyorum hiçbir sıkıntı yok.
kesintisiz izleyebiliyorum.
dostoyevski
-
dostoyevski kumar alışkanlığından ötürü aşırı derecede borçlanmıştır. o sırada ortaya stellovski adında bir yayıncı çıkar. dostoyevski’ye şunları söyler: “bak senin bütün borçlarını kapatacağım. sana iki yıl yetecek kadar da para vereceğim. fakat bir sözleşme imzalaman gerek.
senden bir kısa roman istiyorum. bu kısa romanı bana bu sözleşmeyi imzaladıktan tam 24 ay sonra vermeyi kabul edeceksin. istediğim sürede bitirip bana teslim edersen sorun çıkmayacak. fakat eseri bir gün bile geç verecek olursan bundan önce yayımladığın ve bundan sonra yayımlayacağın bütün eserlerin hakları benim olacak.” çok fazla borcu olan dostoyevski sözleşmeyi mecburen imzalar.
aradan 23 ay geçer fakat tek bir cümle bile karalamamıştır. durumdan haberdar olan fransız yazar stendhal, dostoyevski’ye “ben ‘parma manastırı’ romanımı dikte ettirerek (söyleyerek yazdırmak) yazdırdım, sen neden denemiyorsun?” der. başka çaresi olmayan dostoyevski kabul eder.
o zamanlar rusya’da bir dikte etme okulu vardır. okulun en yetenekli öğrencisi grigoryevna snitkin adında isveç asıllı genç bir kızdır. kız bu görevi yapmaktan gurur duyacağını söyler ve dostoyevski ile eseri yazmaya başlarlar.
eseri son gün bitiren dostoyesvki hemen stellovski’nin yanına gider. dostoyevski’nin yazma sürecini baştan sona takip eden uyanık yayıncı stellovski dostoyevski eseri teslim edemesin diye ofisini kapatıp gitmiştir. o zamanlar rusya’da noter yoktur. noter görevini polis karakolundaki memurlar yapıyordur. dostoyevski eserini polis karakolundaki memurlara onaylatır. daha sonra bu olaydan dolayı yayıncı ile davalık olsalar da davayı dostoyevski kazanır.
her rus gibi dostoyevski de zaferi kutlamak için bol votkalı bir davet verir. davete bütün dostları ile birlikte romanı dikte ettirdiği genç kız grigoryevna snitkin’i de çağırır.
gecenin ilerleyen saatlerinde dostoyevski genç kıza “senden bir konuda fikir almak istiyorum “der.
bu durum genç kızın gururunu okşamıştır.
“memnuniyetle, ben size nasıl bir fikir verebilirim merak ettim” diye karşılık verir.
dostoyevski şöyle der: “ben bir roman yazmaya çalışıyorum. romanın başkarakteri korkunç biri… sara nöbetleri geçiren, kumar bağımlısı, düşman kazanmaktan çekinmeyen bir adam. bu adam kendinden genç bir kıza aşık oluyor. sence bir evlenme teklifi kaleme alacak olsam bu gerçekçi olur mu?”
kız ise şöyle der: “evlenme teklifinizi kabul ediyorum bay mihayloviç.''
o kız dostoyevski’nin ikinci eşi anna grigoryevna snitkin’dir. yazdıkları eser ise ünlü roman “kumarbaz”dır.
kaynak: dostoyevski'nin hatıraları - anna grigoriyevna dostoyevski
james harden
-
arizona state üniversitesinde sophomore yılını geçirmekte olan basketbolcu. demar derozan'ın kolejdeki çok kötü başlangıcı ve kendisinin geçen yıl zaten çok iyi bir oyuncuyken * bu sezonun ilk 11 maçı itibariyle iyiden iyiye yıldız parıltıları göstermeye başlamasıyla * muhtemelen 2009 nba draft'ında seçilen ilk shooting guard olacaktır.
lost
-
dizinin bel kemiği şu diyalogtur:
- neler oluyor?
- şimdi anlatamam. bana inanmalısın. dediğimi yap zamanımız yok.
karaterler arasında sıkça geçen bu konuşma aslında seyirci ve senaryo yazarları arasında da şu şekilde geçmektedir:
- neler oluyor?
-şimdi anlatamayız. bize inan çok güzel bağlayacağız. izlemeye devam et.
sultan özcan
-
al jazeera türk, kendisinin muhteşem bir haberine imza atmış. kırmızılı kadın olarak biliniyor.
cemre demirel
-
ben bu adamı 10 yıldır tanıyorum, eskiden tanıyan herkes de bilir; bu herif hep manyaktı. bloguna girin 2011'deki yazılarına bakın katy perry'nin kliplerinde masonik işaret arıyordu aq.
kendisini delirten ne siyaset ne türkiye ne hastalık ne bok püsür. adam uyumsuz tip. iyi okullarda okumuş olmasına rağmen bir işte tutunamamış, muhtemelen arkadaşı olmayan, zayıflıklarını manevi uyuşturucuyla kapatmaya çalışan zor biri. arada timeline'a düşüyordu twitter'da, kadınlara düşman, hayvanlara düşman, liberal, komplo teorisyeni, modern islamcı, incel… bu kasadan sağlıklı psikolojiye sahip düzgün biri çıkma ihtimali yok ya da aklı başında birinin kendini böyle konumlandırma ihtimali yok.
siyasi ve iktisadi her şey bahane, bazı insanlar ortama giremiyor. dışarıdan bakıp hep kusur görüyor ve tatminsizlik içinde delirdikçe deliriyor. herkesten zeki olduğunu düşünüyor ama kenarda kalıyor, muazzam bir ego biriktiriyor ama altı boş… hayatla gerçekçi bir bağ kuramıyor, kendini yiyor. böyle çok insan var. sikkofield da onlardan biri. abd'de doğsa keleşle okul basardı. tc'de sikini sallamakla yetinmiş.
kanser olayından yeni haberim oldu, umarım bir an evvel iyileşir ama kafa olarak iyileceğini sanmıyorum. emin olun suçlusu da hiç kimse değil. sikko ve saz arkadaşlarını takip eden gençlere ders olsun; bu adamların kendine faydası yok, size hiç olmaz.
don't feed the troll
-
hemen her konuda bir aforizma sahibi bernard shaw bu konuda da şu açıklayıcı ifadeyi dile getirmiştir:
"i learned long ago, never to wrestle with a pig. you get dirty, and besides, the pig likes it."
migros'ta 169 tl'ye satılan 2014 yılbaşı paketi
-
"avrupa görmemiş öküz türkler." demişim gibi olacak biliyorum ama vallahi amacım türkiyedeki alkol fiyatlarına dikkat çekmek.
şu pakete verilen 169 tl ile çek ripablikte mandıra alınıyor.
iki ortak daha bulursanız bira fabrikası kurup bira dolu havuzunuzun keyfini sürebilirsiniz.
geyiği bir tarafa bırakırsak ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar insanı türkiyede.
o fiyata içki mi olur lan.
sırf nasıl düdüklendiğinizi daha açık anlayın diye aynı yahut muadil markaların fiyatlarından örnek vereceğim.
bira, 60 kuruş. (onlu pakette alınırsa 50 kuruşa kadar düşüyor)
votka 70lik 19 lira
johnnie walker black label 32 lira
şarap 11 lira (tekrar baktım da bugün 11'e çok daha kaliteli şaraplar alınıyor. standart sofra şarapları 6 lira)
içki içmeyi lüks hale getiren politikaya sokayım.
onu kanıksayan halkın da dibine vurayım.
16 nisan 2015 türkiye geneli baş ağrısı yaşanması
-
sabah sol gözüm şiş ve hafif ağrıyla uyandığım için doğrulayabileceğim durum. muhtemelen sıcaklık değişimiyle ilgilidir.
ayrıca bu açık bir darbe girişimidir. seçimle başa geleni ağrıyla göndermek istiyorlar. eski türkiye bunlardan çok çekti.
başkanlık sistemi olsaydı yaşamazdık bunları. 400'ü verip kurtulalım derim.
ha bir de unutmadan; paralleel yapı.
personal jesus
-
(bkz: personelden isa abi)
rte'ye vefa borcumuz olduğu gerçeği
-
hoşt ulan !!! 16 senedir yaptıkları için hakkımı helal etmiyorum. bu ülkede güvenilir tek kamu kurumu bırakmamış, gelmiş geçmiş en büyük borç yükünü koymuş daha hala ne vefa borçluymuş sayın ak troll.
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
gelen mesaj;
"ısrar etme artık. olmayacağını defalarca söyledim sana. çıktığım biri var ve gelecek ay nişanlanıyorum, kendine gel. son kez söylüyorum ve uyarmayacağım. devam edersen polisi arayacağım. yoluma çıkma, uyarıyorum!"
platoniğin gördüğü;
" *s*** ***e *****. **********n* ********* ******i* ****. ç******* **** *** ** ******* ** **********o***. k****** ***. s** *e* ********** v* *************. ***** ******* ***i** **********. yo**** *****. ***r****um*"
- seviyor işte canımın içi.
fakir fukaraya vermek bereket getirir
-
işçinin hakkını verirken neden sadaka verdiklerini düşünüyorlar anlamak güç.
t: türkiye cumhuriyeti maliye bakanı nureddin nebati'nin profesyonel(!) açıklamaları.