hesabın var mı? giriş yap

  • bunu yapmaya çalışırken art arda 3 kırmızı ışıkta geçen bir gerizekalı gördüm ben.

    sabahın erken saatleri olması, kaza olmasını önledi. açıkcası arkasında olduğum için ne yapmak istediğini uzun süre anlamadım. 3. kırmızı ışığa yaklaşırken mesaj yazdığını gördüm, sonrasında gaza bastım, yetiştim ve kısa bir korna çaldım delikanlıya. "ne var amuaaaaa goyyyim?" şeklinde surat ve el hareketiyle karşılık verdi. çünkü kendisi fernando alonso'nun sol taşşağıydı ve hem mesaj yazıp hem de araç kullanabilirdi.

  • üniversitelerin bahar şenliklerinde içki içebiliyorduk, parti başkanları tv tartışma programlarına çıkıp iki kelimeyi biraraya getirebiliyorlardı, sevgililerimize mektup yazıyorduk, taksim'de akm'nin önünde buluşuyorduk, devlet okullarına gitmek daha havalıydı, metallica türkiye'de enfes bir konser vermişti ve bayağı büyük bir şeydi, cumhuriyet gazetesi okurduk ve gazeteler genel olarak itibarlıydı, bazı diziler vardı ve herkes onları izlerdi...
    sınıfsal farklılıkların daha az hissedilir olduğu, hayatla bağlantımızın daha derin olduğu zamanlardı.
    bunları bilmenize gerek yok ama z kuşağı. siz kendi yolunuza sahip çıkın yeter.

  • kuşkusuz tarihin en iyi albüm kapanışına sahip albüm.

    bir konsept albüm olarak içine aldığı atmosferin etkileyiciliği, türlü enstrümanların harika kullanımı ve birbirleriyle uyumu, lirikal anlamda ortaya çıkardığı şaheserler...
    tarihin en büyük ve ikonik albümlerinden rahat top 10’a oynuyor. emin olun içinde tek bir boş şarkı bile yok, o seviyede bir olay.

    kehanetleri ise ayrı eğlenceli; albüm kapağındaki tabelada k. west yazısını görüyoruz ve 5 yıl sonra kanye west doğuyor. ilginç olanı ise albümün açılış şarkısının adı *

  • 79 yıldır çözülemeyen bir kaybolma olayı: sodder ailesi!

    daha çok küçük yaşlarda italya’dan abd’ye göç etmiş olan george ve jennie çifti, 10 çocuklarından 9'u ile birlikte amerika birleşik devletleri'nin batı virginia eyaletindeki fayetteville kentinde mutlu bir yaşam sürmekteydi. ancak sodder ailesinin hayatı, 24 aralık 1945'teki noel arifesinde 40 dakika içinde mahvoldu.

    her şey, saat 12:30'da telefonun çalmasıyla başladı. jennie telefonu açtığında, tanımadığı bir kadının tuhaf kahkahalarını duydu. yanlış numara olduğunu düşünerek telefonu kapattı ve yatağına geri döndü, ancak evin ışıklarının hala açık olduğunu ve perdelerin çekilmediğini fark etti; muhtemelen çocuklar uyanıktı. gece 1:00 civarında, evin çatısına bir şeyin çarpmasıyla irkilen jennie, yaklaşık yarım saat sonra duman kokusuyla tam uyanarak sigorta kutusunun yandığını fark etti. george, eşi ve 4 çocukları marion, sylvia, john ve george jr ile kaçtı ancak o esnada ailenin çatı katında kalan diğer çocukları maurice, martha, louis, jennie ve betty mahsur kaldı. çocukları bağırarak uyandırmaya çalıştılar ama hiçbir ses alamadılar. george merdivenini aradı fakat merdiven ortada yoktu. arabasını balkonunun altına çekerek tırmanabileceğini düşündü ama ne hikmetse araba çalışmadı. jennie, itfaiyeyi aramayı denedi ancak bu sefer de telefon çalışmadı, üstelik yangın söndürme tüpü de sorun çıkardı. marion, komşunun evine koştu ama telefon hattındaki sorundan yine yardım alamadılar. sonunda bir komşunun yardımıyla itfaiyeye ulaşmayı başardılar.

    ev ile itfaiye istasyonu yakın olduğu halde, itfaiye gelene kadar ev küle döndü. itfaiye şefi f.j. morris, yılbaşı arifesi olduğu için personel sayısının azlığı ve geri kalan üyelerinin ise savaşta olması nedeniyle geç kaldıklarını söyledi. itfaiyeciler, çocukların yangında öldüğünü varsaydılar fakat morris, ertesi sabah, evde herhangi bir kemik bulamadıklarını söyledi. ancak başka bir kaynağa göre, birkaç kemik ve organ parçası bulundu ancak aileye söylemediler.

    polis araştırmalar sonucunda yangının elektrik tesisatından çıktığını, telefon hattının bir makasla kesildiğini, ayrıca bir görgü tanığının, birisinin gece eve bir şey atıp kaçtığını ekledi. olay yerine yakın bir suçlunun, halat ve ekipman çaldığı tespit edildi fakat olayla bağlantısı bulunamadı. çocukların yangında ses çıkartmamaları, merdivenin kaybolması, arabanın bozulması, yangın tüpünün çalışmaması, itfaiyenin geç gelmesi, telefon kablosunun kesilmesi, hiçbir kalıntı bulunmaması ve son olarak eve bir şey atan bir şüpheli... sodder ailesi, çocuklarının kaçırıldığına emindi. evlerini bir anıt mezara çevirerek kendi araştırmalarını yapmaya başladılar. hemen bir krematoryum görevlisine danışarak cansız bedenlerin iki saat boyunca 1.090°c'de yakıldıktan sonra bile kemiklerin kaldığını öğrendiler ki bu, evdeki yangından çok daha uzun ve sıcak bir ateşti. birkaç gün sonra evin çevresinde ıı. dünya savaşı'nda kullanılan bir bomba buldular. george, italya’dan gelen mussolini karşıtı biri olduğu için bu vesileyle kendisini tehdit eden sigortacı bir adamı da hatırladı. çocukların kaçırılmasıyla ilgili birkaç şahitte ortaya çıktı. bir komşu yangın esnasında çocukları bir arabanın içerisinde gördüğünü, bir garson yangından sonraki gün 5 çocuk ve 2 yetişkinin lokantaya geldiklerini, otelde çalışan bir kadın ise 5 tane çocuğun 2 erkek 2 kadınla otele geldiğini ekledi.

    george, yangından 1 yıl sonra bir gazetede kaybolan kızına çok benzeyen birinin fotoğrafını görerek new york’a gitmeye karar verdi ancak kızın ailesi, george ile görüşmeyi reddetti. aile fbı’dan yardım istedi fakat bu sefer de polis ve itfaiye görevlileri ifade vermeyi reddetti. çift, olayı daha detaylı araştırmaları için hem c. c. tinsley isimli bir dedektif hem de bir antropolog tuttular. dedektif yangının sebebini raporlayan kişinin, george’u tehdit eden sigortacıyla aynı kişi olduğunu bulurken, antropolog olay yerinde 17-25 yaş aralığına ait 4 parça kemik buldu ancak kaybolan çocukların hiçbiri bu yaşta değildi. polis daha fazla kanıt bulunamadığı gerekçesiyle dosyayı kapattı.

    olaydan 23 yıl sonra, 1968 yılında sodder ailesi bir mektup aldı. mektuptaki 20’li yaşlarının ortasında bir gencin resmi vardı ve aile bunun kaybolan çocuklarından birisine çok benzediğini düşünerek mektubu gönderenin yerini ve kimliği bulmak için bir dedektif gönderdi, ancak tuhaf bir şekilde dedektiften bir daha haber alınamadı. hem george hem de jennie'nin yıllar süren çabası sonuç vermedi. george 1969 yılında, jennie ise 1989 yılında vefat etti. olayın üzerinden bugün itibariyle tam 79 yıl geçti ancak kaybolan çocuklara ne olduğu büyük bir gizem olmaya devam etmektedir.

  • almanya'daki exchange sırasında:
    alman: - türkiye'de itfaiyeci var mı?
    türk: - hayır dev battaniyeler var onlardan örtüyoruz biz yanan binalara ormanlara..

  • kendimden biliyorum... yoruldum arkadaş yoruldum, çok yoruldum. insanlara doğruları anlatmaktan, gerçekleri açıklamaktan, kanıtlar göstermekten yoruldum. yaşım 31, 15 yıldır başımızdaki haramzadelerin apaçık ülkeyi parsel parsel sattıklarını görüp buna hala inanmayan bir toplumun olduğunu görmek benim umutlarımı bitirdi. yetmezmiş gibi bu kör olan toplum çoğalarak devam ediyor. bu süreçte cehaletin gerçekten mutluluk olduğunu öğrendim. bu son seçimler de benim geleceğe dair umutlarımın yıkıldığı bir gün oldu. o tarihten itibaren artık ne olursa olsun modundayım zerre umrumda değil. benim tuzumun kuru olmasına rağmen başka insanları düşünüp her yerde onların sesi olmaya çalışırken savunduğum insanların gidip celladını seçmiş olmaları beni bitiren nokta oldu. ne haliniz varsa görün...

  • "saatler önce evlilik teklifi aldığım mutlu günümü mahveden onca yazar" diyerek gerekli yerlere göz dağı vermeyi ihmal etmemiştir.

    sevgili alexandra,

    sen sözlüğü şu anki haliyle gördüğün için belki de anlam veremiyorsun olup bitene. “nedir bu tantata bu gereksiz, çocuksu ve %90’ı cahil barındıran site için” diyorsun belki kendi kendine. hep böyle değildi buralar alexandra. kimisi kişiliğini inşa etti burada. filmler izledi, şarkılar dinledi. tartıştı, öğrendi, tanıştı, dertleşti. tabii bunlar yaşanırken sen henüz çocuktun. o güzel şeylerin hepsi vaktiyle yaşandı burada. sonra kanzuk ticari hırsları uğruna hepsini tek tek mahvetti, ama o başka bir günün konusu.

    burası her geçen gün ne kadar yozlaşmaya, kokuşmaya, iğrençleşmeye devam etse de, sırf geçmişin hatrına bile olsa bazı korumacı reflekslerimiz var. gördüğün yazarların yazar olmak için ne kadar beklemesi gerektiğini biliyor musun alexandra? çok. 10 entry girip senelerce bekledi insanlar. sen ise kuyruğun en önüne kaynak yapan kişi oldun. sence bu hareket, tüm o insanlara saygısızlık değil mi alexandra?

    londonphile meselesi gelelim. bu yazar seninle tartıştıktan sonra sebepsiz yere uçuruldu. bu kişi sana hakaret etmedi. senin yazdığın yazıyla ilgili bir yorum yaptı ve sözlük doğasınca bu onun en doğal hakkıydı. “benim haberim yok, ben yapmadım” demenin hakkın olduğunu düşünmüyorum. sence burada ufak da olsa bir sorumluluk kabul edip bunun neden olmuş olabileceğiyle ilgilenmen gerekmiyor mu alexandra? gazeteci ruhun da mu merak etmiyor bu esrarengiz olayı? bu kişi uçuruldu ve tüm entryleri çöpe gitti. belki de senelerce yazdığı yazılar, notlar hepsi gitti. sence bu hareket insanların emeğine saygısızlık değil mi alexandra?

    biz türkiye’nin yorgun insanları, ekonomik olarak batık, psikolojik olarak çökük insanlarıyız. biz neden bu hale geldik biliyor musun alexandra? çünkü bizi bu hale getirenler torpille, adam kayırmayla, elindeki gücü kullanarak başkasını haksız yere ezerek bizi bu hale getirdi. ve siz dün gece bizi bu hale getiren olayların mikro bir örneğini bize sundunuz. bizi 2 ekmeğe muhtaç eden adamlarla aynı karaktere sahip olduğunuzu gösterdiniz.

    edit: sözlük cevap vermiş:
    ---- “yazar kendi tercihiyle hesabındaki entry’leri silip tek entry’sini bırakarak hesabını "yetersiz entry profili" haline getirmiştir. bu doğrultuda, hesabı iddia edildiği üzere kişisel sebeplerle değil yetersiz entry profili ve tarihçe sebebiyle kapatılmıştır. torpille yazar alımı olarak ifade edilen konu ise ekşi sözlük'e emek vermiş kişilerce referans verilen, bilinen ve tanınan kişilerin yazarlığa kabulü 2004 yılından bu yana var olan bir durumdan ibaret.” ----

    siz de ne tesadüf ki “yetersiz entry profili” sebebiyle londonphile’ın hesabını tam o tartışmadan sonra kapattınız. insanlarla dalga geçer gibi cevap veriyorsunuz. yetersiz entry profili olduğunu gece 5’te mi fark edip kapattınız hesabı?

    açıklamaya dair tek tatmin edici şey sözlüğün 2004’ten beri omurgasız olduğunu öğrenmemiz oldu. böyle bir cevap vermek yerine hiç cevap vermeseniz çok daha iyi olurdu.

    bu cevaptan sonra benim gördüğüm, olayda en suçsuz insan alexandra. her şeyi eline yüzüne bulaştıran yönetimin kurbanı olmuş. mini diktatörlüğünüzde size başarılar. ben gidiyorum. unutmadan. ssg sen de ideoloji rolleri kesme kimseye artık. ikinizin de tek efendisi para.