hesabın var mı? giriş yap

  • gezi parkında ilk gün polisin yüzüne gaz sıktığı kırmızılı eylemci kadın, tomanın önüne geçip kollarını açan eylemci kadın, başbakana "soru soran" muhabir kadın, başbakana gezi toplantısında hesap soran sendikacı kadın, göstericilerle eylemcilerin arasına girenler kadın, gazdan gözümü açamazken elindeki sütle yanımda bitiverip "ister misin?" diye soran kadın, kadın, kadın.

    diğer yandan, başbakan erkek, içişleri bakanı erkek, vali erkek, yiğit bulut erkek, rok erkek, fatih altaylı erkek...

    delikanlı edebiyatı parçalayan çok tırt var, bir sorunumuz da bu.

    buradan pembeye, çiçeğe, gözyaşına, ana kucağı şefkatine bin selam olsun! gelecekte yeşerecek filizin tohumu sizden toprağa serpilecek.

  • asla öldüğüne inanmadığım kişi. ölü süsü verilerek başka bir ülkede başka bir kimlikle yasadığına inanıyor kalbim.

  • apartmanın görüntüsü bozulacakmış. ulan o mordorun ortasından fırlamış gibi duran ucubenin neresi bozulacak be onun bunun çocukları. o rampaya mahkum olasınız inşallah diye beddua edeceksin bunlara.

  • jordan lebron gibi bir kariyer yaşasaydı...
    alternatif last dance:
    çaylak sezonundan itibaren hep göz önündedir. sezon mvp'si, defalarca allstar ve sayı kralı olmuştur. fakat detroit pistons engelini bir türlü aşamayıp şampiyon olamamasından dolayı kendisine gelen "asla bi bird ve magic değil" eleştirilerine dayanamayan jordan buna kesin olarak son vermeye karar vermiştir. ve bunun için aynı drafttan yıldızlar olan john stockton ve charles barkley ile aynı takıma geçer fakat finalde dominique wilkins resmen bunları tek başına yener ve finali kaybederler. jordan seride 17 sayı ortalama ile kendi takımındaki ancak en skorer 3. oyuncu olabilmiştir. sonraki sene bilenir jordan ve sonunda şampiyonluklar gelir. jordan artık king j dir. loser etiketini hemen söküp atmıştır. bird ve magic'in yapamadığı bişey vardır o da threepeat. jordan'ın gözü bu kadro ile ondadır bu sefer. ama king j' in bir alışkanlığı yine tekrar eder finalde kaybetmek... maalesef bu hayali gerçekleşmez. bundan sonra şampiyonluk yaşamış jordan için yeni bir heyecan zamanıdır. chicago ya geri dönücem der ve zaten allen iverson gibi bi yıldızı olan takıma başka bir genç yıldız kevin garnett' i de aldırır. ilk sene yine finalde yine kaybeder. ve bir önceki sene gibi rakip takımda onu tutan oyuncu finallerin mvp si olmuştur. sonraki sene nba'in galibiyet rekortmeni ve kimilerine göre tarihin en iyi takımı olan reggie miller'li, chris mullen'li, scottie pipen’lı gsw'a karşı seriyi 3-1 den çevirerek (nba tarihinde tek) şampiyon ve üçüncü kez finallerin mvp si olur. bunu yapması yetmiştir. o artık goat dır. sonraki sezonlar finale çıkmaya devam eder fakat gsw hakeem’i kadrosuna katmıştır. kaybederler. çünkü takım arkadaşları tü kakadir. hakeem o dönemin en iyilerinden olduğu için değildir. buradan ümidini kesen jordan yeni bir meydan okuma denemeye karar vermiştir. artık herkesin hayali olan lakers'a gidecektir. ve "anca zaten ezik takımların olduğu doğu konferansında final oynarsın" diyenlere bir mesaj verecektir king j. lakers geleceğin takımı adı altında bazı potansiyelli oyuncular katmıştır draftlardan ama jordan bunlardan ve mevcut kadrodan memnun değildir o genç tim duncan'i istemektedir yanına. ilk sene muradına eremez. her zaman doğudan nba finali yapan jordan bu sefer play-off bile yapamamistir:( ( bunun nedeni tam bir lider gibi davranip bütün takımı takaslamak istemesi ve "eziklerin!" motivasyonunu kaybetmesi değildir tabii ki, kendisinin sakatlık yaşamasıdır. zaten sakatlık basketbolda yoktur normalde) ama sonraki sene muradına ermiştir, gelmiştir canavarı. ama bu yetmezdi tabii ki. king j'in büyük oyuncu olma kuralında vardır her zaman takımda en az 2 yıldız takım arkadaşı olması. bu yüzden yanına ligin yeni ikonu kobe bryant'ı da ister last dance için. ama maalesef kobe olmaz mambalik yapar. her şeye rağmen şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerleyecek lakers'ın önüne salgın hastalık engeli çıkar. ve dansa şimdilik ara verilir.ama jordan'nın goat olduğu gerçeği tartışılmazdır hala?...

    edit not: nba’i en az 90 lı yıllardan beri takip edenler veya o döneme de hakim olanlar içindir.

  • büyük bir sirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün new york üzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya düsürür ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara icen bir adam görür ve alcalir:

    "pardon. ben neredeyim acaba?" diye sorar.
    "yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icindesin" der adam.
    yönetici sinirlenir:
    "sen mühendissin degil mi?" diye sorar.
    "evet." der adam. "nereden bildin?"
    "cünkü basim belada ve sana bir soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
    "sen de yöneticisin degil mi?"
    "evet sen nereden bildin?"
    "cünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icinde kaybolmussun, pusulan yok, berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."

  • zihniyetini gondiklediğim mekan sahibi kodamanları ve/veya çakal esnafları kudurtan on numara şeydir kamp sandalyesi.

    kendi halinde, arkadaşları ile ya da tek başına sandalyesini atıp oturan insanlar nerenizi rahatsız ettiyse o sandalye de oranıza girsin.

    terörmüş, hadi lan bakın işinize.