ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
beşiktaş
-
günden güne büyüyen bir ailedir, ailemdir
türkiye'de en itici insanların bulunduğu şehir
-
(bkz: trabzon).
e-devlet alt-üst soy bilgisi sorgulama
-
her taraftan erzurumluymuşuz. ramazanda agresif olmam genetikmiş, ben şeker düştü diye zannediyordum.
dominos'un yeni pizzasının adını sen koy
-
çok pahalos
wi-fi şifresini isteyen komşuyu savuşturma yolları
-
sağır ve dilsiz hatta başarabiliyorsa moron rolü yapmak.
-şifre nöydö?
*annem yok
-annen değil şifrö
*annem yok gelmedi
gibi...
debe: ufak bir bütçe ile hepberaber gökalp'e umut olalım.
https://instagram.com/…mbarasi?igshid=1620kjxxrn4kr
#gökalpinumudusenol
tam uykuya dalacakken irkilmek
-
bunun bir açıklaması var. daha iyi bilen arkadaşlar mutlak yazacaklardır ama ben genede dilim döndükçe anlatayım.
uykuya dalan beyin yavaş bir şekilde solunumu, dolaşımı, sindirimi ve bilumum olayı yavaşlatır. sonrada gene bu beyin denilen şey, ulan ölüyorum herhalde deyip basar sinirlere uyarıyı ve bir anda insanı sıçratır. sonra da tamam lan geçti geçti, yokmuş bir şey deyip uyumaya devam ettirir. manyak lan bu beyin.
stay hungry stay foolish
-
sanırım kariyerimde yaptığım en iyi tercih henüz başlarında (17-20 yaş) az maaşla sadece tecrübe için bir sürü farklı firmada çalışmak oldu. "yeni başlayanlara az maaş verilsin" diye demiyorum: minnet etmeyeceğin para, başka firmaya sıçrama kararını kolaylaştırıyor.
o sayede bir sürü farklı çalışma ortamı, şirket kültürü gördüm. ne yapmak istediğim, nasıl bir firmada çalışmak istediğim, emeğimin karşılığının ne olduğu gibi konularda zamanla daha iyi fikir edindim. iyi firmayı kötü firmadan ayırabilmeyi öğrendim. ilerde kendi şirketim olursa nasıl olmasını istediğime dair fikirler edindim.
o firmalardan biri bana ev kirası, araba taksidi, yeme içme masraflarını karşılayacak bir para kazandırmış olsaydı bugün hala eskişehir'de aynı firmada çalışıyor olabilirdim. eminim hayatımdan memnun da olurdum. ancak sağolsunlar, verdikleri asgari ücret beni yeni maceralara itti.
kariyerimin ilerleyen kısımlarında en uzun süre çalıştığım firmalar bana kendimi geçindirip üstüne biraz kendimi şımartabilecek para ile çok imkan veren ve en rahat çalışma ortamını sağlayan firmalar oldu. en sonuncusu da microsoft. eğer önüme kendi işimi yapma fırsatı çıkmamış olsaydı bugün muhtemelen hala microsoft'taydım ve muhtemelen yine hayatımdan memnundum.
peki kariyerimin ilk yıllarında o kadar az parayla nasıl yaşadım? eskişehir'de anne/baba evi, ankara'da ofisteki bir yer şiltesi ile makarna günleri, istanbul'da ise ofis mutfağının kalebodur zeminine karton serip üstünde yatma ve boş kola şişelerinin depozitosuyla kokoreç alma* şeklinde. o günlerin hepsi microsoft'a alınmam sürecinde abd'ye giderken sunduğum iş tecrübesi belgelerinin parçası oldular.
steve jobs'ın "stay hungry, stay foolish" ile vurguladığı da buydu sanırım. kendini hemen bir yere bağlama, gerekirse biraz aç kal, biraz budala kal, biraz keşfet.
üç büyük pille çalışan metalik gri el feneri
-
pil haznesi böyle flask flask flask diye açılırdı ve içinde pilleri tutan zoviği zoviği yapan spiral teller bulunurdu. nefis bir sovyet tasarımı.
fenerium sitesindeki inanılmaz tatlı model kız
ya evlenelim ya da ben ayrılmak istiyorum
-
"demo sürümden tam sürüme yükseltin" diyen gelin adayı beyanatı.
dada dandinista
-
üç ihtimalli program:
a) tv başında izleyenler daha çok sıkılıyor
b) stüdyoda izleyenler daha çok sıkılıyor
c) program konukları daha çok sıkılıyor
herkes uyukluyor lan, ne ayak? okan bayülgen de "yaa uyumayın da konuşalım" diyen yatakhane arkadaşı gibi. yazık.
2018'in ilk bebeğine ukaşe adı verilmesi
-
devlet dairesinde çalışmaması ve mühür, kaşe, imza işlerine bulaşmaması gereken bebeğe verilen ismin haberidir.
-ukaşe, şu kaşeyi uzatabilir misin?
-bu kaşe mi?
-hayır o kaşe değil ukaşe, şu kaşe...
(bkz: swh)