hesabın var mı? giriş yap

  • aslında olmasını beklediğim bir olay, instagram nedeniyle karikatür dergilerinin satışı dip yaptı. birçok sayfa dergilerin çıktığı gün tüm karikatürleri paylaşıyor.
    dergiler defalarca açıklama yapmıştı "en azından eski karikatürleri paylaşın" diye.
    karikatür birçoğuna göre basit bir eğlence aracı gibi gelebilir ama insanlar buna gecelerini gündüzlerini katarak para kazanmaya çalışıyor.

  • kadınların birbirlerine karşı olan anlaşılmaz rahatlığının timsali, erkekler dünyasına yirmibin fersah uzak sorudur. ben gitsem şimdi berberime, traştan sonra donları indirip paketi de alırmısın nihat abicim desem, nihat abim usturayı kaptığı gibi komple alır o paketi kökünden ve duvara asar, sonrada aslanlar gibi gider teslim olur.mahallede de herkes aferim nihata delikanlı çocukmuş der. e ne oldu şimdi aldı mı paketi? aldı.

  • “akşam namazımı kılmadan önce melissa’mın odasında yanına yatıp resim çektim ve sizinle paylaşmak istedim, bu kadar. yaşadığım dini gösterip biraz da olsun buna özendiriyorsam ne mutlu bana” yazmış.

    valla yavrucum zengin ve evli biriyle yasak aşk yaşayıp gününü gün ederek, kolay yoldan paraya kavuşarak zaten kızlarımıza yeterli özendirmeyi gerçekleştirdin.

  • mantikli olaydir.

    cenaze surecleri sizin sandiginiz gibi degil lan. oyle sabah uyandik, bir tanidigin cenazesi var ogle namazina muteakip hadi gidelim bi de pide gomelim gibi gelismiyor olaylar.

    bazi insanlar olmeden once saatlerce hatta gunlerce yaninda bekleyen evladi, karisi, akrabasi ve yakinlari oluyor. bu insanlar yemeksiz, uykusuz, surekli ayakta bekliyor cenaze defnedilene kadar. bu bir nokta.

    onun disinda cidden cok iyi sevenleri, akrabalari, arkadaslari vs olabiliyor lan olenlerin. onlar da saatlerce hastane kapilarinda, gasilhanede, camide, mezarlikta hic bir sey yemeden bekliyorlar. dolayisiyla bu insanlara iki dilim pide dagitiliyor, definden sonra. ınanin kimse sevdigini veya en kotu ihtimalle bi tanidiginin sevdigini defnetmeye tercih etmez iki dilim pideyi.

    yas ortalamaniz 21 falan belli ki fazla cenaze yasamamissiniz, umarim cok gec yasarsiniz.

    edit: konuyu anlamayanlar icin hatirlatma yapayim. bu yemek dagitma olayi zaten olen kisinin cok yakin akrabalarina falan birakilmaz, uzak akraba arkadas vs halleder.

  • olum siz bu tahammülsüzlükle bu hayatı nasıl yaşıyorsunuz? böyle basit şekilde muhattap olabileceğiniz sorulara karşın bu denli abartı tepkilerinizin sebebi ne? bunlar nasıl kafalar ağa? hayatsızlar tam kadro amk.

  • düğmeli kalem kutuları vardı, basınca kapağı açılırdı, kalemtraş çıkardı, silgi fırlardı, termometresi filan vardı bunların*. birisinde bunlardan olunca hemen vaay denir kurcalanırdı. durmadan aynı tuşa basılır aynı şekilde açılan aynı kapak hemen kapatılırdı. ayrıca şöyle kullanım imkaları sunarlardı bize, fırlayan kapağın ucuna silgi parçası, ufak tükürüklü kağıt topları konurdu ve kapak açılarak bu cephane hedefe yönlendirilirdi.

    bozuluyorlardı bir süre sonra ama olsun bozulabilirdi artık nede olsa yapmıştı o üzerine düşen görevi. evet.

  • hangi akla hizmet yapılan, hangi akla hizmet belediyelerce izin verilen ya da inşa edilen kaldırımlar olduğunu anlamadığım lanet olası kaldırımlardır.

    hiç mi bir mühendislik hesabınız yok? hiç ki aklınız kesmiyor yaparken? kurak ülkelerde filan yaşıyorsunuz da yağışla pek işiniz mi olmuyor?

    sabah maslak'taki bir binanın önünde jilet gibi kaygan bir malzemeyle inşa edilmiş ve karın da âdeta bir buz pateni haline çevirmiş olduğu kaldırımda bir kadın düştü ve muhtemelen kalça kemiği kırıldı ya da zedelendi, kalkamadı yerinden uzun süre. ben de elimi uzatıp kalkmasına yardım ederken kendim de jet gibi kaydım. kadıncağız topallaya topallaya işine gitti.

    illa birilerinin kolu bacağı mı kırılmalı bu boktan kaldırımları yapma fikrinden vazgeçmeniz için? başka türlü bir mühendislik hesabıyla kestiremiyor musunuz önceden? belediyeler neye göre nasıl onay veriyor? estetik mi insan sağlığı mı önemli?

    her 5 yılda bir yeniliyorsunuz, öngörüleriniz sadece 5 yıla yetiyor ama bari insan sağlığını düşünün!

    edit: şuraya hırsla gelip ciddi bir konuya parmak basmışım alay etmişsiniz teessüf ediyorum yani. tamam zemin değil yüzey ama bu entry girmekle yaşadığım olay arasında 5 dk. vardı düşünün yani.

    edit: imdat! tamam ekvator'da da yağış olur. ben şu yağmur su almayan afrika ülkeleri, arabistan gibi kurak iklimlerin yaşandığı yeri kastettim. hani çok yağmaz filan. keserim kendimi gelmeyin üstüme.

  • konuşmadığım görüşmediğim ama öylesine facebookta duran arkadaşımın adıyla, fotoğraflarıyla aynı bir hesap daha açmışlar. tabi bu hesap beni ekleyince kabul ettim. heralde ailesi işi için yeni hesap açtı, başka bir iş için açtı vs. gibi olaylar geçti aklımdan. sahte hesap olabileceği hiç aklıma gelmemişti.

    gel zaman git zaman bu sahte kişilik yeni fotoğraflar paylaşıyor durumlar yazıyordu. (tabiki çalıntı fotoğraflar). fake olabilceğini kimse düşünmez.
    bir gün benden kredi kartı numaramı istedi acil olarak. ben de her ne kadar konuşmasam da ilkokul arkadaşım diye verdim gitti.(hala sahte hesap olduğunu bilmiyorum)

    öteki hesabı da online görünce kıllandım. ve arkadaşa sordum: sonuç dolandırılmışız amk bu kadar basit bir yöntemle.

    yapılan ödemelerin iptal edilebilenlerini iptal ettim
    neyseki gariban bir insan olduğum için ve verdiğim kredi kartının limiti düşük olduğu için toplamda sadece 11 tl dolandırıldık.
    fakirliğin gözü kör olsun lan. ağız tadıyla 1 kg altın bile kaybedemiyoruz.

    bu da böyle bir mallık anım.

    11 tl ye gülenler olmus işin acinasi tarafi 11 tlyi geri almak içinde uğraştım. ama kart numaramı kendim verdigim için ben sorumluymusum. geri alamadim

  • demokrasinin doğru düzgün işlemesi için zaruri olan bir sistem bence. bu kadarla bırakmıyorum tabi ki:

    * tesettür butikler: 0.5 oy
    * standart insan: 1 oy
    * üniversite mezunu insan: 2 oy
    * yüksek lisans mezunu: 2.5 oy (ingilizce bilmeden parasını bastırıp ingiltere'ye mba yapmaya gidenleri saymıyoruz)
    * profesör filan, yaşlı bilgililer: 4 oy
    * sevdiğim arkadaşlarım: 4 oy
    * tkp'liler: 20 oy (bakalım millet vekili sokabilecekler mi, meraktan yani)
    * uygur kardeşler, sertaç ortaç filan: -500 oy (oy verdikleri parti haricindeki tüm partilere eşit bölüştürüp dağıtacağız)
    * mortifera'nın oyu: 500000 oy