ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
5 oyla seçim kazanıp oylar çalınıyor demek
-
eksik 1 oy olması durumunda dahi geçerlidir. hırsızlığın azı çoğu yoktur, hırsızlık hırsızlıktır.
hayata dair gülümseten detaylar
-
babamın memleketten eski tamek kavanozunda gönderdiği balın üzerine ispirtolu kalemle 'bal' yazması.. sonra gaza gelip yanına parantez içinde 'hakiki' ibaresini de eklemesi.. yanıldınız, esnaf değil, emekli.
sözlükçülerin parfümleri
-
ulan madem hepimiz parfüm kullanıyoruz bu metrobüslerin hali ne böyle???
ahmet altan'ın atatürk'ü arar hale gelmesi
-
atatürk'ü tutma noktasına gelmişmiş. kötü bir şey gibi söylüyor bunu.
sen tutma atatürk'ü ahmet altan, sen o kodeste otur başka bi şeyi tut. umarım çürürsün içerde.
diyanet'in antalya'da 5 yıldızlı otel kapatması
-
500 diyanet personeli için alanya'da 5 yıldızlı alan xafira deluxe resort hoteli'ni 5 günlüğüne kapatmışlar.
https://twitter.com/…k33/status/1465695467598057475
ekonomik çöküşün ortasında vergilerimizle şu anda açık büfe keyfi yapıyorlar. oradan dönüp millete porsiyonlarınızı küçültün, israftan kaçının, 2 kilo yerine 2 adet domates alın diyecekler yüzsüzce.
ankara soğuğu
-
asfalta konan pişmiş yumurtayı, çiğ haline geri döndürüyor şu ara.
wesley sneijder
-
sneijder ağlıyor diye dalga geçiyorlar, ülke gençlerinin zeka seviyesine gel amk.
ağlamak; hakem kötüydü, penaltımızı vermedi, hakkımızı yiyorlar, ofsaytı görmedi dersen olur. adam çıkmış çatır çatır "taktiğimiz yok, doğru düzgün antrenman yapmıyoruz" diyor.
sağa sola değil, bizzat bize sallıyor kardeşim, yani burda sana bok yemek düşer.
francis bacon
-
özet geçmek gerekirse kendisi modern bilimin kurucusu ya da icracısı değildir. ancak ve sanırım; döneminde neşet etmeye* başlayan yeni bilimin metodunun temel bileşenlerini resmetmiş, olayın nerelere gideceğini gerçekten dumur edici bir ferasetle görmüş. geleceği yazmış, bilimin yol haritasını çizmiştir. dediği şudur: sağduyuya dayalı, bireysel deneyimle inşa olunmuş ortalama sıradan zihin ve onun aletleri; gerçeği/evreni anlamaya yetmez.
günlük deneyimlerimizle elde ettiğimiz sağduyumuz dünyanın döndüğünü ve küre şeklinde olduğunu anlamaya yetmez, hatta sağ duyumuza ters gelir, aklımıza yatmaz. "dünya küre ise güney yarım küredekiler niye aşağı düşümüyor okyanuslar dökülmüyor?", "dönüyorsa niye hissetmiyoruz?" diye sorar. çünkü kafamız cisimler aşağı yönde düşer, vs gibi, (hakkında kesin bilgimiz olduğunu sandığımız kategorilere ait şeylerin özellikleri üzerinden) mantık yürütmeye alışıktır*, *. biz bugün doğru cevapları ve açıklamaları müfredatını modern bilimin oluşturduğu okulda öğreniyoruz veya modern teknoloji ile sağlanan imkanlarla aletlerle gözümüzle (dolaylı olarak) görüyoruz.
yapılması gereken, uzmanlarca icra edilen, teknik ve usulü olan bir iştir. bu "uzmanlar + yeni usül" ise insanlar adına düşünen, yeni bilgiyi üreten yeni bir organ (aslında yeni bir makine) olan novum organumdur. bizim somut patlamasını 19 ve 20. yy.da gördüğümüz modern bilimi, modern bilim toplumlarını 1600'lerde müjdelemiş bir tiptir. novum organum (new organum) bu anlamıyla kolektif sistematik bilgi üretme çabası, bilim kurumudur.
ebru şallı
-
annemin bana üç aylıkken hamileyken çektirdiği bir fotosu var, kadın alien sürüsü doğuracak gibi dostlarım. oburiks gibi göbek var. bıraksan 9 ayın dolmasını beklemeden oracıkta nijerya milli takımının ilk on birini doğuracak gibi. şimdi yıllar sonra yanıma sırayla utaka, etuhu, yakubu falan gelse "biz de senin kardeşiniz" dese, hiç ses çıkaramam, o göbekten beklerim çünkü. gerçi nihayertinde çıka çıka ben çıktım o da ayrı konu.
bir de tv8'i ayakta tutan isimlerden biri olan ebru hanım'a bakıyorum, 6 aylık hamileymiş yanılmıyorsam, karın ip man karnı gibi, bruce lee karnı gibi, inanılmaz bir şey, nazar değmesin hey maşallah diyorum. peki benim annem niye öyleymiş lan? bu işte de bir tuhaflık var kardeşim. ya annemi inceleyin, ya ebru'yu...
merkez bankasının 30 milyar tl bağışlaması
-
kafam karıştı zaten ülkenin parası değil mi bu?
şevket altuğ
-
kendisiyle bolca vakit geçirmişliğim, sokak arasında top oynamışlığım bile var. başlığı görünce o günler geldi aklıma, gerçekten çok şanslıymışım. (bkz: super baba) dizisi semtimizde, bazı sahneleri ise evimizde çekiliyordu. dizinin bütün kadrosu, kamera arkası arkadaşımız olmuştu... bu güzel insanlarla bir kare bile fotoğrafımın olmayışı içimi çok burkuyor. o zamanlar en teknolojik aletim tetristi.
yeni dönem türk indie gruplar için isim önerileri
-
(bkz: bir baba indie)