hesabın var mı? giriş yap

  • insanları daha çok sıfırlı borcun içine sokacaklar.
    3.000.000 tl kredinin 0.79 ile 120 aylık taksit tutarı ayda 38.786 tl
    ayda 40-50 bin t l taksit ödeyen insanın kazancı zaten 80-100 bin tl civarında olur.
    haber doğruysa 10 milyon tl kredileri bile ucuzlatmışlar, hem de kamu bankalarından, kamu kaynaklarıyla.
    yani bu kredi bir avuç zengini kamu kaynakları ile daha çok zengin yapar
    yine üretim yok, üretici yok, halkın ezici çoğunluğu yok, artık olmayan orta kesim bile yok.
    para yine betona ve zengine.

  • valla akp midir ne sikimdir bilmiyorum neye benzediğini ama gözlerimi doldurdu, köyde benzerini yapardım, acaba beni görürler mi diye el sallardım, gözlerim doldu, yapana, edene helal olsun.

  • bunu beğenmeyen, bunu eleştiren maldır. yemek ısmarladığınız kız böyle birşeyi ima dahi etse, onu orada bırakın. yemeği de önünden alın. (bkz: swh)

    amerikan filmlerindeki zengin sevgilileri arıyor arkadaş. daha çok bekler.

    böyle düşünen kızlara, bununla ilgili şu özlü sözü hatırlatmak istiyorum;

    prens'i bekleme, seyis'e razı ol, yoksa at'a kalırsın.

  • doğu anadolu fay hattının en önemli segmentlerinden birisine sahiplik yapan elazığ ilçesi. sivrice ismi doğu anadolu fay hattı için önemli bir noktadır, bitlis-zagros kemerinin doğu anadolu fayıyla birleştiği bölge, elazığ-çelikhan arasında kalan bölge şu an bir deprem fırtınasıyla karşı kaşıya.

    yalnız belirtmek istediğim bir şey var ki, bu her ne kadar pek sivrice'yi ilgidiren bir durum olmasa da, sivrice segmenti yıllardır kullanılan bir isimdir, 40-50 yıllık makalelerde bile sivrice segmenti isimiyle karşılaşabilirsiniz. 24 ocakta meydana gelen depremden aylar önce bazı hocalarımız sivrice ismini telaffuz ettikleri için şu an yere göğe sığdırılamıyorlar, depremin konumunu nokta atışı bilmiş deprem kahinleri muamelesi yapılıyor. ancak sivrice zaten doğu anadolu fay hattının en önemli segmentlerinden birisi olarak bilinen bir yerdi, ve epey bir süredir inaktif oluşunun üzerine burada bir deprem bekleniyordu zaten. deprem nokta atışı bilindi deniliyor, ancak depremin beklendiği segmentin ismi zaten sivrice olduğundan, sivrice segmentinde beklenen bir depremin sivrice'de gerçekleşmiş olması nokta atışı bir deprem tahmini sayılmaz. tarih-magnitut-konum üçgeninde yapılmış bir tahmin de yok zaten ortada, hocalarımız doğal olarak sivrice segmentinde deprem beklediklerini ifade etmişler, sivrice segmentinde deprem meydana gelince de beklenen deprem gerçekleşmiş oldu.

    dönelim sivrice segmentine, doğu anadolu fay hattıyla bitlis-zagros kemeri uzun bir zamandır sakindi, ama sonradan bu sükunetin bozulacağına dair bir takım işaretler gelmeye başladı. yakın bir döneme kadar pek aktif bir segment değildi sivrice, yakın dönemde gerçekleşip büyük bir depremin geleceğine işaret eden depremlerse şöyle sıralanabilir,

    13 temmuz 2003, pötürge-malatya, 5.7
    11 ağustos 2004, sivrice-elazığ, 5.5
    26 kasım 2005, pötürge-malatya, 5.3
    21 şubat 2007, sivrice-elazığ, 5.9
    8 mart 2010, elazığ, sırasıyla 6.0, 5.5, 5.1 ve 5.3
    24 mart 2010, palu-elazığ, 5.1
    23 haziran 2011, içme-elazığ, 5.4

    bu depremlerin ardından sivrice segmenti bir süreliğine yine sessizleşti, yaklaşık 8 yıl kadar. bu sessizliği bozacak olan şey ise hemen segmentin bitişiğinde yer alan bitlis-zagros hattındaki bir gelişmeydi.

    12 kasım 2017, iran-ırak sınırı 7.3, 530 kişinin hayatını kaybettiği bu deprem bitlis-zagros hattının sanıldığı kadar da inaktif olmadığını gösterdi, ve böyle bir depremin hattın bitlis ucunda doğu anadolu fay hattıyla birleştiği sivrice segmentinde bir şeylere yol açması olasıydı. çünkü arap levhasının ittiği bitlis-zagros kemerinin bir ucunda büyük bir deprem meydana geldiyse, diğer ucunda da bir şeylerin kopması zaten beklenen bir şeydi. gel gelelim o şey oldu da zaten, dün hep beraber gördük.

    arada bir 4 nisan 2019, sivrice-elazığ, 5.3 depremi var, ama sivrice segmentinin uzun bir süredir tecrübe ettiği en şiddetli deprem nihayetinde meydana geldi,
    24 ocak 2020, sivrice-elazığ, 6.7

    sivrice segmentinde epey bir süredir deprem bekleniyordu, bu bir sürpriz değil. bölgede bulunan hazar gölü civarındaki jeomorfolojik yapılar, elazığ-pütürge havzasının sivrice segmentinin belirli aralıklarla böyle deprem fırtınaları yaşadığını gösteriyor zaten, ki televizyonlarda izlediğimiz bir çok hocamızın da bu bölgede deprem beklemelerinin sebebi budur.

    pütürge-sivrice-elazığ havzası diyebileceğimiz bölge, doğu anadolu fay hattının tam ortasında bulunur ve ülkemizin en büyük havzalarından birisidir. bitlis-zagros kemeriyle birleşim bölgesinde bulunması, kuzey-doğu yönünde ilerleyen arap levhasının yarattığı baskının bu bölgeden doğu anadolu fay hattına aktarılmasına sebep olur. bitlis-zagros kemeri bir sıkışma hattıdır, arap levhasının baskısıyla sıkışır ve hareket eder. bu hareket ise kemerin uçlarında, zagros dağlarında veya bitlis-elazığ bölgelerinde depremlere sebep olur.

    güneydoğu toros dağlarına bakıldığında bu dağların net bir şekilde arap levhasının doğu anadolu'yu sıkıştırmasıyla oluştuğu görülebilir. sivrice'nin hemen yanıbaşında bulunan hazar gölüyle hazarbaba dağı da yine bu levha hareketinin sonuçlarında oluşmuşlardır. zaten haritalardan baktığınızda da hemen dağların hem de hazar gölünün doğu anadolu fay hattı üzerinde konuşlandırıldığını görebilirsiniz.

    =======================
    kaynakça;

    bulut f, bohnhoff m, eken t, janssen c, kılıç t, dresen g (2012) the
    east anatolian fault zone: seismotectonic setting and spatiotemporal
    characteristics of seismicity based on precise earthquake locations.
    j geophys res 117(b7). https://doi.org/10.1029/2011jb008966

    aksoy e, inceöz m, koçyiğit a (2007) lake hazar basin: a negative
    flower structure on the east anatolian fault system (eafs), se
    turkey. turk j earth sci 16:319–338

    şengör amc, yılmaz y (1981) tethyan evolution of turkey: a plate
    tectonic approach. tectonophys 75:181–241

    2. paragraf haricinde entrynin çoğunluğu (bkz: landscapes and landforms of turkey) kitabından alıntılanarak yazılmıştır. bölgede gerçekleşen depremler http://ds.iris.edu/ üzerinden listendirilip http://udim.koeri.boun.edu.tr/ üzerinden teyit edilerek entrye yazılmıştır.

    bu entrynin yazarı olan şahsım, jeoloji üzerinde eğitim görmüş ve çalışan birisi değildir, sadece bu konuya bir hobi düzeyinde ilgi duyan ve araştırmayı seven birisidir. yanlışlarım varsa düzeltilmesini rica ederim, sözlük üzerinden ulaşamayacak kişiler roneil.sozluk@gmail.com adresine mail atabilirler.

  • kral 5nci charles dönemi, ingiltere'nin garipliklerle geçen bir dönemiydi. (bkz: evanjelizm). dönemin inanç ve ahlaki dokusu da söylencelerin gerçeklik sıfatı kazanlmasına katkı sağlıyor olmalı. kral kendi de biraz garipti. hayatı boyuınca ingilizceyi öğrenmeyi reddetti ve karısını 32 yıl hapiste tuttu.
    neyse konumuz bu değil.
    1726 eylülünde kadının biri tavşanlar doğurmaya başladı. yerel hekim john howard olayı ciddiye aldı. hadiseyi ükle çapında araştırmak üzere bilim insanlarını göreve çağırdı. kral'ın yapacak çok bir işi yoktu ki olayı araştırmaya bizzat kendi adamlarını kralın özel cerrah ve anatomisti nathanael st. andre ve galler prensi özel sekreteri samuel molyneux'ü yolladı.

    mary onlara hamile kaldığında canının tavşan eti çektiğini, çok yediğini ve sonra rüyasında tavşan doğurduğunu gördüğünü söyledi. bunlar işi sıkıya aldılar ve tavşanların akciğerlerini kesip suya attılar. ciğerler yüzdü. bundan yapılacak basit çıkarıp tavşanların akciğerlerinde hava olduğu idi. bu da ancak doğumdan önce dış dünyayla karşılaşmış olduklarında mümkün olabilirdi. ama uzmanlarımız nedense bunu göz ardı ettiler. 29 kasımda kadını alıp londra'ya getirdiler. mary birden bire kamuya malolmuş bir figüre dönüştü. gerçi tavşan doğumları durmuştu ama mary açısından işler yolunda görünüyordu. sonunda sir richard manningham adındaki ünlü tıp adamı gelerek kadının uterusunu açıp bakmayı önerdi. opeerasyon önerisi aslında bir blöftü. mary hemen yelkenleri indirdi. rahmine tavşanları ünlü olmak ve kraldan bir kaç kuruş koparabilmek adına kendisinin soktuğunu itiraf ediverdi.
    kadini kisa süreyle hapse attılarsa da sonradan serbest bırakıldı. olansa ona safça inanan iki bilimadamına oldu. john howard and nathanael st. andre'nin kariyerleri son buldu. http://www.museumofhoaxes.com/mary_toft.html

  • bir şeyi bile üstüne dökmeden içememektir. herhangi bir bardaktaki sıvı olabilir bu; su, soda, kola, çay, kahve, şarap ve gider bu böyle...

  • 2023-2024 eğitim öğretim yılı başladığında okulun öğrencilerini ve velilerini dumura uğratan olay. çocuklar ilk gün makarna ve çorbayla karşılandı. akşama yine aynısı. sonraki günler ve öğünler de hep aynı devam etti. arada bir öğün kuru fasulye, bir öğün de nohut verdiler.
    kızım da bu yıl yatılı olarak hazırlık sınıfında okumaya başladığı için olan biteni yakından takip edebiliyorum.
    sabah kahvaltısı içler acısı. çocuklar okul açıldığı günden bu yana etli yemek nedir görmedi. dün mantı çıkmış, kızım telefonu açmış bana coşkuyla anlatıyor. annesi dedi ki: "kızım içini açıp baktın mı, et var mıydı?"
    şu yemeklerin fotoğraflarını görünce ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız umarım.

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    okul idaresi hükümetin reva gördüğü 39 tl ile çocuklara nasıl 3 öğün yemek vereceğinin çaresizliği içerisinde. okul aile birliği de velilerin bağışlarıyla durumu kotarmaya çalışıyor.

    saray'da ve meclis'te çöpe dökülenleri düşününce sinir olmamak elde değil.
    öğrenci velileri olarak çocuklarımıza reva görülen bu saçma sapan durumdan kurtulmanın yollarını arıyoruz. fatih portakal da bu okuldan mezun. fox tv, sözcü tv ve diğer basın araçlarını da devreye sokmaya çalışıyoruz ama bize biraz sabredin bütçe artırımı talep edildi deniyor. bu ne kadar sürer bilemiyorum.

    okul müdürünün de katıldığı online bir toplantı yaptılar pazartesi günü. okul müdürü geçen yıl öğle yemeklerinin fiyatında artış yapmış ve bu yüzden soruşturma geçirmiş. ben toplantıda kendisinde bu sorunun çözümüne dair pek bir azim ve kararlılık göremedim. sanırım geçirdiği soruşturma onu biraz pasifize etmiş.
    bakın ben okul müdürünü ya da okuldaki başka bir görevliyi suçlamıyorum. suçlu düpedüz hükümet. diyanete, savaşa, göçmene para akıtan hükümet kendi çocuklarını aç bırakıyor. bu çocuklar ülkenin lgs denilen rezalet sınav sisteminden alnının akıyla çıkmış, yüzde 0,7lik dilimin içinde, geleceğin umudu, zeki ve çalışkan çocuklar. öyle olmasa da olurdu? ne fark eder? gelişme çağındaki çocuklar bunlar.

  • bugün yeni bir paylaşım geldi;

    ilgili paylaşım

    finlandiya'nın en ünlü yapılarından biri olan helsinki katedrali önündeki merdivenlere eşofmanlarıyla oturup, donut yiyerek poz veren kişi; finlandiya başbakanı sanna marin.

    bizim memlekette çok uzun yıllar görülemeyecek bir tablo.

    edit1: yapmacık paylaşım denmiş. bu kadın başbakan olduğunda instagram sayfasında asansörde aynada çektiği selfie fotoğrafları vardı. neyin yapmacığı? kanıt

    edit2: yaklaşık 6 aydır finlandiya’da yaşıyorum. finlere böyle bir başbakan gerçekten çok yakışıyor. finler yaşantılarında inanılmaz mütevazi insanlar. sanna marin de direkt halkın temsilcisi.

  • sırf müslüman olduğu için anasına ve bacısına hallenmediğini düşündürten yazar.

    allah ıslah etsin.

  • ev partisi gibi bir organizasyonun ilerleyen saatlerinde sıkılınmış ve oradan ayrılmak istenmektedir. şarja takılan telefonun bulunduğu odada kapasitesinin üzerinde sayıda insan olduğundan, telefonun bulunduğu sehpaya zor varılır. sehpanın önünde oturan kızla diyalog:

    - pardon, ben gidiyorum da. telefonu alabilir miyim?
    - hımm, şey, olur. 0543...

    çüşşş. bu kadar kolay mıydı bu işler?