hesabın var mı? giriş yap

  • anormal psikoloji(abnormal psychology), bir zihinsel bozukluğu tetiklediği anlaşılabilen veya anlaşılmayan olağan dışı davranış, duygu ve düşünce kalıplarını inceleyen psikolojinin dalıdır. pek çok davranış anormal olarak kabul edilebilmesine rağmen, bu psikoloji dalı tipik olarak davranışla klinik bağlamda ilgilenir.

    anormallik kavramı kesin değildir ve tanımlanması zordur. anormallik örnekleri, birçok farklı biçim alabilir ve farklı özellikler içerebilir. bu nedenle, ilk bakışta oldukça makul tanımlamalar gibi görünen şeyler oldukça sorunlu hale gelir. neyin "normal" olduğuna dair fikirlerimizin aksine "anormal" i tanımlamanın mümkün olduğu birkaç farklı yol vardır.

    anormalliğin tanımları;

    istatistiksel sıklık:

    bu anormallik tanımına göre; bir kişinin özelliği, düşüncesi veya davranışı, nadir veya istatistiksel olarak sıradışı ise anormal olarak sınıflandırılır.

    bu tanımla, bir özelliği veya davranışı anormal olarak sınıflandırmadan önce ne kadar nadir olması gerektiği konusunda net olmak gerekir. örneğin, toplumdaki ortalama iq seviyesinin altında veya üstünde bir iq'ya sahip bir kişinin anormal olduğu söylenebilir.

    sosyal normların ihlali:

    bu tanıma göre; bir kişinin düşünmesi veya davranışı, sosyal çevrenin beklentilerini veya yazılı olmayan davranış ile ilgili kuralları ihlal ediyorsa, anormal olarak sınıflandırılır. davranışları başkaları için anlaşılmaz olabilir veya başkalarını tehdit altında veya rahatsız hissettirebilir.

    her kültürün kabul edilebilir davranış için belirli standartları veya sosyal olarak kabul edilebilir normları vardır. normlar, bir toplumda çoğunluğa göre beklenen davranış biçimleridir ve bir toplumun diğer herkes gibi düşünmeyen ve bu normları ihlal eden üyeleri, genellikle anormal olarak tanımlanır.

    yeterli olamama:

    bu tanıma göre; bir kişi günlük hayatın talepleriyle baş edemiyorsa anormal kabul edilir. örneğin; öz bakım, bir işi bırakma, başkalarıyla anlamlı bir şekilde etkileşime girme, kendilerini anlamalarını sağlama vb.

    rosenhan ve seligman (1989), yeterince işlev görememeyi tanımlayan aşağıdaki özellikleri belirtir:

    - sürekli acı çekme,
    - uyumsuzluk,
    - kendini kontrol edememe,
    - mantıksızlık / anlaşılmazlık,
    - ahlaki / sosyal standartları ihlal etme gibi.

    ideal ruh sağlığından sapma:

    anormallik, ideal ruh sağlığından sapma olarak tanımlanabilir. bu, psikologların neyin anormal olduğunu tanımlamak yerine normal/ideal akıl sağlığını tanımladıkları ve bundan sapan her şeyin anormal olarak kabul edildiği anlamına gelir.

    bu, ruh sağlığı için gerekli olduğunu düşündüğümüz özelliklere karar vermemizi gerektirir. jahoda (1958), akıl sağlığının ölçülebileceği kriterleri şöyle tanımladı:

    - kendine olumlu bakış
    - büyüme ve gelişme yeteneği
    - özerklik ve bağımsızlık
    - gerçekliğin doğru algılanması
    - olumlu arkadaşlıklar ve ilişkiler
    - çevresel uzmanlık/günlük durumların değişen taleplerini karşılayabilme

    bu yaklaşıma göre, bu kriterlerden ne kadar fazlası karşılanırsa, birey o kadar sağlıklıdır.

    anormal psikolojinin perspektifleri;

    davranışsal perspektifi

    davranışçılar, eylemlerimizin bilinçsiz güçlerin altında yatan patolojiden ziyade, büyük ölçüde hayatta sahip olduğumuz deneyimler tarafından belirlendiğine inanırlar. bu nedenle anormallik, birey için uyumsuz (yani zararlı) kabul edilen davranış kalıplarının gelişimi olarak görülür.

    davranışçılık, tüm davranışların (anormal de dahil olmak üzere) çevreden öğrenildiğini (yetiştirme) ve öğrenilen tüm davranışların da 'belirsiz' olabileceğini belirtir (anormal davranış bu şekilde tedavi edilir).

    davranışsal yaklaşımın vurgusu, çevre ve klasik koşullanma, edimsel koşullanma ve sosyal öğrenme yoluyla anormal davranışın nasıl elde edildiği üzerinedir.

    klasik koşullanmanın fobilerin gelişimini açıkladığı söylenir. korkulan nesne (ör. örümcek veya sıçan) geçmişte bir zaman bir korku veya endişe ile ilişkilidir. koşullu uyaran daha sonra, korkulan nesneden kaçınma ve nesneyle her karşılaşıldığında korku duygusu ile karakterize edilen güçlü bir korku tepkisi uyandırır.

    öğrenme ortamları, problemli davranışları (edimsel koşullanma) güçlendirebilir. örneğin; bir birey, panik atak geçirdiği için ailesinden ve arkadaşlarından ilgi görerek istenmeden ödüllendirilebilir. bu, davranışının daha sonraki yaşamda güçlenmesine ve artmasına yol açar.

    toplumumuz ayrıca çocukların özdeşleşip taklit edeceği sapkın uyumsuz modeller de sağlayabilir (sosyal öğrenme teorisi).

    bilişsel perspektifi

    bilişsel yaklaşım, bir şahsın düşündüğü davranışlarından dolayı sorumlu olduklarını varsayar. model, bilginin beyinde nasıl işlendiğini ve bunun davranış üzerindeki etkisini ele alır.

    temel varsayımlar şunlardır:

    *uyumsuz davranış, hatalı ve mantıksız bilişlerden kaynaklanır.
    *zihinsel bozukluklara neden olan, sorunun kendisinden ziyade; bir sorun hakkında düşünme şeklinizdir.
    *bireyler, daha uygun bilişleri kullanmayı öğrenerek ruhsal bozuklukların üstesinden gelebilir.

    birey, aktif bir bilgi işlemcisidir. davranış üzerinde etkisi olan şey, olayların kendisinden ziyade kişinin olayları nasıl algıladığı, öngördüğü ve değerlendirdiğidir.

    psikolojik sorunları olan kişilerde bu düşünce süreçleri olumsuz olma eğilimindedir ve yapılan bilişler (yani atıflar, bilişsel hatalar) yanlış olacaktır. bu bilişler de, kişinin olayları görme şeklinde çarpıklıklara neden olur.

    tıbbi / biyolojik perspektifi

    tıbbi model psikopatoloji bozuklukları organik veya fiziksel nedenlere inanmaktadır. bu yaklaşımın odak noktası genetik, nörotransmiterler, nörofizyoloji, nöroanatomi, biyokimya vb. şeylerdir.

    örneğin; biyokimya açısından, yüksek dopamin seviyelerinin şizofreni semptomlarıyla ilişkili olduğunu savunuyor.

    bu yaklaşım ayrıca zihinsel bozuklukların beynin fiziksel yapısı ve işleyişi ile ilgili olduğunu savunuyor. örneğin, şizofreni hastalarında beyin yapısındaki farklılıklar (frontal ve pre-frontal korteksteki anormallikler, genişlemiş ventriküller) tespit edilmiştir.

    psikodinamik perspektifi

    ana varsayımlar, freud'un anormalliğin fiziksel nedenlerden ziyade psikolojik nedenlerden geldiğine, id, ego ve süperego arasındaki çözülmemiş çatışmaların hepsinin anormalliğe katkıda bulunabileceğine olan inancını içerir, örneğin:

    zayıf ego: iyi ayarlanmış insanlar, her birinin uygun zamanlarda kendini ifade etmesine izin vererek hem id hem de süperegonun talepleriyle başa çıkabilen güçlü bir egoya sahiptir. bununla birlikte, ego zayıflarsa, o zaman ya id ya da süperego, hangisi daha güçlü ise, kişiliğe hükmedebilir.

    kontrol edilmeyen id dürtüleri: kimlik dürtüleri kontrol edilmezse, kendi kendini yok eden ve ahlaksız davranışlarda ifade edilebilir. bu, çocuklukta davranış bozuklukları ve yetişkinlikte psikopatik (tehlikeli derecede anormal) davranış gibi bozukluklara yol açabilir.

    çok güçlü süper ego: çok güçlü ve bu nedenle ahlaki değerlerinde çok sert ve esnek olmayan bir süper ego, kimliği o kadar kısıtlayacaktır ki; kişi sosyal olarak kabul edilebilir zevklerden bile mahrum kalacaktır. freud'a göre bu, fobiler ve takıntılar gibi anksiyete bozukluklarının semptomlarında ifade edilebilen nevroz yaratacaktır.

    alternatif bakış açıları;

    1960'lardan beri anti-psikiyatristler, tüm anormallik veya zihinsel bozukluk kavramının sadece toplum tarafından kullanılan sosyal bir yapı olduğunu tartıştı. dikkate değer anti-psikiyatristler; michel foucault, rd laing, thomas szasz ve franco basaglia gibi isimlerdir. yapılan bazı gözlemler:

    *akıl hastalığı, doktorlar tarafından oluşturulan sosyal bir yapıdır. bir hastalık nesnel olarak kanıtlanabilir bir biyolojik patoloji olmalıdır, ancak psikiyatrik bozukluklar böyle değildir.

    *akıl hastalığı kriterleri belirsiz, öznel ve yanlış yorumlama kriterlerine açıktır.

    *tıp mesleği, çeşitli etiketler kullanır. depresif, şizofren gibi. etiketler ve dolayısıyla tedavi, kötüye kullanılabilir.

    *ilaç şirketleri ve sigorta şirketleri ile finansal ve profesyonel bağlar nedeniyle teşhis tıbbi ve etik bütünlük sorunlarını ortaya çıkabilir.

    kaynaklar: jahoda, m. (1958). pozitif ruh sağlığının güncel kavramları.
    rosenhan, dl ve seligman, mep (1989). abnormal psychology second edition. new york: ww norton.

  • ağır ceza mahkemesi önündeyiz başkanın sanığa son sorusu

    -niye kaçtın üç yıldır
    -(şiveyle) guran çarpsın aha bu gaç dedi ben de gaçtım (beni göstermekte)
    başkan bana döndü
    -sayın başkan sanık kendi yordamınca haklarını ve olup olacakları sordu ben de hukuki kanaate istinaden yakalarlarsa hiç kurtuluşun yok tutuklanırsın dedim ( üye hakim yüzüne dosyayı kaldırmış gülmekten krize girecek )
    başkan
    -avukatın doğru söylemiş, yaz kızım sanığın tutuklanmasına...

  • ps5'in ses getirecek oyunla çıkmaması çok beklenmeyecek bir şey değildi.zaten sadece yeni jenerasyona çıkacak oyunlardan bahsediyorsak ps4 de aynı şekilde oyunsuz çıkmıştı hatta onda geriye dönük uyumluluk da olmadığı için ps1,2,3 oyunlarıyla vakit geçirmek de hayaldi.insanlar aylarca aynı 2-3 oyunu oynayıp durdu.keza xbox da bu durumdan muzdaripdi.

    ama bu oyun endüstrisinde yıllar içinde büyüyen bir sıkıntıydı.çünkü oyun maliyetleri zamanla epey arttığı için konsol üreticileri en iyi oyunlarını daha ilk günden dışarıda sadece bir kaç milyon adet konsol varken çıkaramıyor.nostalji olmadan geriye dönüp ps2,ps3 çıkış oyunlarına bakınca zaten o dönemlerde bile daha iyi oyunları sonraya sakladıkları görülüyor.o yüzden günümüzde bu maliyetlerle bunu yapmamalarının imkanı yok.anca crossgen şeklinde ps4'e de çıkaracaklar oyunları ki maliyeti karşılayıp aynı zamanda 4 sene sonra çıkardıkları senaryoya göre potansiyel gelirin çok büyük kısmını kaybettikleriyle kalmasınlar.

    çok önemli ikinci bir sebep de zaten ps5'e stok yetişmediği için her türlü aynı miktarda satacak konsola oyun feda etmeye gerek görmüyorlardır.yani horizon,god of war ilk günden çıksa da bu alet aynı sayıda satacak.çünkü stok yetmiyor.satışı etkilemeyeceği halde,gelecekte hype yaratıp satış arttırma aracı olarak kullabilecekleri oyunları konsolun ilk aylarında çıkarmaları için sebep yok.

    bir de stok yetmediği için sen bu kaliteli exclusiveleri yeni jenerasyona özel çıkarırsan sadece bir kaç milyon kişinin oynayabilmesi konsolu almak isteyen ama bulamamış kişilerin(çoğunluk) canını çok sıkar,marka için istenmeyen bir durum oluşturur.malum çoğu oyuncu için kendi platformundaki oyuna erişim sağlayamamak,parasını verip almak istediği halde,çok rahatsız eden bir durum.

    piyasadaki ps5'lerin büyükçe bir miktarının scalperlarda olması da üstte saydığım durumları iyice kötü bir hale sokan başka bir unsur tabii.

    ---

    edit:xbox series kullanıcısıyım.ps4'ümü 1.5 yıl önce sattım.eğer ps5 alırsam yıllar yıllar sonra olacak sony'nin şu ana kadar sürdürdüğü fiyat politikası sebebiyle.amacım okuduğunu anlayanların göreceği gibi şirket savunmak değil,neden bir şirketin fark yaratan oyunlarını jenerasyonun en başında çıkarmadıklarını,iş stratejilerini,günümüz oyun endüstrisini açıklamaktı.burada ne bir savunma ne de doğru olanı yaptıklarını söylemek var.

    ama hata bende,burası resetera hiç olmadı reddit falan değil,başkalarının da bunu yapma kabiliyeti olduğunu düşünüp ona göre yazıyorum.nereden aklıma gelsin milletin bunu şirket savunmam olarak görüp kendine hakaret olarak algılayacağı.oyunlarla ilgili normal bir sohbet edebilme kabiliyetiniz yok artık,gitmiş.siyaset gibi bir şeye çevirmişsiniz bunu.ps4'ünü satıp xbox'a geçmiş adama oyuncu yerine sony'nin çıkarını düşünüp savunuyorsun diyorsunuz.

  • bokunu çıkarmasalarmış çok güzel projeymiş. böyle ev alacak olan adam evin 10 katı kadar arazisini bahçesini yanında ister. siz ne bok yemeye yan yana diktiniz amk? sanki asker basacak pezevenk binaları yanyana sokuşturmuş. tam türk projesi.

    editle geldim. var olan proje görselleri: evler arası şaka gibi 2-3 metre felan. resmen çöp.
    evler 1
    evler 2

    nasıl olabilirdi? (görsel houston, texas, abd'ye ait bir sokak) işte böyle. evleri daha da aralıklarla koyuyoruz. çok kolay. 150 tane yapacağına 30 tane yap. hepsine güzel bahçeler ve aralıklar ver. garajlar koy. valla lan gerizekalı olsan bile yaptırırsın. araplara özel yapmana felan gerek yok. bu evleri 1 milyona bile satarsın. kaldı ki maliyetin 400 bini geçmeyeceğine eminim(daha önce 200 dedim tamam abarttım :d) de tabi arazi/arsa parasını bilemem.
    olması gereken

    bu arada bilmeyenler için açıklayayım, paylaştığım görseldeki evler bir amerikalı için çok ucuz, sıradan evler. ve hemen hemen her mahalle böyle. daha da iyileri var da bulamadım.

  • iş bilgisayarıdır. facebook'da candy crush oynayın diye yapılmamış. bunu alan adamın sermayesi zaten bu bilgisayar. alışveriş sitesinde görülen en absürt fiyatlı ürünü bugün de sözlüğe taşıdık, görevimizi yaptık çok şükür.

  • ...

    -ikb (insan kaynakları'ndan burcu)
    -b (ben

    -ikb: evet, son olarak öyle bir şey söyleyin ki her şeyi unutalım (artık ne dediysem mülakatın ilk kısmında) sizi işe alalım? (bunu söylerken gözleri parlıyor, dahiyim ben yha:)) diyor içinden)
    -b: hmm.. büyük bir hipermarket zinciri olarak merkezinizin küçükbakkalköy'de olması sizce de ironik değil mi?
    -ikb: ... ??!?

  • adının sandviç olmasıyla şaşırtmış sandviçtir. oysa "izmir'de sandviçe fikipört derler" gibi bir şey beklerdim ben.