hesabın var mı? giriş yap

  • star wars filmlerine, ve bilinen hikayeye cok guzel gondermelerle bezenmis animasyon serisi. araya klasik star wars repliklerini sikistirmalarindan ote, minik detaylara olan dikkatleri hayranlik vericidir.

    --- spoiler ---
    13. bolumunde ciddi sekilde yaralanan `anakin skywalker' solunum cihazina baglanir. ve cok net bir sekilde darth vaderin o unlu soluk alma sesini duyariz gene...
    --- spoiler ---

    ayrica star wars evrenini daha da acar bize. sadece jedilerin ve sithlerin ve bunlarin yandaslarinin evreni olmaktan cikar, daha bir renklenir, daha bir hoslasir.

    --- spoiler ---
    13. bolumde jedi'lara haddini bildiren, sithlerden pek de farklari olmadigini, tek bir tarafin savasin suclusu filan olmadigini, savasin 2 tarafin isi oldugunu, tum baris su bu sozlerine ragmen onlarin da sonucta olum ve yikim getirdiklerini soyleyen ve jedilari pek de guvenilir bulmayan utopik, tamamen bariscil bir koye rastlamak harikaydi.

    gerci sanirim bir sonraki bolume o zavallilar da "dogru yolu" bulup, jedici olacak hatta jedilar onderliginde kendilerini korumaya girisecek ama iste bir umut. oyle olmalarina gerek kalmadan anakin'cigim droidlerin hepsini temizleyip bunlari kurtaracak ve sonra da, bunlar tarafindan "gidin koyumuzden, mahvettiniz hayatimizi, demistik biz her yere bela getiriyorsunuz siz de" nidalari ile kovulacaklar...
    --- spoiler ---

  • malumun ilanı ama;

    12 yılda 7 milyar ağaç...
    yılda 583 milyon...
    günde 1,6 milyon...
    saatte 67 bin...
    dakikada 1.110...
    saniyede 18 ediyor.

    bir adam tutsanız, günde 8 saat çalışacak. en iyi ihtimalle ortalaması 10 dakikada bir fidan, günde 48 ağaç dikecektir. günde 1,6 milyon fidan dikilebilmesi için bu adamdan 34 bin tane lazım. bunun haftasonunu, yıllık iznini, levazım personelini, alımını, satımını, kaynak yaratılmasını, bulunmasını, naklini, kararını, idaresini geçiyorum.

    bu ülkede 34 bin kişi 12 yıldır tam zamanlı ağaç dikiyor olabilir mi?

  • "istanbul’da mimari açıdan sorunlarımız var. günün başka konuları ve sorunları var. ama bizim ciddi anlamda şehircilik sorunumuz var. bırakalım yeşil binaya gelmeyi, daha oraya gelene kadar ne yazık ki çirkin binalar, çirkin şehirler ürettik."

    şu sözün altına imza atmayan yurt dışı görmemiş bir cahildir.

    bugün şehirlerimizin en büyük sorunu plansızlık, çirkinlik, stres seviyesini sürekli tavanda tutup ömür törpüleyen şehir hayatıdır.

    başkanın şehircilik vizyonu, huzurlu bir kent hayatının ne olduğunu bilmeyen yabanileri fersah fersah aşar.

  • kesinlikle içinde bulunduğum ikilemdir.

    okuduğum bölümden ötürü akademik altyapıyla yetiştirilmiş olmama rağmen içimde bu tarz bir isteğin tek bir emaresine bile rastlamadım yıllardır.
    eskiden beri içimde resmen esnaf bir dayı var ve sürekli olarak durup durup ''hadi'' diye sesleniyor. üstelik etrafımda ve ailemde tek bir esnaf bile yokken sadece bende böyle bir aşk olması da genetiğin mucizesi.
    büfe olur, efendime söyliyim tekel bayisi olur, restoran olur, hep sürekli bir alayım satayım, ticaret yapayım, dükkan işleteyim hevesindeyim.
    bi laboratuara kapandığını düşün, makalelere gömüldüğünü falan, bi de işlek caddede büfe falan işlettiğini. oha lan büfe süper olm.
    ama sermaye şart.

  • kötü bir trol başlığı. artık o kadar belli ki bıktırdı iyice bu tür trafik yaratıcı clickbait tarzı başlıklar.
    böyle bir olay olmaz demiyorum ama başlığı açan kişinin tarzı çok belli ki böyle bir kadını uzaktan 100 metreden anlayabilir ve yaklaşmaz. direkt filmin devamını anladığınızda sıkılırsınız ya filmden öyle bir şey. ilk 2 cümleden sonu belli hikayenin.

  • bölüğe yeni biri gelmişti. psikopatım ayağına hiçbir yerde 3 aydan fazla kalamamış, gittiği her yerden gönderilmeye çalışılan bir tip. gele gele bizim bölüğe geldiydi. nöbetçi çavuş olduğum bir sabah, onun yattığı ranzaların olduğu yerden sesler geliyor. "ne oldu, ne bu şamata" derken bu yiğit çişi gelince koğuşun duvarına işemiş. wc'ye gitmesem de olur demiş. sidik var duvarda ve yerde. nöbetçi çavuş benim, demez mi iki gün sonra asker ağzımıza da s.çar bu diye. sordum neden böyle birşey yaptın, cevap vermiyor kafa önde. tüm o kafa önde sessizlik piçliğini de iyi bilirim ben.

    şimdi ben belgesel izleyen, o belgeselde bölgesini belli etmek için çişini yapan leopara, aslana, çakala vs saygı duyan, hümanist bir beyaz türk olarak bu ortadoğu faresini bir güzel dövdüm. yani dayağın sonu boktan yerlere çıktı, kafasını falan işediği duvara falan sürttüm, öyle güzel dövdüm. yiğidim karşılık vermek istedi bir an, hiyerarşiden de haberi yok, dayak faslını uzattım iki kişilik dövdüm. ben temizlerim dedi, madem temizleyeceksin niye işedin dedim bir daha dövdüm.

    askerlik son okul demişti komutanlar, buradan adam olmayıp giden sittin sene adam olamaz demişti. muhtemelen evinin içine işemiyorsun, dayağa yemesen de işemezdin ama senin adamlığında bir gr faydam varsa hakkımı helal etmiyorum. insan koğuşa işer mi amk? serengeti milli parkı mı lan burası, çişinle bize mesaj vermeye çalışıyorsun, yer miyiz biz psikopatım ayağını.

  • bu adamın yetiştigi toplumda ''dini kullanmak'' gibi bir olgu yoktur. yani aynı dine mensubuz ama bambaşka bakış açılarımız var aslında.

    bizde din dedigimiz şey genelde siyasete atılmak, ihale kapatmak, bir zümreye kendini kabul ettirmek için kullanıldıgı için artık her dua okuyanı, secdeye yatanı ''dini kullanıyor yea'' diye yaftalıyoruz.

    adam aslında çogu katolik olan brezilyalı futbolcunun yaptığını yapıyor, futbol oynarken dinini hatırlıyor. kaka her gol attığında istavroz çıkardığında kimse kendisinin dini sömurduğunu duşunmez mesela.

    sonuç olarak, her şeyi olduğu gibi dini de yozlaştırdığımızdan bizlere ilginç gelen futbolcudur.

  • olm bi şey soracam, millet berbere gidemiyor diye tıraş makinelerine fahiş zam yapan kesim ile millet evinden çıkamıyorken oyun konsollarına ek vergi getiren devlet arasında ne fark var lan ?

    edit: tanim: ekonomik olarak zorda olan hukumetin getirdigi ek vergi.

  • oha reklam gordum de boylesine flood reklami ilk kez goruyorum ekside. yakisir benim eksime yakisir benim tosunuma ooooh.