hesabın var mı? giriş yap

  • akut intermittan porfiria denen metabolik bir hastalığı olduğu, kulağını da hastalığın bir sonucu olan psikoz dönemlerinden birinde kestiği söylenir.
    akut intermittan porfiria, ressamların boya inceltmek için kullandığı tinerle de tetiklenebilen bir hastalıktır.

  • sapık bir hakimin beyanatı.

    neyse ki olay kanada'da gerçekleşmiş ve bu hakim göklere çıkarılmak yerine meslekten men edilmiştir.

    türkiye'de kendisi gibi onlarcası cb önünde olmayan cübbe düğmesini iliklemekte.

  • oyuncak tavşanının boncuk gözlerini ısırıp kopartmış, yutup yutmadığını anlamaya çalışıyorum:

    - ılgın nerede bu tavşancığın gözleri?
    - ben onları ısırıp koparttım!
    - ama yutmadın, di mi?
    - (eyvah yakalandık bakışı) yere attım.
    - eğer yuttuysan altını değiştirirken kakanda görürüm biliyorsun değil mi?

    bu yeni bilgiyle ufku iki katına çıkan kızım birkaç dakika sonra yanıma geliyor ve:

    - baba ben artık kakamı tuvalette kendi başıma yapmak istiyorum. sen gelme. ben yaparım.

  • gerçeğini bulmak zor değildir. oldukça kırılgan tırt bir taştır. ekmeğini gia yemiştir. 10 yıl kadar pazarlamasını yapmış, maden sahibi murat akgün ise ancak bu 10 yılın ardından pazarlama ve satışını yapabilmeye başlamıştır.

    sentetiği tercih edilir zira renk değişimi belirgindir. sultanit ya da zultanitte ise farklı ışıklarda renk değişimi olsa da değişim az olduğu için tırttır... ülkemize gelen cruise gemileri mağazaların müşterilerine bu taşın (orijinalinin) satılmasını yasaklar zira sentetik olanı gemide bol bol satılır.

    gia tarafından pazarlanırken madenden sürekli olarak taşlar araklanmış ya da madem sahibi bu şekilde gelir elde etmeyi amaçlamış olabilir ve piyasaya düşmüştür. belki devlet desteği olsa, devlet eliyle pazarlansaydı bir yerlere gelebilirdi ancak tren kaçalı çok oldu...

    yatırım olarak alınmaz... bir morganite, tanzanite değildir... bir pırlanta, yakut, zümrüt, safir asla değildir. bir aleksandrit ise rüyasında bile olamaz...

    dediğim gibi tırttır...

    edit: biz de millete laf anlatıp bilgilendirelim diyoruz. gemolog yerine jeoloğa değerli taş soran insanlara laf anlatmak baştan hata. bu işten para kazanıyor olmamı geçtim çekirdek ailemde yurtdışı müzayedelere ekspertiz yapmaya çağırılanlar, fiyat belirleyen var. siz siz olun buralarda kimselere laf anlatmaya kalkmayın... uğraşmanıza değmez.

    bugün gemolog yerine jeoloğa giden yarın bel fıtığı için çıkıkçıya da danışır...

  • ben öğretmenim.
    iki tane 7.sınıfım var.
    7.a şubesinin dersleri genel olarak hep sabah saatlerine denk geliyor. 7.b hep öğleden sonra...
    birinde hepimiz taptazeyken ders işliyoruz, diğerinde hepimiz yorgunuz...
    hak geçmesin diye 7-b ye tenefüs zili çalmadan, pür neşe, motivasyon giriyorum.
    ekstra testler hazırlıyorum. fotokopiler havada uçuşuyor!
    sonra diyorum 7.a kendimi istedi sabah derslerini, onların suçu ne! dururmuyum, orda da havada uçuşmalar!!!

    birine bir kelime eksik anlatsam, huzursuz oluyorum. dengeyi kurmak için çırpınıyorum.
    allahtan korkuyorum. gerçi insan olanın hakkaniyetli davranması için kimseden korkmaya ihtiyacı da yok...

    şimdi sana soruyorum:
    ben bir kelimenin hesabını bile yaparken, sen geceleri nasıl rahat uyuyorsun?

    cidden hayret ediyorum...

  • yeğenim yuvada kafasına geçirdiği çiçek maskesi ile evin kapısına gelir ve önümde dikilmeye başlar..

    - aaa bu da kim böyle?!??!
    - ...
    - aman allahım bir çiçek var önümde..
    - ... herhalde bir çiçek var. alla alla. hiç mi yürüyen çiçek görmedin..?
    - ıngh! pardon..

  • adam köylü zaten. doğma büyüme beypazarlı. para ve mevki bozmuyor adamı. imelihin gözlüğü fiyatına 3 takım elbise düzer. dekatlon marka spor ayakkabı giyen adam harama el uzatmaz.

  • aslında alt metni şudur:

    "siz gidin simitçiden simit alın. simitçi fiş vermiyor, bu nedenle devletin cebine giren vergi yok. simitçi, bu parayla fırından simit satın alıyor, tabii ki fiş miş hak getire. fırıncı unu, un fabrikası buğdayı, fişsiz faturasız alıyor. çiftçi, buğdayını un fabrikasına üç otuz paraya verebiliyor, ancak kar ediyor. un fabrikası da, fırın da, gönlünden ne koparsa kar gösterip sakız parası gibi gelir vergisi ödüyor.

    bu arada tüm bu akışta cebine para girmeyen devlet, akaryakıta bindiriyor da bindiriyor. ulaşımınıza zam geliyor; çiftçi, traktörüne dünyanın en pahalı mazotunu aldığı için neredeyse kar etmiyor. fırıncılar odası simite-ekmeğe zam yaparken televizyonlara maliyetlerin yüksekliğinden şikayet ediyor, un fabrikası işçi çıkararak kara geçiyor; simite ödediğiniz paranın çoğu da mazot olup devletin cebine giriyor. bu arada sayın bakan hayati yazıcı da memura %2+2 'lik müthiş zam paketini açıklıyor.

    yine de dert etmeyin; kredi kartlarınız var nasıl olsa."