hesabın var mı? giriş yap

  • birazdan şu pastane bu dondurmacı diyenler doluşur. he kardeş istanbul dan maraş a gideriz dondurma yemeye.

  • 0.4'e kadar iyi bir dağılım olduğunu, 0.5'ten fazlası dağılımın eşit olmadığını gösterir. y ekseninin yüzde olarak kümülatif gelir, x eksenininse yüzde olarak gelir sahipleri olduğu grafikte, içbükey lorenz eğrisiyle 45 doğrusu arasında kalan alanın 45 doğrusunun altında kalan tüm alana oranıdır gini. ancak, zaman içinde ülkeler arası gini karşılaştırmasının zor olacağı da söylenir çünkü değişik şekillerdeki lorenz eğrileri aynı gini katsayısını verebilir. ayrıca, sayısal olarak küçük olduğu için (0-1), büyük değişiklikler çok küçük oynamalar getirir, bu yüzden değişiklikleri yeterince iyi yansıtmayabilir.

  • bir paketin içerisine saçma sapan şeyler koyup, 100 yıl sonra açılması için bir yere teslim etmek. norveç'te yapıyorlar bunu mesela.

  • diz kapağımın arkasında ve kollarımın iç kısmında tam eklem yerlerimde minik kırmızılıklar şikayetiyle gittim doktora.. bi süre konuştuk, sonra muayene sedyesine yüzüstü uzanmamı istedi doktor..

    "işte sıçtığım an!" diye düşündüm.. yüzüstü ve sırtüstünü hep karıştırırım ben.. yüzümüzün üstüne yatınca mı yüzüstü oluyo, yoksa yüzümüz üste gelicek şekilde yatınca mı bi türlü aklımda tutamıyorum..

    bunları düşünürken, aklıma bi cinlik geldi.. dedim "önce yüzüm yukarı gelecek şekilde bi yatayım, doğruysa zaten doktor bey, muayeneye başlar.. yok başlamazsa bi de öbür türlüsünü denerim.."

    önce yüzüm yukarı gelecek şekilde uzandım..
    baktım doktor beyde bi hareket yok, yavaşça yan döndüm, sonra bi de yüzüm aşağı gelecek şekilde uzandım.. bikaç saniye sessizlik.. "yanlış oldu herhal" diye yine döndüm.. doktor öle ayakta bekliyo bana bakarak..
    "alla alla.." dedim.. "kompil karıştırdım herhalde ben!?" bi daha yan döndüm.. bu sefer ellerimi de yastık gibi kafamın altına aldım, cenin pozisyonu gibi hafif..

    hala ses yok.. "dur.." dedim "bi de öbür yana döniim".. ama stresim de artıyo bu arada.. "acaba kompil ayağa kalkıp yeniden mi başlasam" diye de düşünüyorum, tam ben yüzüstünü bulduğum sırada görememiş filan olabilir diye..

    kendi etrafımda bi tur daha attım ama ağlıcam artık.. doktor da ölee bekliyo başımda.. en son yüzüm yukarı gelicek şekilde yatarken bu da mı gol değil! bakışımla bi daha baktım doktora..

    __"napıyosun yaa??!!" dedi..

    napıcam ya napıcam??!! kabir azabı çekiyorum, yattığım yerde.. öle seyredeceğine, kolumdan tutup doğru yöne dönderiversen nolur??!

    halkın anlıyacağı dilden konuşsun doktorlar biraz!! yüzüstümüş!!1

  • sene 1986 istanbul - mugla seferi - pamukkale turizm

    yas 16dir, henuz yeni yeni tek basina yolculuk yapilmaktadir, otogara gelindiginde gorulen otobus zamaninda pek ender bulunan avrupa bir 302 olup (http://www.schweighofer-zoehrer.at/…es/klimabus.jpg )way be bunla gidiyom demek helal ulan nidasiyla binilir ve en on sira sofor caprazinda 4 nolu koltuga kurulunur.
    yan koltuga oturan universiteli gence selam verilmesi suretiyle yolculuk kolonya servisi ile baslar.
    otobus orjinal alman olup tiss tiss yaylanarak yol almaktadir, aksam nasilsa yolda susurlukta duracak bu, ben birsey yemeyeyim, orda ayran tost manyagi olurum dusuncesi ile birsey yenmemistir.
    susurluga varilir ama nasil yanidir? herzmankinden farkli bir konaklama tesisinde (kulubesinde) durulmustur.
    neyse ben surdan 3 tost 2 ayran gomeyim farketmez diyerek iceri girilir fakat aci gercekle karsilasilir o nefis susurluk tostundan yapilmadigi gibi mekanda sadece normal sandvic ekmegine sucuklu tost imal edilmektedir.
    hay anasini diyerek neyse abi sen ordan 2 sucuklu bir ayran ver diyerek urunler hizla tuketilir.
    gercek yol hikayesi ise simdi baslamaktadir. 16 yasindaki genc bunye bunu farketmez bile tabiy..
    yemek hadisesinden bir saat kadar sonra vucuttan once sicak hem nakabinde buz gibi bir ter bosanir. hasik.. noluyo demeye kalmadan alinda biriken sayisiz ter damlaciklari ile mide ve bogazda bir yanma bir gegirti hissi uyanir..
    evet mide bulanmaktadir. super otobusumuzun durdugu dandik mola yerindeki pis sucuklu tostlar neden olmus olmalidir, ama bu mide bulantisina "ulan gicir gicir alman 302 otobusu kusmuk manyagi yaparmiyim" dusuncesi eklenince yukselen adrenalin ve yalniz olmanin verdigi korkunc duygu alinda biriken ter damlalarinin hizla sakaklardan akmasina sebep olur.
    artik geri donulmeyecek nokta gecilmistir. mide ulan bana bu hiyarligi nasil yaparsin dercesine inatla bulanmakta, yemek borusuna eksi sular gondermektedir.
    yanda oturan universiteli gence "abi cok kotu oldum ben bi torba poset bisi bul bana" diyerek en arkaya muavinin yanina yollanir, 1 dk icinde aci gercek ogrenilir, muavin arkada sizmis ve torba yoktur.
    derin ve hizli nefes alma yontemleri ile kusmuk geciktirilmekte olsada aci sona yaklastigi icten ice hissedilmektedir artik ...
    sofor "abim iyimisin bak su isiklari goruyomusun abim orda durucaz mola vericaz az dayan" diyerek 500 m. otedeki mola yerini isaret etmekte, genc bunye ise tum otobuse rezil olmamak icin artik yanindaki sirt cantasini bosaltip onun icine comkureyim olmazsa diye dusunmektedir. ama bunu beceremez oyle ya tum elbiseleri onun cantanin icindedir.
    mola yerine yuz metre kala, bu korpe bunye bukadar eziyete dayanamaz ve exorcist filmlerine tas cikartacak bir gorsel solen ile agzindan yaklasik 2 lt/sn hizla 4 nolu koltuktan tum on camin sag bolumunu kaplayacak nitelikte bir kusmuk firlatir. sofor aci aci bakar. ve hareketin akabinde mola yerine girer. kapiyi acar merdivenlerden bir selale gibi kusmuklar akmakta ve yere damlamaktadir, kekeme muavin uyanmis olaya endike olmus ancak ruya gordugunu sanmaktadir.
    oysa hersey gercektir, yasanmistir.

    (bkz: o benim)

  • etkileyici bir piskopattır.

    hakkında bilinenlere bakılırsa hem genetik olarak çok normal doğmaması hem de annesinin onu sürekli aşağılaması/kötü davranması nedeniyle psikolojisi iyice bozulmuştur.

    aslında sadece yaramaz bir çocuk da olabilir. genetik olarak normal doğup doğmadığı konusunda kesin bir yorum yapmamalıyız. küçük hayvanlara (börtü, böcek, karınca, kertenkele vb) zarar vermek erkek çocukları arasında çok sık yapılan bir şeydir. kendisi ile ilgili erken çocukluk dönemi verileri ise sadece hayvanlara zarar veren bir çocuk olduğu yönünde. dolayısıyla çok yaramaz bir çocuğa ailesinin çok yanlış şekilde davranması, kendisinin sevilmediğini sürekli olarak hissetmesi, onu bu derece ciddi psikolojik sorunlara iten nedenlerin başında geliyor gibi görünüyor. (elbette üzerinde çok tartışılması gereken ve sanırım asla kesin bir sonuca ulaşamayacağımız bir konu bu)

    edmund'u diğer seri katillerin birçoğundan farklı yapan ise cüssesi falan değil zekası. sonuçta bu kategoriye giren bütün katiller seri olana kadar yakalanmamayı bir şekilde başarabilen tipler. neyse bu da uzun tartışmaya açık bir konu.

    dönelim tekrar edmund'a, zekanın da çeşitleri vardır bildiğimiz gibi, matematiksel zekası çok yüksek olan biri sosyal açıdan düşük bir zekaya sahip olabilir mesela. edmund'da gördüğümüz şey ise epeyce yüksek bir sosyal zeka. insanları inceliyor, anlıyor, nasıl davranması gerektiğine karar veriyor ve kendi hedefine ulaşmak için insanların istediği şekilde davranıyor. polisler tarafından sevilmesi buna güzel bir örnek. aynı şekilde büyükannesi ve dedesini öldürdükten sonra iyileştiği neden gösterilerek akıl hastanesinden çıkarılmasının nedeninin de bu olduğu yaygın görüşler arasında. akıl hastanesindeyken gözlem yapıyor, nasıl "normal" davranacağını belirliyor ve uyguluyor. aynı şekilde otostop çeken kızları arabasına binmeye ikna etmek için de, camı açıyor, çok ilgisiz davranıyor, saatine bakıyor ve acelesi varmış ve kızın arabaya binmesini çok da önemsemiyormuş gibi davranarak güven oluşturuyor.

    hapishanede verdiği röportajlarda güzel konuşması, oldukça kibar bir insan izlenimi uyandırması, bazen annesini öldürürken hissettiği şeyleri anlatırken ağlama numarası yapması falan da nasıl davranması gerektiğine bildiğine dair güzel örnekler.

    edmund kemper'i daha farklı kılan özelliği ise yakalanmamış, kendisini yakalatmış olmasıdır ki çok ama çok önemli bir fark.

    dip not: seri katillerin yaklaşık %31'inin zeka seviyeleri normalden üstünde, 10 seri katilden 9'u erkek.

  • yolsuzluk yapmadıkları, kul hakkına girmedikleri tek bir olay varsa onu yazın. bunların her yaptığı haksızlığı yazmaya kalksan 17 yıl sürer.

  • "2868 e mesaj ile 10 tl yollayın, sayenizde yaptığımız new york yerleşkesine eş bir binada los angeles'a dikelim" temalı mesajdır.
    15 yıldır kan bağışı gönüllüsüyüm, 3 yıldır kan bile vermiyorum bu siyasal islamcılar yüzünden.