hesabın var mı? giriş yap

  • 1740'lardan itibaren mughal imparatoru hindistan üzerindeki otoritesini yitirmeye başlar ve olaylar gelişir. 1739'da bir afgan-türk koalisyon ordusuna komuta eden fars prens nadir şah afşar delhi'yi yağmalar. 1747'de ahmet şah abdali'nin komutasındaki ordu kuzey hindistan'ı istila eder.
    yukarıdaki bölgesel olayların sıkça gerçekleşmeye başlaması üzerine mughalların eski vekilleri kendi krallıklarını teşekkül ettirmeye başlarlar. özetle, hindistan bir kaos ortamına sürüklenir.

    hindistan'da yaşayan avrupalı her zaman yerleşimciler kendi güvenliklerini kendileri sağlamaya çalışmaktadırlar. bu gibi tehlikeli zamanlarda güvenliklerini sağlamak için daha yoğun arayışlara girmektedirler. kaosun iyice büyümesiyle birlikte güvenliklerini sağlamaya yetecek sayıda ingiliz asker bulamadıkları için hindistan'ın yerlilerinden asker tedarik etmeye başlarlar. bunlar: güneyden telagu köylüleri, batıdan kunbis, merkezi ganj vadisinden de rajputlar ve brahminlerdir. avrupalılar yerlilere avrupa menşeili sılahlar vermeye başlarlar.

    bu silahlandırma teoride şirketin malvarlığının güvenliğini sağlamak için gerçekleştirilmiştir. ancak artık pratikte the east india companynin kendi yerleşim yerleri, kendi diplomatları ve hatta kendi ordusu vardır. the east india company gün geçtikçe kendi meşruiyetini sağlayan bir krallık görünümü ortaya koymaktadır.

  • 15 yıllık evliyim, yatakta sıçıyorum. karımla karşılıklı birbirimizin üzerine işeyip geğirerek öpüşüyoruz. facial cumshot üzerine bir de ağzına işiyorum hatta.

    saçma önerme.

  • amk ibnesi kesin, "imamoğlu kazandı, zafer kardeş halkların oldu" bilmem ne diye zırvalayacak, akabinde ysk seçim yenileme kararı alacak, akp'de seçimlere kadar bu ibnenin söylemleri üzerinden siyaset yapacak.
    hep aynı tiyatro amk yeter artık.

  • henüz doğmadı, doğduysa da az sayıda doğdu ya da bizim eve henüz uğramadı. ben de istemez miydim böyle bir insan olayım. sabah ekmek almaya gitmek zulüm gibi bir şey. ama biliyorum var bir yerlerde bu tip insanlar, özlemle beklenen cinsten.

    bunu yapan insan alnından öpülesi bir insandır. böyle efendi efendi gidiyor, iki tane taze ata ekmeği alıp geliyor, hayal gibi. yıllardır bunun sorununu yaşamadan ağız tadıyla bir kahvaltı edemedik arkadaş. bak küçük erkek kardeşe verilen ekmek alma görevi denilmiş, kayıtlara bile geçmiş. sen daha neyin isyanındasın? bende var bir tane bu küçük erkek kardeşten. baya küçükken iyiydi bu, sessiz sedasız gidiyordu. ergen oldu eşitlikten ve haklarından bahsetmeye başladı. o gün bu gündür de pazar sabahlarına; ekmek almaya sen git, yok ben gitmem, hep ben gidiyorum, en son ben gitmiştim gibi kavgalarımız eşlik eder oldu. şimdi bir de çakallığa başladı iyiden iyiye, önceden kalkıyordu en azından kavga mavga bir şekilde biri gidiyordu. bizimki zamanla sabah ekmeği alındıktan sonra uyanan küçük kardeşe evrildi.

    gelmiş geçmiş en süper kahraman sabah ekmek almaya arıza çıkarmadan giden kahramandır; breadman.

  • hangi taga girersen gir tagla alakasız saçma sapan şeyler çıkıyor.
    bot mudur nedir anlamadım ama yazı çöplüğüne dönüşmüş durumda
    elon musk istifa

  • ilk kez rus psikolog bluma zeigarnik tarafından "yarım kalmış, kesintiye uğramış işler tamamlanmışlardan daha kolay ve net hatırlanır" denilerek dillendirilen, bitmemiş ilişkilerimizi neden sürekli hatırladığımızı, yarım kalan aşklarımızı neden unutamadığımızı, üçüncü gününde eve geri dönmek zorunda kaldığımız tatillerin neden daha çekici gözüktüğünü nedenselleştirir etki.

  • bu gerginliği tırmandıran, hatta tırmandırmayı geçtim, olay çıksın diye polisleri olur olmadık yerlere yığan yetkililerin sorumluluğundadır böyle şeyler. bırakın işçiler bayramlarını kutlasınlar. bu korkunuz nedir?

    t: ortada bir şiddet varsa kaynağı saraydır. illa ki anlayacağınız gün gelecek.

  • eylül - lige çok iyi başladık, bu sene kesin şampiyonuz

    ekim - avrupa'da en az yarı final görürüz,

    kasım - türkiye kupası bizim için gereksiz, ligde fikstür avantajımız var.

    aralık - devre arasında kesin bir sol bek almalıyız yoksa şampiyonluk zora girer.

    ocak - ikinci torbadan çek bir kolay takım, finale koşalım.

    şubat - takım revire döndü, bu kadar şansızlık olmaz. beşiktaş kanseri rerörörö.

    mart - lig bizim için önemli değil, avrupa'da üst turlar için uğraşmalıyız.

    nisan - bu takımdan zaten avrupa'da başarı beklemek hayaldi, futbolcuların birçoğu yollanmalı.

    mayıs - dünya futbolu için çok fazla şerefliyiz ama hala daha önümüzdeki sezon için ümidimiz var.

  • ya yemin ediyorum kafayı yemiş insanlar. ne magazin konusu oluyorlar ne bir skandalları var, görünene göre mutlu mesut yaşıyorlar işte.

    ip gibi dizilmişler "sıkıcı çift ay çok sıkıcı" falan diye. ne yapsınlar amk siz sıkıcı bulmayın diye söyleyin bari? fileye paraşütsüz mü atlasınlar, ne bileyim ailece köpekbalığı kafesinde falan mı görmek istiyorsunuz? cidden insana yaranmak imkansız, hele ki sözlükte.