hesabın var mı? giriş yap

  • uzun zamandır dikkatimi çeken ve de sanırım sadece bilkent üniversitesine özel olan bir tuhaf durumdur. bilkent üniversitesinde hoca olmak için belki de bi kriterdir. normal bi isim ve soyisimle öyle burda hoca olamazsınız diye bir koşul vardır belki de. yani hoca denirken akla ne gelir; işte mahmut yıldız efendime söyliyim mustafa kaya hadi biraz daha nadir olsun ayşenur özdemir ne bilim en fazla asuman tekin olur hoca dediğin ama bilkent üniversitesi öyle mi;

    jülide akşiyote
    iletişim ve tasarımı bölümü

    isim zaten nadir de ama bu soyisimle yanyana gelince dünyada tek herhalde. hatta önümüzdeki 5000 yıl boyunca da böyle bir gelmez bence daha.

    bilin neyaptı
    iktisat bölümü

    insanda durup dururken şüphe uyandıran bir isim. okurken de düşündüren bi isim. düşünürken de düşündüren öyle görünmese de çok akademik bir isim.

    ayışığı başak sevdik çallı
    bilgisayar mühendisliği bölümü

    sanki şifreli bir mesaj var ya da bizden birşey bulmamız bekleniyor da bunlar ipucu kelimeler. hmmm. bi şiir kitabı adı da olabilir bilemedim.

    zühre sü gül
    mimarlık bölümü

    hani zühre gül olsa bi nevi anlaşılır hatta zühre su gül olsa bile ama o su neden sü oluyor abi nasıl bi ünlü yumuşaması çeşidi bu.

    satılmış topçu
    bilişim sistemleri ve teknolojileri bölümü

    mesela neymar gibi zira kendisi satıldı 220 milyon euro'ya ve de topçu. ama messi öyle değil çünkü bonservisi elinde gitti. o yüzden o serbest bırakılmış topçu.

    ayşe henry
    mimarlık bölümü

    on numara çok kral efsane bir isim soyisim. annesi de fatma djorkaeff.

    andre santos nouri
    iç mimarlık ve çevre tasarımı bölümü

    portekiz milli takımının sol beki gibi başlayıp kızılcahamam müftüsü gibi biten bi isim. cok acayip.

    esma burçin dengiz olin
    iç mimarlık ve çevre tasarımı bölümü

    ya allah aşkına esma burçin neyine yetmemiş. hani esma burçin olsan ne güzel kulağa da hoş geliyor ama sonra dengiz olin ne abi. mogolistan hanı mısım sen yoksa pagan tanrısı mı.

    örsan örge
    doktora: kansas üniversitesi

    ör parantezine alınabilirmiş aslında. sange ile devam edilebilirmiş.

    tijen sonkan türkkan
    iç mimarlık ve çevre tasarımı bölümü

    slogan gibi isim. dişe dişe kana kana intikam diye de devam edebilirmiş.

    atıl kurttekin
    grafik tasarımı bölümü

    bu hocamızın asıl soyisminin kurt oldugunu düşünüyorum. anne ve babası ona kötü bi şaka yaparak ismini atıl koyduklarını buna intikam olarak da hocamızın soyismini değiştirdiğini düşünüyorum.

    dominique kassab tezgör
    güzel sanatlar bölümü

    italya alplerinde başlayıp adana toroslarında biten bir fay hattı gibi adeta öyle bi isim.

    serge randriambololona
    matematik bölümü

    sonlara doğru klavyeye random basılmış belli.

    glenn terry kukkola
    mimarlık bölümü
    yaşlı amcaların coca cola'ya seslenme şekli gibi bir soyisim bu da.

    tudor onea
    uluslararası ilişkiler bölümü

    soyisimi zaten tepkiyi bizden önce koymuş.

    costantino costantini
    kültürler, medeniyetler ve düşünceler programı

    istanbul istanbul olalı şarkısının yunancası bu da.

    sinan pekinton
    lisans: hacettepe üniversitesi ankara devlet konservatuvarı

    eyalet ismi gibi washington mesela ama onun ali express’ten sipariş ettiğinizi düşünün.

    daha bunun gibi onlarca aşırı marjinal hoca isimleri;

    nazende özkaramete coşkun
    fulten larlar
    ilgi gerçek
    celile ıtır göğüş
    okyay say
    arzu sibel ikinci
    lori russell dağ

    ve sayamadıklarım..

    eğer siz de çok sık rastlanmayan bir isme sahipseniz mesela adana merkez patlıyor herkes gibi bilkent’e hocalığa başvurun kesin alırlar. rektör bile yaparlar.

  • --- spoiler ---

    benim için saatte 50 miydi 80 miydi neydi, o kadar kilometre hızın altına düşerse bomba patlayacak olan bir otobüsten tüm rehineleri kurtarıp, arada otobüse benzin yüklenen bölümdür. o bölümü izleyenler efsane nesil seviye 24 olmuşlardır.
    --- spoiler ---

  • patiswiss piyasayı sürklase mi ediyormuş? allah belamı versin ilk kez duydum ismini. ayrıca başlık sahibinin yazdığı şeyin "tayyip iyi ama ah o dış mihraklar" laflarından hiçbir farkı yok.

    ulan kadında öyle bir kibir ve kendine inanmışlık var ki öss'de 45'te 45 türkçe yaptığını yazarken bile imla hatalarıyla göz kanatıyor.

    neyse, çikolata zaten pek sevmem, küflüsünü hiç yemem.

  • yıllar yıllar önce championship manager 98/99 sanırım.kuzen ile evde oynuyoruz.kuzen roma, ben parma almışım.

    sezonun birisin de cl finalinde karşı karşıya geldik.kazandı bu maçı,atmıyım 2-1 mi ne işte.kızdırıyor beni kafasınca,nasıl koydum,işte böyle her sene böyle falan..

    tuttum klavyeyi kafasına geçirdim.ruh hastasımıyım neyim uzattım birde olayı terbiyeli ol falan diye.

    bitti mi; hayır.

    yine bununla cm oynuyoruz.gittim bir takıma kaybettim lig sonuncusu sanırım.bu yine başladı ''yuhh,istifa'' ahahaha,ehuehehe..

    oyun save edilmemişti.o bu lafları ederken,çat oyundan çıktım.save li dosyayı da sildim.oyun çöpe gitti.o kadar oynadığımız seneler.suratıma bir bakışı vardı anlatamam.

    herif iyi benimle halen konuşuyor.

  • periyodik tabloyla alakalı ufak bir bilgi tazelemeye ihtiyaç duydum.
    lise kimya konusu olduğundan tyt hazırlık siteleriyle karşılaşmayı bekliyordum.

    periyodik tablonun özellikleriyle alakalı bir google aramasında bulundum.
    işte sonuç:

    --- spoiler ---

    periyodik tablo nedir? periyodik tablo özellikleri nelerdir? işte detaylar...

    periyodik tablo nedir? sorusunun yanıtı öğrenciler tarafından araştırılıyor. koronavirüs önlemleri çerçevesinde okullar uzaktan eğitim sistemiyle ders anlatımlarına devam ediyor. öğrenciler ise gün içinde işlenen konularla ilgili araştırma yapıyorlar. periyodik tablo 8. sınıflar için özellikle merak konusu oldu. periyodik tablo özellikleri ile ilgili bilgilere haberimiz içerisinden ulaşabilirsiniz.

    periyodik tablo özellikleri merak edilmeye başladı. uzaktan eğitim sisteminde işlenen ders konuları öğrenciler tarafından internet arama motorlarında araştırılıyor. periyodik tablo; dilimizde periyodik cetvel, periyodik çizelge, elementler tablosu gibi birçok şekilde isimlendiriliyor. periyodik tablo nedir? sorusunun yanıtı ile ilgili detaylar haberimizde…
    --- spoiler ---
    sizin ta amk ya. sabahtan beri gülüyor ve sövüyorum.
    alt tarafta içişleri bakanının yediği yemeğin haberi var. yan tarafta ünlü şarkıcının frikik fotoğrafları falan.
    lan ne karaktersiz adamlarsınız ya.

  • bu konuda araştırmaları bulunan elaine aron'un hazırlamış olduğu ölçeğe göre tahmin yürütebileceğiniz bir kişilik türü. efendim, şimdi bunlardan en az 14 tanesine "aaa bana oluyor bu" diyebiliyorsanız, tebrik ederim yüksek hassasiyetli bir insan olduğunuzun farkına vardınız.

    - güçlü dış uyarılara maruz kaldığımda kolayca kafam yorulur.

    - çevremde olup biten en ufak olayın farkındayımdır.

    - başkalarının ruh halleri beni etkiler.

    - ağrı eşiğim düşüktür. canım kolay yanar.

    - yoğun günlerde dinlenme ihtiyacı hissederim. uyaranlardan uzak kalabileceğim bir yerde yalnız kalmak, loş bir odada ya da yatağımda zaman geçirmek isterim.

    - kafein beni etkiler.

    - parlak ışıklar, güçlü kokular, sert kumaşlar, siren sesleri beni rahatsız eder.

    - zengin ve karmaşık bir iç dünyam vardır.

    - yüksek sesler beni rahatsız eder.

    - sanatsal üretim ve müzik beni duygulandırır.

    - bazen sinir sistemim o kadar bitkin düşer ki, alıp başımı gidesim gelir.

    - titizimdir.

    - kolayca irkilirim.

    - kısa zamanda çok iş yapmam gerektiğinde gerilirim.

    - fiziksel şartlar insanları rahatsız ediyorsa onların konforunu arttırmaya ve rahat etmelerinde çalışırım (ışığı ayarlama ya da oturma şeklini değiştirmek).

    - insanlar bir seferde bana birden fazla iş yüklemeye çalıştığında canım sıkılır.

    - hata yapmamak ve bir şeyleri unutmamak için çok çaba sarfederim.

    - şiddet içeren film ve televizyon programlarından sakınırım.

    - çevremde çok fazla sayıda olay gerçekleştiğinde nahoş bir şekilde sıkılırım.

    - çok fazla acıkmak bende konsantrasyonumu ve ruh halimi bozacak bir tepki yaratır.

    - yaşamımdaki değişiklikler beni sarsar.

    - hoş koku, tat, sesleri ve sanat eserlerini farkeder, zevk alırım.

    - aynı anda çok sayıda olayın birlikte gerçekleşmesinden hoşlanmam.

    - üzücü ve yorucu durumların ortaya çıkmaması için özel çaba gösteririm.

    - yüksek sesler ve kaos durumları gibi yoğun uyarılar canımı sıkar.

    - rekabet içinde olmam ya da bir iş yaparken gözlemlendiğimde asabileşirim ve beceriksizleşirim. yapabileceklerimi yapamam, performansım bozulur.

    - çocukken öğretmenlerim ve ebeveynlerim benim hassas ya da utangaç olduğumu söylerlerdi.

    bu hassasiyetle ilgili olarak eyyorlamak istediğim bazı şeyler var. şimdi efendim, günümüz toplumunun bizlere "ideal bir insanda bulunması gerekenler" olarak dayattığı bir takım kişilik özellikleri var. örneğin dışa dönük olmak, iletişim becerisinin yüksek olması, olumsuzlukları kolayca savuşturmak ve bunlardan etkilenmemek, özellikle bizim toplumumuzda yer yer çirkef olmak gibi çoğaltabileceğimiz özelliklerdir bunlar. şimdi sorun burada başlıyor. çünkü, mevcut sistem içerisinde bu özelliklere sahip olan insanlar yaşamını daha rahat devam ettirebilirken, bu kişilik özelliklerine sahip olmayan insanlar zorlanıyorlar. zorlandıkları için ve olması gereken karaktere sahip olamadıkları için de kendilerini suçluyorlar.

    olumsuzluklardan çok çabuk etkilenenler örneğin, "amma da hassassın, çok büyütüyorsun" gibi tepkilere maruz kalıyorlar. çok duygusalsın, çok hassassın, böyle olmamayı öğrenmen lazım gibi tepkiler, sanki böyle olmak bir suçmuş ya da zayıflıkmış gibi hissettirebiliyor. ancak bu durum, bu duyarlılık kesinlikle utanılması gereken yahut düzeltilmesi gereken bir şey değil. kişinin kendi kimliği ve bunu ifade etmesi de bir zayıflık değil.

    toplumun %15 - %20'lik bir kısmını bu insanlar oluşturuyor. bu özellikleri taşıdıkları için de sürekli kendilerinde yanlış giden bir şeyler olduklarını düşünüp kendilerini suçluyorlar ve kötü hissediyorlar. burada artık yapılması gereken insanın kendini tanıyıp, kendini kabullenip, aynı duygulara sahip olan insanlarla iletişim içinde olarak "bu topluma ait olmama hissini" bir kenara bırakmak gerekiyor. çünkü aslında her şey çok normal ve olması gerektiği gibi.

    not: aynı duyguların insanıysak neden yeşilleşmiyoruz fdsafdsa

  • bu gün düşürülen rus uçağının gündem olmasıyla bir arkadaştan:

    uçağı falan geçtim de nükleer savaştan sonra bizi bulacak uzaylılara eski bir iett çalışanının 3. dünya savaşı çıkardığını nasıl anlatıcaz?

  • "iphone'lar blackberry'lerden sonra telefonu duvara atıp kırmalarda bi azalma oldu di mi, havasını sevdiğim atarlı sevgililer:))"

  • adamın biri ve danışmanı birgün konuşmaktadır.
    adam sorar.
    " söyle bakalım. ben mi daha büyüğüm yoksa turgut özal mı? "
    " o nasıl soru efendim? tabiki siz daha büyüksünüz.
    sayın özal halktan çok korkardı. siz ona göre çok daha cesursunuz. "

    " peki söyle bakalım. süleyman demirel mi daha büyük yoksa ben mi? "
    " tabi ki siz büyüksünüz haşmetlim. sayın demirel de askerden korkardı mesela. siz askerden de korkmuyorsunuz. "

    " peki son bir soru. hz. ömer mi daha büyük yoksa ben mi? "

    "tabi ki siz efendim."
    "amma da abarttın haa. yalakalık yapıyosun şuan. doğruyu söyle kızmıycam"

    " doğruyu söylüyorum efendim. hz. ömer de allahtan korkardı.
    ama sizde allah korkusu da yok.

    edit: pardon adam demişim.

  • bu özel günde de atamızın bu anısını tekrar okuyalım istedim.

    "orduya ilk katıldığım günlerde, bir arap binbaşısının 'kavm-i necip evladına sen nasıl kötü muamele yaparsın' diye tokatladığı bir anadolu çocuğunun iki damla gözyaşında türklük şuuruna erdim. onda gördüm ve kuvvetle duydum. ondan sonra türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. benim hayatta yegane fahrim, servetim, türklükten başka bir şey değildir."

    kutlu olsun.