hesabın var mı? giriş yap

  • genelde bati karadenizde, ilkbaharda kirac yerlerde yetisen minik, ve siddetli derecede aromatik mantar. latince bilenler icin: tricholoma terreum.

  • dönerciler döneri böyle yaprak kadar ince kesip ekmeğin arasına koyuyor ya hani, göze de az geliyor. birgün bütün döner halkasını kocaman, böyle hayvan gibi ısırmak istiyorum sözlük.

  • geçen cuma nikahı vardı şirketten bir arkadaşın, birkaç gün önce oturduk kordona içiyoruz. yaklaşık 1,5 saat süren, sevgiliyle günlük olağan telefon görüşmesinin ardınan geldi oturdu masaya, kötü epey, surat düşmüş, muhabbete katılmıyor, neyin var diye sorduk, "cuma günü nikahım var fakat ben bu noktaya kadar nasıl geldiğimizi hiç anlayamadım abi" dedi, en son hatırladığı şey kızın buna "en azından ailelerimiz tanışsın, acelemiz yok nasılsa" dediğiymiş, şimdi parmagında bir yüzük ve cebinde bir evlilik cüzdanı var ve aradaki hiçbir şeyi hatırlamıyor.

  • bugün 28 ocak 2010 ankara'da kar yağışı olayı ile bir arada düşünüldüğünde yalnızca dumur değil, sinir, stres, soğuk ve nihai son (başta ayaklar olmak üzere komple) uyuşukluk olarak başımdan geçti bi tane. böyle de iğrenç bir girişi olur entry'nin. utançla devam:

    aslında servise binmek üzere çıkmıştım evden. şoför, yollar kapandığından gecikeceğini ve zahmet olmazsa biraz yukarıda beklememi, bu yağışta aşağıya inemeyeceğini söyleyince tamam dedim, ağzımı da şu güzel ortamı da bozmayım diye mutlu mesut başladım yokuşu tırmanmaya. sanıyorum ki, ben gidene kadar servis de gelmiş olur, binerim hemencecik ısınırım. dayan yalnızlığım. çıktım baktım yollar felaket, trafik kilitlenmiş, servis mervis hak getire. bekledim biraz daha, aradım, kaza yapmış ama 10 dk 'ya geliyorum dedi. kafamda bu iki veriyi bağdaştıramadım. başımın çaresine bakayım, ne gelirse binip gideyim diye durağa doğru yürüdüm ya da süründüm. bu ikisinden biri, zira bilincim bulandı soğuktan. yıllarca görmediğim arkadaşlarıma gülümsemem bu yüzdendi ulu orta...

    başıboş bi otobüs geldi. üzerinde semt, gideceği yer filan yazmıyor: ego genel müdürlüğü yazıyor. kapılarını açtı bekliyor. normal olarak sordum: "abi, bu otobüs nereye gidiyor?" abim sinir yapmış, muhtemelen egosuna da, belediyesine de, karına da trafiğine de giydiriyor içinden. diyor ki bana:"arkadaşım, etrafına bi bak ne görüyosun?" (yıllarca görmediğim arkadaşlarımı?) "hiç bi tane otobüs gördün mü?" (sen varsın ya, yiğidim?) "sence bu yoldan otobüs iner mi?" (pas?) sıralıyor soruları. yahu tamam da sen nereye gidiyorsun? abi yalnızca gidemeyeceği yerlere odaklanmış inatla cevap vermiyor! nihayetinde, ben de allah'ın bi kuluyum der gibi "ben ring için geldim." lafını alabildik ağzından. ama bununla bitmedi tabii, ring de nerenin ringi? hangi yöne gidecek? abi düğmesine basmış gibi başa sarıyor: bu karda kışta ilerlemenin zorluklarından bahsediyor. baktım anlaşmanın imkanı yok, en azından ayaklarım ısınsın diye bindim otobüse. istisnasız her yolcu ile aynı diyalog yaşandı, otobüs nereye gidiyordu ve evrensel ahlak yasası var mıydı? ikincisini ben uydurmuş da olabilirim çünkü buzu çözülen ayaklarımın sızısı inanılmazdı. sessizce izledim ve doyurucu bir cevap alamamalarına rağmen otobüse binen insanlarımıza hayret ettim... insanları gerçeklerle yüzleştirmeye and içen belediye şoförünün hiç de spesifik sayılmayan "gidebildiğim yere kadar gideceğim..." cevabı üzerine hakkımızda denilebilirdi ki: (bkz: bindik bir alamete)

    - ulus'tan geçecek mi?
    - geçer diyemem.

    hayır öyle bi boyutta ki, şoför bizi çok alakasız bir yerde de bıraksa cümlesi belli: "ben size mutluluk vaadetmedim."

    sonunu bilmediğim bir yolculuğa çıkmayı hep istemiştim de, bu kadar da ucuz değildi be abi.

  • toplama bilgisayar yapılırken önce kişi ihtiyacını belirleyecek ben bilgisayarda ne yapacam oyun mu oynayacağım o oyunun gereksinimleri nelerdir?

    çizim programlarımı çalıştıracağın hangi program ne istiyor bunları bilecem veya başka ne yapacaksam kullanım amacımı bilmem gerekiyor.

    parça üzerine konuşacak olursam intel mi amd mi? her ikiside yapacağınız işi yapar önemli olan doğru seçim yapmak mercedes mi bmw mi bunun gibi bir şey bu.

    ekran kartı markalarında tavsiyem msi ve asus olacaktır çünkü üretici markalardır aynı zamanda anakart içinde böyle diğer markalar bu markalardan alır notebooklarda da bu böyledir.

    ram markaları crucial,gskill,corsair seçilebilir

    ssd de ilk tercihiniz samsung olsun 2.crucial diğer markalar kötü mü değil sadece bunlar biraz daha önplanda

    güç kaynakları asus,coolermaster,cougar,evga,thermaltake,zalman,msi

    kasa önemsiz denir aslında en önemli şeylerden biridir,kasa içi soğutmayı yapan ana ürünlerden biridir çok fanlı olması faydanıza en az 4 fanlı bir kasa (3 önde 1 arka) tercih edilebilir.yukarıda yazdığım markalardan kullanılabilir.

    bu çok geniş bir iş uzayıp gider , sorularınız veya yardımcı olmamı istediğiniz konularda mesaj atabilirsiniz

    gelelim markaların(hp,asus,msi bla bla)internette veya mağazalarda satılan hazır sistem bilgisayarlara

    bunlardan gerçek toplamadaki parçaların performansı gibi bir şey beklemeyin notebooktakilerle aynıdır,bunlarda güncelleme olayı pek yoktur sadece bazı modellerde ram veya ssd/hdd ye olanak tanır diğer parçalara pek izin vermez bu kötü bir şey aldığınız ilk günkü gibi kalır.

  • bi tanesini az evvel alakasız bir yerden kahvaltı alırken yaşadım;

    -pardon, bu sandviclerin küçüğü var mı?
    -hanfendi gözünüzde büyütmeyin, çayla iki lokmada gider o!

    ahaha =)