hesabın var mı? giriş yap

  • iq ile ilgili en ilginç saptamalardan biri, en tehlikeli grubun 80 - 85 iq aralığı olduğudur. şimdi bununla bu korkunç katliamın ne alakası var derseniz , çok alakası var, şöyleki;
    bu aralıkta bulunan , salak olarak tabir edebileceğimiz insanlar, basit suçları planlayacak ve uygulayacak kadar zeki , fakat bu suçların sonuçlarının kendi hayatlarına ne kadar zarar vereceğini, nihai sonuçlarını anlayamayacak kadar salak olurlar. zekaları hayatta normal şartlarda başarılı olmalarına yetemeyecek kadar düşük, fakat suç işlemelerine yetecek kadar fazladır, üstelik , daha aptal insanların sahip olduğu çocuksu masumiyette bulunmaz bu grupta. dünyada, suçun yaygın olduğu pek çok getto bölgesinde iq ortalaması 80 -85 arası çıkar.

    bu sebeple , bu grup en tehlikeli grup olarak kabul edilir. türkiyenin ortalama iq'su da bazı kaynaklarda 86, bazılarında 89 bazılarında ise 90 olarak geçiyor, ve büyük şehir merkezlerinde ortalama 90 üstündeyken, gerçek yüzünü müge anlının programlarında gördüğümüz anadolu çomarları tam olarak bu 80-85 bandında yer alan tiplerden oluşuyor. palu ailesi süper bir örnektir bu tiplere. işte bu tipler, hele birde alkol ve uyuşturucu ile gaza geldilerse, her türlü pisliği yapabilirler. kendileri 8 yaşında kıza tecavüz edip, oruç tutmuyor diye milleti dövmeye kalkan tipler var ya, işte onlar tam olarak bunlar. o köy enstitüleri falan bunların, zekasını biraz olsun açmak için kurulmuştu, fakat imam hatip liseleri ile işte o iğrenç , cahil ve cehaletleri ile gurur duyan zeka seviyesine sabitlendi bu çomarlar.

  • uçak bilmemkaçbin feetteyken teyzeyle hostes:

    t: evladım kıble ne tarafta?
    h: aşağıda efendim.

  • işyerinde, mutfak işlerinden sorumlu tonton ablamız soruyor:

    - siz nereliydiniz?
    - istanbul.
    - yok yok. aslen yani. anne baba dedeniz hepsi istanbullu mu?
    - zamanında anne tarafı saraybosna'dan, baba tarafı iran'dan gelmiş.
    - olsun. insan olması önemli.

    mordorluyum dedim sanki ablaya.

  • efsane.

    josef de souza'nın basın toplantısında, tipik bir spor muhabiri sorusu soruluyor;

    "buraya gelmeden önce kiminle konuştunuz, kimler size bilgi verdi? şu an galatasaray'da oynayan alex telles veya fernandao ile konuştunuz mu?"

    josef de souza ise şu cevabı veriyor; https://youtu.be/1xa5_c8hnxw?t=270

    "ne alex telles ile, ne de fernandao ile konuştum. yalnızca alex de souza ile konuştum ve buraya gelişimde onun sözleri etkili oldu."

    bir kulüpten hak etmediğiniz şekilde gönderilmiş olabilirsiniz. futbolu bırakmış olabilirsiniz. refere ettiğiniz yerden binlerce kilometre ötede olabilirsiniz. binlerce kilometre ötedeki ülkede birkaç kötü adam, arkanızdan atıp tutmuş olabilir.

    yine de oraya gitmek isteyen biri, sırf sizin sözlerinize bakarak kariyer planı yapıyorsa ve daha önemlisi, size kötü anılar bırakan bir yere olan vefanızı koruyorsanız, yalnızca büyük bir oyuncu değil, büyük de bir adamsınız demektir.

    teşekkürler kaptan.

  • benim bu çocuk.

    ablam 8 yaşındayken, ailesel problemler yaşadığı için depresyona giren anneme;

    - anne, sen bu teyzemler, dayımlarla uğraşıp duruyorsun, üzülüyorsun. ben de tek başımayım sana destek olamıyorum. yap bi çocuk, bok yıkamaktan onları düşünmeye vaktimiz olmasın.

    demiş. annem de hangi kafadaysa yapmış işte beni sağ olsun.

    dünyaya geliş amacım bu.

    not: 8 yaşında, evet 8 yaşında o cümlelerin hepsini toparlayıp söylemiş anneme canını yediğim.

  • eloy'unkinden bahsediyorum, bunun gibi başka bir tane daha albüm yok, bundan sonra da gelmesi mümkün değil. 'artık kaliteli müzik yapılmıyor, ah 70'ler vah 80'ler' saçmalığından bahsetmiyorum, ama böyle bir atmosferin 2000'li yıllar itibariyle yakalanabilmesi mümkün değil, geçmiş artık o işler. yapılabilecek en isabetli şey, bu güzel albümü bilmeyen güzel insanların haberdar olmasını sağlamak, bu entrynin amacı odur esasen. belki bi tesadüf olur, bi space bi progressive sever sol frame'de denk gelir, neymiş lan bu der de keşfeder diye. biz nasıl bulduk sanki?

    (bu entry, gliding into light and knowledge'in o müthiş tomlu davul atakları ve yaylıları ve klavyesi eşliğinde yazılmıştır.)