hesabın var mı? giriş yap

  • küresel imparatorluğa hizmet eden hükümet,banka ve şirketlere verilen isim.
    john perkins'in confessions of an economic hit man kitabında da geçen corporatocracy ifadesine karşılık geliyor.

    "şirketokrasi bir komplo değil.üyeleri ortak değerleri ve hedefleri destekliyorlar.şirketokrasinin en önemli işlevlerinden biri de sistemi sürdürmek ve devamlı gelişmesini sağlamaktır.
    ....................................
    bir şeyler satın almanın hepimizin toplumsal görevi olduğuna, dünyayı yağmalamanın ekonomi için iyi olduğuna bizleri ikna etmek için hiçbir fırsat kaçırılmıyor"(confessions of an economic hit man)

  • bundan yıllar önce durum tam tersiydi. cerrahi bölümlerin alt sıralara, dermatoloji ve mikrobiyoloji gibi "risksiz" bölümlerin üst sıralara taşınmasındaki temel sebep, doktorların artık risk almak istememesi. çünkü riskli her ameliyat, doktor için de bi risk oluşturuyor. hasta yakını tarafından darp edilebilir veya daha kötüsü dava edilebilir. sonuç çıkmasa bile adam işini gücünü bırakıp o stresi yaşayıp ifadeye çağrılacak, derdini anlatacak. sırf bu dava işleri için hastanelerde dolaşan avukatlar olduğu söyleniyor. amerikan tarzı bu sistem yüzünden yıllar içinde önemli ameliyatları yapabilecek doktor bulmak da zorlaşacak. bizde sağlık sistemi ile gündemden düşmeyen tek şey doktorların maaşı fakat bu çarpıklığı anlayabilmemiz için de hemen her şeyde olduğu gibi yıllar geçmesi gerekiyor.
    riskli ve uzun süren ameliyatların yapılmak istenmemesindeki bir diğer etken de kazanç. basit bir cerrahi girişim ile saatler süren bir operasyonun sonunda kazanılan para da neredeyse aynı. dolayısyla önemli bir ameliyatı yapmak yerine daha risksiz daha az zaman ameliyatları yapmak ve sürümden kazanmak daha mantıklı bir hal almış.

    bir düşünsenize hastanın masada kalma ihtimali olan 4-5 saatlik bir ameliyatı yapmak mı mantıklı yoksa güzellik için gelen birine botox yapıp durmak mı? kim neden daha az para kazanarak dava edilme riskini alsın?

    dolayısıyla tusa giren kişiler de risk içermeyen ve daha fazla para kazanabileceği bölümlere yöneliyor.

    velhasıl sağlık sistemini iyi irdelemek lazım. tıpkı eğitim sistemi gibi sağlık sistemi de düşünüldüğü gibi olmayabilir.

    yaşanmakta olan ve yaşanan olayları bir bütün olarak ele almak gerekir diye düşünüyorum.

  • elektrik ve su idaresine gidin tapunuz ve noter ihtarmenizle. suyu ve elektriği kestirin.
    (varsa gazı da kestirin) nasıl yaşıyorsa yaşasın.
    ya da bileği sağlam birisini bulun o sizin yerinize çıkartsın.

  • ya ben de bu türk taraftarını anlamıyorum, on takımlı sikko litvanya liginden kalkmış gelmiş adamlar kısıtlı imkanlarıyla bizim kısıtları pek geniş takımımız ile eşleşmeyi başarmış, her iki turda da çirkeflik etmeden, ellerinden gelen mücadeleyi göstermiş ve elenmiş yollarına gitmek üzere ve sayıca takımdan daha az olan taraftarını selamlamaya gitmiş tribüne, neyini ıslıklıyor neyini yuhluyorsun lan bu adamların. alkışla sen de işte eve mutlu gitsin herkes, ki düşmanın değil senden eksilen bir şey yok, o adamların hayatının unutmayacağı gecelerinden birine ortaksın. yemin ediyorum hıyarlarla bir arada yaşamaktan bıktım ya

  • eski bir röportajında "...benim bir sözüm var. düşünüyorum öyleyse varım" demiş insandır kendisi. röportaj eski ama 1650'lerden daha eski olduğunu zannetmiyorum.

  • fenerliyim. entrylerime girip bakilabilir. fakat daha da galatasarayi agzina alan fenerlinin amina koyayim ben. baskalariyla sidik yaristiracaginiza bi uyanin akillanin da su takim duzelsin artik

  • prime dönemini asla yaşayamamış bir oyuncudur ronaldo. istatistik manyağı messici ve c.ronaldocular için buraya bir kaç istatistik bırakalım.

    16 yaşında cruzerio'da 21 maçta 20 gol
    17 yaşında cruzerio'da 26 maçta 24 gol
    18 yaşında psv'de 35 maçta 36 gol
    19 yaşında psv'de 21 maçta 19 gol (ballon d'or'u 1 oyla kaybetti)
    20 yaşında barcelona'da 49 maçta 47 gol - ballon d'or ve fifa en iyi oyuncu ödülleri
    21 yaşında inter'de 47 maçta 34 gol - fifa en iyi oyuncu ödülü

    milli takımda 44 maçta 30 gol (5 tanesi dünya kupası golü)

    bunlar sakatlanmadan önceki istatistikleri. 21 yaşında 244 maçta 208 gol atmış, 2 tane fifa en iyi oyuncu bir tane ballon d'or kazanmış. 3 şampiyonluk, 1 dünya kupası, 2 copa america kupası var.

    22 yaşında tendonu yırtıldı ve 140 gün topa ayağını sürmedi. 10 nisan 2000'de iyileştiği ve bir sonraki maçta oynayacağı söylendi. 12 nisan 2000'de maça çıktı ve tendonu tekrar koptu. bu sefer 523 gün top oynamadı. bu sürede 94 maç kaçırdı. neredeyse 1 yıl koltuk değnekleri ile yürüdü.

    fakat geri geldi 2002 dünya kupasını kazandı ve gol kralı oldu. real madrid'e gitti. 176 maçta 103 gol 34 asist yaptı. yine fifa en iyi futbolcu ödülünü ve ballon d'or'u kazandı.

    dediğim gibi, ronaldo asla prime zamanını göremedi sakatlıklarından dolayı.

  • sırt çantalı bir otostopçu görürseniz arabanıza alın. helvanızı yeriz, cenazenizde dostluklar kurarız.

  • bir de oyundaki scoutuma hastayim.. adami oyuncu bulsun diye yolluyoz "$ili'nin ba$kenti santiago'dur" diye rapor veriyo.. lan verdigimiz butceyi kariyla kizla yiyip sonra bizle ta$ak mi geciyo nedir..

  • o değilde gene çıtayı çok yükselttik bu gol sayesinde, hiç bi boku beğenemiycem ben bundan sonra.

    - aşkım önemli değil her erkeğin başına gelir arada bu...
    - adriana allahın adını verdim sus!...

  • bu bölüm de ya da bir bölüm önce anthony ile candy falcı bir karıya gitmişler. koca karı açılan kartlardan dehşete düşmüş bir surat şekliyle falın sonucunu bunlara söylememişti. eğer koca karı falın sonucunu söylese anthony hödüğü ava çıkar mıydı, çıkmasa alın yazın böyle yazılmış illa ölecen diye başka denyoca bir sebepten ölür müydü işte bunlar hep muamma, hep sır. zaten candy de bir kaç bölüm sonra uzun saçlı bir itle takılmaya başlamıştı.