ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nişan çikolatasını bim'den alan erkek
-
ufak fırlama kayınço tarafından "zahmet etmeyeydin enişte, sarelle alaydın ekmeğe sürüp yerdik amk" diye eleştirilir.
türk zombi dizisine isim önerisi
-
(bkz: seni yerler)
breakfast at tiffany's
-
her izleyişimde george peppard'ın gördüğüm en yakışıklı erkek, audrey hepburn'un ise gördüğüm en güzel kadın olduğunu düşündüren, izlemekten bıkmayacağım film...
şengör ailesinin sıfırdan zengin edilmesi
-
mantıklı yatırımdır. yatırım yapılan aile, dünya çapında bir bilim insanı yetiştirmiş ve kurdukları şirketler 100 senedir ayakta.
anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan
-
altındayken casio saatin ışığı sayesinde keşif gezisine çıkılabilinir.
21 şubat 2016 hakemin kırmızı kart görmesi
-
kırmızı kart gösterirken bir yandan da sol eliyle dışarıyı işaret etmesiyle "benim taşaklar dökme demir" demiştir.
piramitleri yapan uygarlığın geldiği üzücü nokta
-
sen git 4500 küsür yıl önce sırrı günümüzde bile çözülemeyen piramitleri yap, mumyalama diye bir şey bul, bilimde ilerle sonra gel müslüman ol milattan sonra 2013 yılında başın dertten kurtulmasın, gerçekten çok acı.
edit: durum tabi kavram olarak sadece islamiyet ile ilintili değil ama böyleyken de böyle, 4500 yıl önce bu coğrafyada yaşayan ırk bunu yapıyor, günümüzde bunlar oluyor. sorun nerede?
mizah dergilerinde icat edilen sözler
-
(bkz: gidenzi) , (bkz: yapanzi) vs. (bkz: faruken bayraktare)
(bkz: vın turizm) * (bkz: oky)
ama benim favorim her daim dıgıl dıgıl olacaktır. nur içinde yat usta.
site bahçesinde sürekli bağıran çocuklar
-
insanın parasını ödediği evinde bir parça sessizlik istemesi türkiye gibi ülkelerde lükstür. bunu dile getirince de ''çocuk düşmanı, hiç mi çocuk olmadınız'' gibi beylik demeçlerle karşılanırsınız.
(bkz: türkiye'de sessizliğin lüks olması)
erkeklerin sürekli fotoğraf istemesi
-
kadın: k
erkek: e
k: çok yorgunum saatlerdir çalışıyorum ya
e: bakimm ;)))))
k: yemek yapıyorum, sonra konuşalım.
e: at bakim ne yapıyosun ;))))
k: hastanedeyim ya serum taktılar
e: bakimm, boydan olsun ama serum da gözüksün*
şeklindeki diyaloglara ev sahipliği eden başlık.
shaquille o'neal
-
nba'de şimdilik tüm zamanların;
- en çok sayı atan 5.
- en çok ribaund alan 14.
- maç başına en çok ribaund çeken 27.
- boyalı alandan en çok sayı bulan 5.
- boyalı alan yüzdesi en yüksek 2.
- serbest atıştan en çok sayı bulan 17.
- en çok blok yapan 7.
- maç başına en çok blok yapan 15.
- en çok süre alan 17.
- maç başına en çok süre alan 17. oyuncusudur.
işte böyle bir oyuncudur shaq!
istatistiklerle ölçülemeyecek bir şey daha; kendisi amerikan basketbol ligi'nin gördüğü en eğlenceli ve sempatik oyuncu olabilir. bugün yaşlılığına bağlı göreli performans kaybı yüzünden geçmişini ve parmaklarında bulunan 4 şampiyonluk yüzüğünü çabucak unutanlara ithaf olsun.
not: bu istatistiklerden bir kısmını, kariyeri sonlanmadan geliştireceği muhakkaktır.
deep web'de 6.seviye
-
internet cafede geçemediğim seviye. allahtan yanıma istersen ver ben geçeyim diyen abi yanaştı da geçti yoksa takılıp kalmıştım. gta'daki helikopter görevinden sonra geçmesi en zor bölüm bu bence.
başlık başa.
bbc muhabirinin çocuklarının yayını sabote etmesi
-
altındaki şu yorum koparttı:
-adam ayağa kalkıp çocukları dışarı çıkartmıyor çünkü muhtemelen altında donla oturuyor
iş hayatının ilk kuralı
-
yıllar önce makyavel taktikleri vermiş zaten. bizzat uyguladığım için %100 işe yaradığını söyleyebilirim.
1) iş hayatında bir şeyi kontrol etme gücüne sahip olana kadar asla yüzünü belli etmeyeceksin. kimseyi kesinlikle yakın arkadaşın olarak görmeyeceksin. ismi üstünde onlar "iş arkadaşı".
2) erkekler iyi anlar beni aynı askerlik gibi ortada bir yerde duracaksın, ne çok silik olacaksın ne de her işe koşacaksın. her zaman delta-pozitif olacaksın.
3) en önemlisi ise ne olursa olsun iş hayatını ciddiye almayacaksın. yoksa seni ele geçirir ve bu mutsuzluk hayatına yansır.
özetle işi yapılması gereken, sana gelir sağlayan yan bir şey gibi düşünmek en doğrusudur ki buna profesyonellik denir. ne demişler? "iş işte kalır."