ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ayda 30 bin tl altı kazanırsam zarar ettim sayarım
-
bunu diyen doktor, öğretmen, akademisyen olsaydı bu başlık altına 1000 entry girilir haram edilirdi ama kabzımalsa sorun yok, onunki alınteri.
einstein'in çözemediği matematik sorusu
-
asgri ücretin 949 lira, ortalama bir ev kirasının 800 lira olduğu türkiye'de insanlar bir ay neyle geçinir?
beş yıldır aynı cep telefonunu kullanan insan
-
sistemin kölesi olmamış insandır.
saatlerin gmt+3'de sabitlenmesinin sebebi
-
(bkz: kaynak gtm)
terapi niteliğindeki alışkanlıklar
-
(bkz: kedi mıncırmak)
hemde öyle böyle değil. gıdık kısmını tutarak bacağınıza yatırıp diğer elinizle göğüs kafesinde ki tüy yumaklarını parmaklarınızın arasına geçirerek mıncırmak. bir yandan da kedinin gurul gurul seslerine kulak vermek.
jainizm
-
jainizme inanlar "kati ve kesin vejeteryan bir yasam" surmelerinin yani sira hic bir canliya zarar vermeme ilkeleri nedeni ile yer altinda yetisen hic bir sebzeyi de yemezler (havuc, patates, sogan, vs.) ayrica koku topraktan sokulen sebzeleri de (mantar vs.) yemezler. butun bunlarin sebebi bu sebezeler toprak altindan cikartildigi esnada bir cok canlinin olmesi ihtimalidir.
beyaz elbise ile gezenler ayakkabi da giymezler, sebep yine ayni canlilara zarar vermemek.
george bernard shaw
-
"nefret, yüreksizlerin korkutuldukları zaman duydukları bir öç alma isteğidir." - bernard shaw
mecidiyeköy'de kazaya sebep olan martı
-
martı ve frene basan ilk şoför, çok hayırlı şeylere vesile olmuştur benim gözümde. takip mesafesi nedir bilmeyenlerin çatır çutur birbirlerine girdikleri kaza olmuştur. her gün bu görevde 1 martı ve 1 şoförü salsak trafiğe, 1 ay sonra tertemiz bir trafik akışına sahip olur istanbul.
rejim değişikliğini bayram olarak kutlamak
-
peygamberin göğe yükselişini kutlayan adamın saçma bulduğu olaydır.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
elalem dostumun dostu dostumdur diyince filozof oluyor ben arkadaşımın arkadaşını ekleyince abaza oluyorum...
saniyelik salaklıklar
-
geçen haftalarda yaşadığım, saniyelik olmasa da, 30 saniyelik bir salaklığımın, başlıkta zirveye oynayacağından eminim ve yazıyorum:
evimin yanında bir 'metro market' var *. sabahladığım ve de yoğun şekilde çalıştığım bir gecenin sabah 8'inde bu marketten kahvaltılık alışveriş yapmak için buraya gittim, park ettim ve de kapıya doğru yönlendim. tabii sabahlamanın verdiği 'neredeyim lan ben?' tadındaki his ile henüz çevreme adapte olamamış bir haldeyim.
neyse, içeri girdim, karşılama standındaki 2 genç kıza 'günaydın' dedim ve de onların hemen karşısında, benim ise sağımda bulunan alışveriş arabası sırasının başına yönelip bir alışveriş arabasını çıkarmaya çalıştım fakat market henüz yeni açıldığı ve de arabaların geceki düzeni ile durmasından dolayı arabayı çıkaramadım. ardından çıkarabilmek için biraz daha sert çektim, yine çıkmadı. böyle olunca da pozisyon alıp baya sert bir şekilde çektim ve de bu sefer çıktı.
arabayı düzleyip tam gidecekken baktım ki en az 30 tane alışveriş arabası bana doğru gelmeye başladı, arabaların öbür ucu bile gözükmüyor, o kadar fazla araba yani. 'ulan sabah sabah işe bak, tutmak gibi bi adanmışlığa hazır mıyım?
tutmazsam da karşı reyona çarpacak, yer de eğimli değil ki nasıl kayıyor bunlar?' diye düşünürken araçlar da gelmeye devam ediyor. o an kararımı tutma yönünde verip hafifçe tuttum arabaları, durmadılar, bu sefer yine biraz daha itmeye çalıştım, yine durmadılar. en son 'yeter lan' diyip bütün kuvvetimle, yerden destek alarak ittirdim ve de araçlar durdu ama bıraksam, tutmasam tekrar yürüyecek arabalar, karşı kuvveti hissediyorum yani. bu sebeple hemen girişteki kızlardan birine 'bunları tutmamız lazım, geliyorlar, çarpacaklar!' diye seslendim, tabii bu sırada tamamen kendimi adamış şekilde arabaları tutuyorum. pozisyon da şu: basketbolda pas atarken göğüs hizasından atarsın da, dirseklerin yanlara açılır ya, heh işte, onun sabah 8de alışveriş arabası tutan ve de dizler hafif kırılmış versiyonu. zaten içeri girdiğimden beri tek yaptığım hasan şaş tadında pozisyon alıp durmak iken, bir yandan da 'ulan ben ne ara bu olayın içinde kaldım?' diye de düşünüyorum fakat görev adamıyım, 'yapılacak' işi yaparım yani kafamdaki inanmışlık seviyesi o en azından. seslendiğim kız bana baya şaşkın gözlerle 'ne yapıyor bu?' dercesine baktı. ardından kafasını arabaların öbür ucuna çevirdi. saniyelik olarak 'allah allah ya, burada böyle büyük bir olay yaşanıyor, ilgilenmedi bile' diye düşünürken, arabaların öbür ucundan bir ses geldi: yav bıraksana kardeşim!!
ulan meğersem oranın çalışanı adam, arabaları yerinden çıkarıp düzenlemek için öbür taraftan ittiriyormuş.. düşünsene, saat sabah 8, işini yapmak için arabaları yerinden çıkarmak istiyorsun, ittiriyorsun, manyağın biri geliyor ve karşı taraftan bütün kuvvetiyle, kendini adamış bir şekilde geri ittiriyor. bir de yerden falan destek alıyor pozisyon alıp. tabii olayı farkettikten sonra hemen 'aa siz mi ittiriyordunuz ya hehe' diyip uzadım oradan.
muhtemelen arkamdan 'çattık ya sabah sabah' demişlerdir, hala da birilerine anlatıyorlardır...
ped verirken torbacıya dönüşmek
-
yanında pedi olmayan arkadaşa ped verirken adeta torbacıya dönüşme durumu. gözler etrafı keserken pedin olduğu yerden avuç içine alınması, pedi olmayan kadının çantasına, kitabına, tişörtünün altına ya da daha yaratıcı başka şeylerin içine sokuşturulurken hissedilen illegalite durumu. bir erkek bir kadının elinde parlıyan pembe şeyin ped olduğunu anlarsa eğer dünyanın sonu gelecekmiş gibi saçma bir his...