hesabın var mı? giriş yap

  • bu espri ahmet kaya kültür merkezinde yaşanan olay için değil. orada sadece gösteri için bulunan insanlar için de değil.
    bu espri teröriste yataklık yapan besleyen fransa hükümeti için. türkiye'yi bölmeleri için yetiştirdiği sahip çıktığı binlerce masum insanı katleden pkk destekçisi fransa için. ellerine silah verip eğitip benim ülkemin doğusuna gönderen fransa için. gün gelir o besledigin teröristler silahlarını sana çevirir, demek için. bunu anlamak zor değil ama işte trollük yapmak anlamazdan gelmeyi gerektirir.

  • http://i.hizliresim.com/9g8298.jpg

    edirne-merkez, kocasinan mahallesinde samsung k zoom ile çekmiş oldugum bir resmi.

    benim önerim bunu dinlemeniz. üstelik ay ışığı ile ilgili çok anlamlı bir hikayesi de var:

    bir gün beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaktadır. tam bu sırada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve ses oradan gelmektedir. arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler. ikisi birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. beethoven, piyano sesine geldiğini ve mutlaka çalan kişiyi görmek istediğini söyler. kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek onları içeri alır.
    beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız kördür. bunu gören beethoven, “lütfen benden birşey isteyin” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?”
    bunun üzerine beethoven piyanonun başına geçerek, ayışığı sonatını, doğaçlama olarak besteler.

  • henüz bu kadar popüler değilken bir arkadaşımın ısrarıyla katıldığım aile dizimi terapisinden ben hariç herkes fazlaca etkilenmiş halde çıkınca para kazanmanın aslında çok kolay olduğunu bir kez daha anlamıştım.

    önce seyirci olduk hepimiz. kendisine psikolog diyen benimse moderatör olarak tanımladığım bir kadın bize bu sistemin özünü anlattı. bireylerin travmalarının kuşaklar öncesine dayanması, geçirdiği hastalıklar kadar yaşadıkları ve olaylara verdikleri tepkilerinin bile birkaç kuşak önce yaşamış aile bireylerinin yaptıkları veya yaşadıkları tarafından belirlemesi durumu imiş. bu olguya göre dedenin dedesinin, babasının, dedenin veya babanın (aynı şekilde dişi fertlerin de) yaşadıkları, yaşattıkları, travmaları, pişmanlıkları, yaşayamadıkları vb. olaylar dna yoluyla size aktarılıyormuş ve sizden de evladınıza.

    aslında mantıksız değildi ama çok çelişkiliydi her şey. kafamdaki sorular netti ama dile getirilecek kadar açık değildi belki de. ben de ön yargılı olmadan dinle kiyveni dedim, gülme dedim, bi dur belki de gerçekten aşşşırıı bilimsel bir şeydir dedim. pür dikkat dinledim, odak problemi olan ben için bi' noktadan sonra her şey birbirine girdi. sonra örneklemeye geçildi ve gönüllü istendi. arkadaşım atladı hemen.

    kendisinin sıkıntısını ben çok iyi bildiğim halde tabii ki orada sadece yüzeysel olandan bahsetti. başka gönüllülerden biri dedesi oldu, biri babaannesi, biri annesi, biri babası, birkaçı da eş dost akraba. ortada obez bir siyahi konuşmacı eksikti, insanları motive edip, tok sesi, güçlü hitabeti ve ilahilerle başlarını döndüren. geri kalan her şey aynı o ortamlardaki gibiydi. biri sallanmaya başladı, diğerinin nefesi kesildi, arkadaşım ağlayarak babaannesine seni affettim dedi ve netice; arkadaşımın aile kurma ve çoğaldıkça çoğalma arzusunun haddinden fazla olması, aynı şekilde kaybetme korkusunun hayatını fazlaca etkilemesi durumunun dedesinin tüm ailesini geride bırakarak almanya'ya işçi olarak gitmesi neticesinde babaannesinin yaşadığı travmalardan kaynaklandığını bulması oldu. kendisi falcıya gittiğinde de aynı tepkileri gösterdiğinden ben tam olarak anlamadım neyden etkilendiğini. aşırı bilimseldir belki de diye diye aşşıırıııı saçma bir şeye tanıklık ettim. ben hayatımda böyle şarlatanlık görmedim.

    aranızda bu terapi(!) yöntemini benimseyen, yapan, yaptıranlar vardır belki; belki ben bu işin uzmanıyım diyenler de vardır. belki benim katıldığım bu şey gerçek bir aile dizimi terapisi bile olmayabilir. hakkında bilmediklerim bildiklerimden daha fazla da olabilir. ama her ne olursa olsun inanmaya aç bir toplum var karşınızda. ister aile dizimi deyin, ister travmaları serbest bırakmak deyin, ister hacamat isterseniz zen öğretisi. hepsinin binlerce, milyonlarca alıcısı var. insanları birazcık tanıyorsanız çok güzel paralar kazanabilirsiniz. ve kızılacak olan siz değilsiniz.

  • manyak mısınız olm siz?
    hasta mısınız?
    takacak şey bulamadınız, buna mı taktınız?

    meclis başkanınız 5 tane koruma aracına 2.5 milyon veriyor, onu da senin ve benim cebimden çıkan paradan veriyor, buna laf edeceğinize, anasının ak sütü gibi helal kazancından 17bin liralık bebek arabası alan adama mı çatıyorsunuz?
    ruh hastası mısınız lan siz?

    cebinizdeki parayı lüpletene ses çıkarmayı öğrenip siz de o 17bin liralık bebek arabasından alabilecek hale gelseniz daha iyi olmaz mı? illa başkasının ayağından çekip çukura batırmak zorunda mısınız?

    herhangi bir bebek ürünü mağazasına gidip, bebek arabası nedir, kaç paradan başlar onu bile kontrol etmemişsiniz. bir akşam herhangi bir avm'ye gidip insanlar bebekleri için ne kullanıyor bakmamışsınız.

    evet, 199 liraya da bebek arabası var, ama sen tırnaklarını yeme diye 199 liralık arabadan almak zorunda mı tarkan? sana ne ulan? sa-na-ne?

    eğer ki tarkan'ın 17bin liraya bebek arabası ile derdin var ise; erik kafası yazmışsın ama oraya başka bir şeyin kafasını yazman lazım.

    edit: beşik ile bebek arabasının farkını da bilmiyor eşek herif.

  • recebimin az önceki grup konuşmasından bir kupledir.

    eeee?

    hadi entiriyi dolduralım. nüfus olmuş 76 milyon. yaklaşık 4 kişi bir hane yapsa 19 milyon aile yapar. hadi çekirdekler yanlız yaşayanlarla 20 milyon diyelim.

    20 milyonu böl 2,5'a 8. yani 8 yılda bir buzdolabı değiştiryorsunuz ama 11 yıldır bir adamı değiştiremediniz be! başka ne denir ki bu mesele üstüne

  • az önce böyle bir şey gördüm. vatansever chp seçmeni önünde televizyonda vs. vs.

    kılıçdaroğlu yetkli bir makamda değil. göçmen ve sığınmacı politikasından memnun değilsen hükümetten birilerini çağırırsın. erdoğan daha dün dedi, biz ensar terbiyesiyle büyüdük, sığınmacıları göndermeyeceğiz diye.

    sonuç olarak komik, anlamsız bir çağrıdır. kılıçdaroğlu'nun alakadar olacağını sanmam.

    ekleme: ümit özdağ'ın çağrısı

    kılıçdaroğlu'nun cevabı

  • güncelleme: araç bulundu açıklama bu entryde #138888649

    çalınma anı6 ocak 2022 gece evimden anahtarı alınarak büyükçekmece ilçesinden çalınan aracım için instagram'dan yaptırdığım paylaşım sonrası hollanda kodlu bir numara ulaştı ve benim aracımın videosunu çekip bana gönderdi. tam 40 bin türk lirası verirsen arabanı alırsın dedi. polisi karıştırırsan sıkıntı yaşarsın dedi. 40 gündür bak emniyet bulamıyor parayı getir aramızda çözelim işi dedi. parçalanırsa vidasını bile bulamazsın gibi söylemlerde bulundu. tabi elden alıcak kadar keriz değil farklı mafya gruplarını araya koy dedi. param garanti olsun bende yakalanmayayım düşüncesinde şuan.

    bundan haftalar önce bana instagram'dan da ulaşmıştı hırsız, yine aynı şekilde para talebinde bulundu. istanbul emniyeti'nde tüm kayıtlar olmasına rağmen 6 ocak'tan beri ne hırsızlar var ne de ortada araba var. 3 hafta önce benim ogs ile köprüden, 1 hafta önce benim ogs ile otoyoldan geçtiler o kadar rahatlar. benim araçla hırsızlıklar yaptılar. hırsız beni whatsapptan sesli bile aradı. allah kimseyi bu hallere düşürmesin düşerseniz işte durum budur. arabaya benzini döküp yakacak kafaya ulaştım şuan ve hatta hırsızları bir yerde tutsam kendi adaletimi sağlayacak uç noktadayım.

    hırsızı bi kapıdan sokup diğer kapıdan çıkartan adaletimize hakkımı da helal etmiyorum. kanunları ve bir şeyleri değiştirmeye davet ediyorum kendilerini.

    aracım seat toledo marka beyaz renk. şuan üzerinde farklı bir plaka takılı. ön kaputta şöyle derin bir çizik var şüpheli olan sürekli aynı yerde duran belirsiz bir araç gören olursa emniyete bildirirse çok mutlu olurum değerli dostlar.

    şuan internetten adalet arıyorum dostlar lütfen yorumlarınızı, desteğinizi esirgemeyin çok sağolun.

    seataracım

    çizikönkaput

    hırsızlar instagramda 200k takipçisi olan hesabı ve farklı hesapları takip ediyorlar. burada çalıntı paylaşımı yaptırtan mağdurların numaralarına ulaşıp para koparıyorlar, bu yolla sayısız insanın parasını aldılar malesef ve durduran yok çok rahatlar. şimdiden yorumlarıyla destek veren değerli ekşisözlük üyesi tüm dostlara sonsuz teşekkürler ediyorum. böyle çaresiz kaldığım bir dönemde bana destek olan dostlar büyük, küçük fark etmez çaresizlik çok zor hepinizin ellerinden öperim. bizler durumu belli insanlarız o arabayı alacak parayı 10 senede toplayamam, annem kıyamazdım kapısını sert örtmezdim deyip 60 yaşında kadın evde ağlıyor, başka alacak güç yok ayrı, emekleri gitmiş ayrı üzgünüz böyle haftalardır zor rezil bir süreç yaşıyoruz.

    konuşmarda hırsız olayı başkası çaldı şeklinde dümene çeviriyor veya gerçekten başkasında bu adi herifte aracılıktan bu şekilde mağdurları bulup kazanç kapısı elde etmiş. videodaki araç çizikleriyle her şeyiyle bana ait.

    ayrıca hırsız, dayımla instagram'dan sesli konuşmuştu. dayım ona bir isim söyledi aralarında uzun konuşma oldu ondan dolayı da ben yabancı değilim diyor ve orhan abiyi aracı yap diyor.

    ---8 senedir ekşideyim ben dün gelmedim. hayatımın en çaresiz dönemindeyim sizlerden destek bekliyorum lütfen dostlar.---
    whatsapp1
    whatsapp2
    whatsapp3
    whatsapp4
    whatsapp5
    whatsapp6
    whatsapp7
    whatsapp8

    twitter destek paylaşımımı rt yaparak lütfen daha çok yere ulaştırabilmem için desteklerinizi bekliyorum.

    **şuan şebeke bunlar muhtemelen ve bana kinlenme ihtimalleri yüksek evimi de biliyorlar artık kendimi korumak için gereken tedbiri de almam şart.

    **hırsız sağa sola ateş ediyorlar hiçbişey yapamazsın demişti bana instagramdan konuştuğumuz dönemde. ayrıca tuzladaki soygunda kameraya silah gösterip yere şırınga falan atmışlardı oradaki kişiyle konuştum. artık sadece araba değil bizde allaha emanetiz.

    ***buradan ülkemiz yetkililerine bu rahatlığı hırsızlara vererek cesaret verdiği için hakkımı helal etmiyorum. bizi sahipsiz ve çaresiz bıraktıkları içinde etmiyorum. aynı şekilde yetersiz cezalarla bu mikropları azdıranlara yine helal etmiyorum. şuanki sonucun cevapları şunlardır; hırsız için, bende yapayım nasıl olsa bir cacık olmuyor. vatandaş içinse cevabı şudur, parayı ver aracını kurtar yoksa bir 'cacık' olmaz. sigorta şirketleri içinde bayramdır, çünkü bu ülkede kaskosuz araba = yürüyen bombadır.