hesabın var mı? giriş yap

  • açıklama yaparken sesindeki o öfkeli metalik tınıyı hissettiniz, değil mi? sesin, gerçeği ağızdan bağımsız söyleme gibi bir huyu vardır. bu kadının ağzı "ben diyorum ki ortada sıcak bir konu var, aileler yanıyor, büyük bir ateş var" derken; sesi "ay şekerim ne abarttınız benim ayrıcalıklı oğlumun büyüme sancılarının ayrıcalıksız iki figüranı yutuvermesine" diyor. sesi sadece büyüttüğü katil hakkında "pırıl pırıl pırıll bi çocuk" derken sevgi ve empatiyle tınlıyor. gerisinde duyulan tek şey ise, son 30 yılın yarattığı histriyonik küçük burjuvanın, "sıradan halk, başrolünde bizim olduğumuz görkemli dizide sadece figüran değil miydi, bu tantana da nedir???" şaşkınlığı ve öfkesi. cebi para, şekli şemali estetik görmüş, kendine bir de zengin ama halkla empatik ünlü yazar imajı satın almış, artık sahne onun tabi.

    eylem tok, sosyal zıplayışını eylem gibi biriyle evlenerek taçlandıran kocası, oğlu vb. insanlar için kazada ölenler, aslına bakarsanız yan villada oturmayan herkes, onların çok şahane ve gerçekçi zannettiği kitsch bir dizideki ayak takımı. hizmetçi, aşçı, koruma, şoför. sahnesi gelince pırıl pırıl çocuğun, hayat macerasının 1-2 dakikasında ezip öldüreceği figüran. jenerikte adları yazmaz, cast ajansı o hafta kimi yollarsa o oynayabilir.

    ezilip öldürülenden çok, öldürenin duygu durumunun, iniş çıkışlarının, şimdi ne yapacağının ekranda görünmesi, hislerinin daha iyi anlaşılması için yüzüne zoom yapılması gerek. kahramanımız(!) şimdi ne yapacak? adalete teslim mi olacak yoksa kaçarak vicdanıyla baş başa mı kalacak? vicdan muhasebesi esnasında neler yaşayacak? peki sarhoşken ezip öldürdüğü figüranla ilgili bir sahne daha olacak mı, hayır. tamam, rolü de sahnesi de bitti. ne abarttınız kardeşim, sizin başrolün karakterine ve duygularına odaklanmanız lazım, onun çektiği acıyla empati yapmanız, onun aslında özünde nasıl iyi biri olduğunu, ona nasıl da yazık olduğunu düşünmeniz gerek. öleni düşünmek, hesabını sormak, sıradan izleyici olan sizin haddinize mi? nerede görülmüş bir dizide figüran öldü diye gerçek hayatta adalet istendiği?

    eylem tok, ölen kişiyi daha öncesinde villasında kaçak çalıştırdığı ve zam istediklerinde polise ihbar edip deport ettirdiği zavallılardan farklı görmüyor. yaşamanın, sevmenin, sevilmenin, öğrenmenin, hissetmenin, üzülmenin, sevinmenin, anneliğin, sanatçılığın sadece kendi küçük burjuva topluluğuna hak olduğu üçüncü sınıf bir dizi evreninde yaşayıp, oğlunu oradan oraya kaçırdığı sahnelerin reytinglerini takip ediyor şu an. siz de hala "ama o bir anne" filan diyin.

  • kendimi suçlu hissettiğimden yaptığım öneri. destek görürse de çok mutlu olurum.

    dün orada o kadar çevik kuvvet bulunmasının nedeni biz beşiktaş taraftarı'nın ve rakip bursaspor taraftarı'nın arasındaki yıllardan beri süren husumet. bizi birbirimizden korumak için gelenler şehit oldu dün gece. makam sahipleri suçlu hissetmiyor, biz hissedelim.

    tüm beşiktaş ve bursaspor taraftarı tribünde birlikte otursun vodafone arena'daki bu maçta. hiçbir polis mesaisini bu maç için harcamasın. hem bilet gelirleri polisimize aktarılsın hem de şehit olan polislerimiz bir hiç uğruna değil, bizim dostluğumuzu tesis uğruna şehit olmuş olsun.

    bunu ulaştırabileceğim, yönetimden tanıdığım kimse yok. tek elimden gelen burada başlık açmak. belki bunu birilerinin görmesini sağlayabiliriz. biz de böylece bu suçluluk duygusundan biraz olsun kurtulmuş oluruz.

  • var böyle bir örgüt. sıcaktan yapış yapış terleseniz bile klimayı açtırmazlar. neymiş çarpıyormuş. genelde 35 yaş üstü insanlar bu örgüte dahil olurlar. adamı hayattan soğuturlar.

  • ahahahah 5dk önce ahmet çakar: "benim kerim soyadlı arkadaşım var"

    5 dk sonra

    "fenasi kardeşime selamlar"

    kız arkadaşımla yok yere ayrıldım tam bir hafta önce allah sizden razı olsun beyler

  • bütün entrylerini silip kaçman araptaparlar hakkında çok şey anlatıyor ama gg olmayayım.

    "pakistandaki savaşın adı nedir?" diye sorulduğunda cevap veremeyecek araptaparların ağızlarını yaya yaya kurdukları cümle.

  • holding 2 milyar tl gibi, herhangi bir insanın hayatı boyunca çalışsa kazanamayacağı bir parayı bağışlamış ama yazar efendinin derdi bunun vergiden düşülüp düşülmediği.

    gerçekten adam olmazsınız siz. çok kötü insanlarsınız.

  • italya ve avrupa futbol tarihini değiştiren felaket. evet 4 mayıs 1949'da il grande torino superga'nın etkelerine çakılmasa, kuvvetle muhtemel birkaç sezon daha şampiyon olacak ve hatta ulaşacakları güçle bugüne kadar gelebilecekti. tesadüfe bakın ki bir fiat ile uçuyordu torino camiası. fiat g-212 torino'nun sonu olurken, bir başka torino camiası şaha kalkacaktı. arkasındaki fiat'ın gücüyle. şimdi umberto agnelli'ye girmeyelim.
    her şey 3 mayıs 1949 benfica torino maçına gitme kararıyla başladı. francisco ferreira'nın jübilesi için lizbon'a giden, yenilmez armada maçı 4-3 kaybetmiş, ertesi gün de italya'ya geri dönmek için havalanmışlardı. oldukça sisli havada gerçekleştirilen seferde, pilot milano'ya doğru yönelmesi gerekirken, torino'ya inmeye kalkınca olanlar oldu. öğledensonra beş sularında superga'ya çakılan fiat, torino'nun mezarı oldu. yenilmez armada böylece sise yenik düşmüştü.
    cenaze törenleri için yarım milyon italyan toplanmıştı. cesetleri teşhis etmek ise italya'ya iki dünya şampiyonluğu kazandıran vittorio pozzo'ya nasip olmuştu. pozzo, her şeyini borçlu olduğu camianın, kendisinden sonraki bebeklerini ki ortalama 8-9 ismini her millî maçta oynattığı isimleri teşhis etmişti, edebilmişti. o yanmış bedenlere bakabilmek, hiç de kolay olmasa gerek. pozzo'nun 11 mayıs 1947 italya macaristan maçında tavan yaptığını ve dönem itibarı ile kadroya alabileceği oniki isimden, onbir futbolcu ve bir de yedek kaleci, onbirinin torinolu olduğunu ekleyelim. işte o onbirin, onunun da içinde bulunduğu 18 futbolcu, teknik heyet, masör ve gazeteciler bu faciada can vermişti. tuttosport'un kurucusu renato casalbore de ölenler arasındaydı.
    beş sene boyunca evinde hiç bir maç kaybetmemiş il grande torino'yu nerdeyse yok eden bu facia, dünya tarihinin en hazin futbol felaketlerinden biri olarak anılır. 6 şubat 1958'de tarih olan busby babes'den sonra manchester united, efsanevî hocası matt busby ile yükselişe geçip annemin bile adını bildiği camia olurken, torino superga faciasından 27 sene sonra ancak bir kere şampiyon olabilmişti. arada kazanılan iki coppa italia düşünülünce, bir camia için tarihin nerdeyse 4 mayıs 1949'da donduğunu söylemek safdillik olmaz. en azından şehir için milattır bu tarih ve dolayısıyla facia: öncesinde torino, sonrasında juventus vardır. faciada hayatını kaybeden yenilmez armadanın üyelerini müsaadenizle sayalım. belli ki şike mike hikâyeleri ile çalkalanan italya'da gani gani rahmet istiyorlar.
    (bkz: valerio bacigalupo)
    (bkz: aldo ballarin)
    (bkz: dino ballarin)
    (bkz: emilio bongiorni)
    (bkz: eusebio castigliano)
    (bkz: rubens fadini)
    (bkz: guglielmo gabetto)
    (bkz: ruggero grava)
    (bkz: giuseppe grezar)
    (bkz: ezio loik)
    (bkz: virgilio maroso)
    (bkz: danilo martelli)
    (bkz: valentino mazzola)
    (bkz: romeo menti)
    (bkz: pietro operto)
    (bkz: franco ossola)
    (bkz: mario rigamonti)
    (bkz: julius schubert)