ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bursa'da bulunan 500 milyar dolarlık mermer yatağı
-
hemen 35 milyar dolara yabancılara satılmalıdır.
debe editi: bunca yıllık suser'im, ilk defa bi entry'm bu kadar favorilendi ve debe'ye girdi. kendimi 50 sene oscar alamamış, yıllar sonra teselli için yaşam boyu başarı oscarı verilmiş yaşlı karakter oyuncusu gibi hissettim.
pointer nick'li yazar tarafından taciz edilmek
dünyanın en mutlu insanı
-
bana gore kendisi telefonla konusurken, durup dururken, dur bak sana kimi veriyorum diyerek telefonu uzatip, 32 dis siritan insandir.
kendi kafasi oyle guzel ki, senin de mutlu olabilecegini dusunuyor.
kas goz yapip bozmayin su guzel adamlari ya.
canim canim.
bakkala girince bakkalın televizyonuna kilitlenmek
-
bu eyleme engel olamıyorum ben. televizyonda ne olduğu mühim değil. o an japon televizyonu olsa kitlenirim.
siparişimi veririm sonra bakkal amca siparişimi yerine getirmek için hareketlenir. o, büyük plastik kaşığıyla 100 gram fıstığımı koyarken ben ekrana kitlenirim. ki genelde televizyon, tezgahın tam karşısında tepede durduğu için boynumu geri geri giden şöför gibi yapıp öyle bakarım. bakkal isteğimi verdikten sonra ben televizyona bakarak parayı uzatırım, bakkal da parayı alırken bir yandan televizyona bakar. ikimizin de dünya umrunda değildir.. öyle televizyona bakarız. hatta bakkalda yancı bir üçüncü var ise bu eylem üç kişilik bir şenliğe dönüşür. bakkalın dışından gören üç tane adamın yukarıdaki bir noktaya mal mal baktığını görüp adımlarını hızlandırır. çünkü nöbet onundur. o da alışverişini yapana dek tvye kitlenecek ve bu ulvi görevi diğer arkadaşına devredecektir.
ramazanda içki içenleri görünce keyiflenmek
-
seviyorum bu insanları, gördükçe keyifleniyorum. modern, yobaz olmayan bir şehirde yaşadığımı görüyor, erzurum, yozgat vb. gibi şehirlerin de kendilerini aşmasını can-ı yürekten diliyorum.
sonuçta her koyun kendi bacağından asılır. içki içenlere afiyet olsun, oruç tutanların da allah kabul etsin.
liselilere etek yasağı
-
beyaz gömleğin de ıslanınca iç gösterdiğinin farkına varılınca, siyah gömleğe geçileceğini düşündürür.
gerçi o zamanda içte beyaz sütyen parlar, ooouv şimdiden bir hareketlenme oldu. yetkililer elbet buna da bir çözüm bulacaktır.
türkiye'de gereksiz yere pahalı olan şeyler
-
(bkz: internet)
(bkz: kırmızı et)
(bkz: süt ve süt ürünleri)
(bkz: benzin)
(bkz: teknolojik ürünler)
(bkz: kitap)
dolmuş diyalogları
-
olay bakırköy-taksim sarı dolmuşlarında geçmektedir ...
thug love cep telefonu ile bir arkadaşı ile mesajlaşmaktadır ...
thug love: tl
psikopat yolcu : py (30 yaşlarında iyi giyimli bir bayan)
dolmuş şöförü: kaptan
tl mesaj yazmaktadır ..
py: başka zaman yapsan olmuyo mu o tıktık ı ?
tl: buyur?
py: kapat şu telefonu yaa
tl: ahah size mi soracam hanfendi ne diyosunuz yaa
py: telefonu kapat dedim rahatsız oluyorum kardeşim tıktık
tl: bu şekilde söylediğiniz için inadına kapatmam efendi gibi rica etseydiniz kapatabilirdim
py: gençliğin haline bak bunlardan bişey olmaz be
tl: sizin gibi olcaksak hiçbişey olmıyalım zira daha güzel bişey olsa gerek
py: ne terbiyesizmişsin sen ya cep telefonuyla mesaj yazıcaksan in taksiye bin hayret bişey
tl: siz rahat seyahat etmek istiyosanız taksiye binin hanfendi dolmuşta cep telefonu yasak değil dimi kaptan ?
kaptan: değil valla abi
tl: al işte
py: bak birlik olmuş bunlar terbiyesizler
kaptan: abla in aşaa yaa ne konuştun iki saattir trafik var zaten
py: ......
kaptan durur kapıyı açar : abla valla in çekemem senin dırdırını ben
py: tamam sustuk bee allah allah
kaptan: allahım sen sabır ver bana yaa
tl mesaj yazmaya devam eder ...
batman'dan 60 teog birincisi çıkması
-
aynı sınıftan 10 tane full çeken öğrencinin çıkmasını insanlara inandırabileceklerini zanneden idarecileri ortaya çıkarmış müthiş olay.
bu insanların zekalarıyla alay etmek değil bildiğin ana bacı küfretmektir.lan bir bok yiyorsunuz bari bunu bu kadar göstere göstere yapmayın.milyonlarca çocuğun hakkını yiyorsunuz vicdanınız hiç mi sızlamıyor.
yaran diyaloglar
-
tarih, haziran 2012. yer, istanbul veliefendi hipodromu...
dalamar kişisi arkadaşları ile 86. gazi koşusunu izlemek için yollara düşmüş, bülteni elinde, kuponu cebinde, hayalleri aklının bir köşesinde hipodroma varmıştır. güneşin altında uzun bir yürüyüşten sonra tribünün önüne gelmiş ve basamakları artık nefes nefese çıkmaktadır. o sırada telefonu çalar, arayan babadır. diyalog şu şekilde gelişir:
dalamar: alo?
baba:...
d: baba?
b: oğlum? nerdesin sen? arkadan gelen o sesler ne?
d: hipodromdayım baba, kalabalık burası.
b: kaçıncı oldun?
d: efendim?
b: ne bileyim lan, nefes nefese açtın telefonu, seni koşturdular sandım.
d: ...
böyle bir adamdır kendisi...
sabahın köründe uyandıran kedi
-
yatılan odadaki perdeleri açacak kadar ileri gidebilen manyaktır.
evdekiler gider gitmez odama koşup "miyaaaaauv" diye çığlık atmanın ve burnumun dibine girerek gözlerini kocaman açmak suretiyle ödümü koparmanın yeterli olmadığı kanaatine varmış olmalı.
aynı zamanda, o gün hiçbir işi olmayan bir insanı sabahın köründe uyandırma yetisine sahip olan ve buna rağmen kendisine hiç kızılamayan yegâne varlıktır.
2 milyon kişinin ak-saray'a yürümesi
-
hiç gerek yok. çare (bkz: ekonomik boykot)
çok değil 3 ay dişini sıksın bu ülkenin okumuş yazmış beyaz yaka kesimi, avm'ye gitmesin, pazar kahvaltıya gitmesin, kıyafet almasın, bu yaz tatile gideceğine evde kalıp fırsat bulup okuyamadığı kitapları, izleyemediği filmleri dizileri izlesin, bu eylemlerle arttıracağı parayı da döviz yapıp evde saklasın.
bak çok değil 3 ay diyorum. bunlara oy veren çomar esnaf da, devlet dört dörtlük çalışıyor diyen gavat da, beştepe eşrafı da bunun etkisini çok açık görür. yapın bunu aç kalsın pezevenkler, birbirlerine düşsünler. öyle oraya buraya yürüyüp ne canınızdan olmaya değer, ne de bunlara yeni mağduriyetler yaratmaya.
ekonomik gücünüzün farkına varın. keyfinizden feragat etmeyi öğrenin.
edit: uzun boylu biri ile ilgili nahoş denebilecek bazı doğru hitap şekilleri yumuşatıldı.
edit2: smokinle kopruden atlayan adam hatırlattı: bu eylemin etkili olacak olmasının en büyük sebebi ülkece katmadeğer üretmeyip sikimsonik tüketim/hizmet sektöründen para kazanmaya çalışıyor olmamız. o yüzden "tasarruf dövize, döviz yastık altına" hadi koçlarım tasarrufunuz bol, gazanız mübarek olsun!
debe edit: öncelikle teşekkürler destek mesajları için. sonra da bu yöntem etki etmez işe yaramaz diyenlere şu örnek video gelsin: https://www.youtube.com/watch?v=y97rbdsybkg
tekrarlayalım: gücünüzün farkında olun. öğrenilmiş çaresizliğe yenilmeyin.