ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekmek almaya gittiğine dair belgen var mı
-
ekmek almaya gitmenin belgesi yok doğru; hırsızlığın, yolsuzluğun, vatan hainliğinin belgeleri vardı da ne oldu?
türkiye'de normalleşmiş şerefsizlikler
-
sürekli tekrarlana tekrarlana normalleşmiş şerefsizliklerdir.
mesela, hastanede sıra beklerken sırada olmayan kişinin doktora bir şey sorup çıkıcam diyerek içeri dalması ve muayene olarak sıradakilerin hakkını yemesi.
bir yerlerde işe girmek için torpilin gerekli olması ve artık bu torpillerin saklanmadan uygulanması.
doktor ve hastane personeli yakınları sıra almadan muayene olabilirken normal vatandaşın aylar sonrasına randevu alabiliyor olması.
şeklinde uzayan şerefsizliklerdir.
edit:
programlarda 25 dklık reklam girmek ve reklam bitip program başladıktan 10-15 sn sonra tekrar reklama girmek.
mekana sizden sonra gelen ama kalabalık olan gruba sizden önce yemeklerin servis edilmesi.
kariyer.net'te yapılan başvuruların çoğuna geri dönüş yapılmaması ve koyulan ilanların sadece özgeçmiş havuzu oluşturmak için kullanılması. yapılan başvuruların çoğunluğunun "başvurun iletildi" aşamasında kalması.
türk sinemasının temel sorunu
-
sanata değer verilmeyen bir ülkede bir seyler için çabalıyor olması
özgün senaryo eksikliği( konular klişe ve basit)
yönetmenlerin oyuncu değil model tercih etmesi (iki oyuncu koçu tutmayla oyuncu olunmaz)
görüntü yönetmenlerin yüzeysel davranması (kaçırılan detaylar)
ve türklerin en büyük laneti kibiri. herkesin kendini bir şey sanması.
sonuç: yeniyetme bir yüze başrol verilir. o dünyayı kazanırken sette çalışan o kadar emekçi üç kuruşa onun kaprisini çeker. yönetmen parasini cebini attığı için aldırmaz, yapımcı zaten zengin hiç sallamaz. sırf duyar kasmak için iki duayen oyuncuya rol verilir. birileri ünlü olur bu filmde. biz sinemaya gider, söylene söylene çıkarız. sonra başa döner konu. sahi türk sinemasının temel sorunu ne?
eylem tok ve oğlunun mısır'dan abd'ye kaçması
-
çocuk abd vatandaşı. geçmiş olsun. daha da gelmez. biri yorum yazmış. "bir gün bir esnafla tartıştım ve camını kırdım. akşam memlekete gitmek için otogardayken göz altına alındım." diye. cam kıran adam otogarda yakalanır, adam öldüren güle oynaya ülkeyi terk eder. ölen öldüğüyle kalır.
1m tl'si olanın her ay 15 bin lira faiz alması
-
reel enflasyon %40'tan fazla.
yani, faize koyarsan, o 1 milyon tl, seneye 600.000tl değerinde olacak.
(bkz: kayu ile 4 işlem öğreniyorum)
nureddin nebati'nin uçakta yolcuları azarlaması
-
lol örgütlenmişler dedi ya la. abi iyi misin sen? önceden planlanmış, katılacağın ilan edilen miting, açılış vs. değil bu, insanların haftalar, aylar öncesinden bilet aldığı, kiminle seyahat edeceklerini bilmediği bir ulaşım aracındasın. üstüne kimse sana sesini yükseltmezken çocuk azarlar gibi avazın çıktığı kadar bağırıyorsun. lütfen sakin ol, gözlerindeki ışıltıyı kaybetme.*
the night watch
-
rembrandt tarafından 1642 yılında amsterdam'da resmedilen tablo. bu grup resmi, o sıralar amsterdam'ın güvenliğini sağlamak üzere kurulu bir milis grubunun üyelerini toplu halde göstermektedir ve bu grubun isteği üzerine çizilmiştir. resmin merkezinde yer alan iki kişiden tabloya bakana göre solda kalan kaptan banning cocq, onun yanında yer alan da teğmen van ruytenburch'dur. bu gönüllü ordunun resmini, o dönemde her türlü yüksek sınıftan insanların yaptırdığı diğer toplu resimlerden ayıran en büyük fark çizimlerdeki dinamizmdir. dönemin bütün toplu resimlerinin ortak özelliği insanların ciddi ve donuk bir şekilde durarak tabloya bakan kişiye doğru dönmüş olmalarıydı. rembrandt'ın bu eserinde ise gruptakilerin farklı şekillerde hareket halinde olduklarını, birşeylerle uğraştıklarını ve hepsinin başka yönlere baktığını fark etmek hiç zor değildir. bu farklılık sayesinde tablo, rembrandt'ın ve hollanda'nın altın çağında yaşayan diğer ressamların eserlerinin arasında çok özel bir yer kazanmıştır. isminin night watch olarak anılması ise aslında bir yanlış anlaşılmadan ibarettir. aslında milis grubu gün ışığı altında poz vermiştir, fakat resmin üzerine çekilen koyu cila tabakası sayesinde renkler kararmış ve ilerleyen zamanlarda bunun bir gece resmi olduğu düşünülerek bu şekilde bir isim almıştır. daha sonradan resmin üzerindeki bu kalın cila tabakası alınıp, parlak renkleri açığa çıktıysa da yaygınlaşan ismi aynı kalmıştır.
halen amsterdam rijksmuseum'da sergilenmekte olan bu tabloya 20. yüzyıl boyunca üç tane saldırı girişiminde bulunulmuştur.bunlardan ilki 1911 yılında gerçekleşmiş; deniz kuvvetlerindeki işine son verilen bir aşçı intikam almak amacıyla rijkmuseum'a girerek elindeki bıçakla resimde ciddi yarıklar meydana getirmiştir.en kötü saldırı 1975 yılında meydana gelendir. bir akıl hastasının resmi parçalamasının ardından ancak 6 ay gibi bir süre sonunda tablo onarılabilmiştir. resim üzerindeki eski vernik tabakası da ilk olarak bu saldırı sonunda çıkarılmıştır. 1990 yılında ise bir başka kişi tabloya asit fırlatmıştır.
geçen sene rijkmuseum'da başlanan büyük restorasyon çalışması nedeniyle tablo 2003'ün aralık ayında philips ve gerlach'ın liderliğinde bir ekip tarafından büyük bir özenle müzenin philips kanadına taşınmıştır.
sevgilisi türbanlı diye boğazda mekana alınmamak
-
oysa ki komşusu aç yatarken boğazda gezen bizden değildi.
z kuşağı türk gençler nasıl ev ve araba alacak
-
işin garibi bu gençler hep anne babalarından "biz zamanında şöyle sefildik böyle fakirdik" tarzında teraneler dinleyerek büyüdü. büyük kazık attınız çocuklara.
çocuk istemeyen evli çift
-
dolu dolu 13 sene, sıfır çocuk sıfır sorun.
gecenin 4 ünde arabaya atlayıp 600 km uzaktaki antik kenti görmeye gitmek, sabah kahvaltıdan sonra şirince'ye şarap tatmaya gitmek, 2 küçük valizle istediğin ülkeye seyahat etmek. hatta son gittiğimiz tanzanya'ya tek büyük bir bavulla gitmek. akşamları evde rahatça film izleyip 12 den sonra iki tek atmaya rahatça çıkmak. iki kapılı araba sahibi olup bagaja ihtiyaç duymamak.
neşe ve huzurla dolu 13 sene ve daha nice senelere.
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
günaydın demesi. yuh! bir insan hoşlandığını bu kadar belli etmez, gülümseseydi bir de!!
tayland'da ormanda bulunan 200 türk
türk trafik kuralları
-
arabayı yolda yürürken görülen arkadaşın üzerine sürmek.
olan biten
-
yaptığımız itiraz ankara 4. sulh ceza hakimliğince kabul edildi ve erişim engelinin kaldırılmasına karar verildi. kararın uygulanması için yetkililerle iletişime geçiyoruz. hukuka inanmaya devam edeceğiz.