hesabın var mı? giriş yap

  • kahvaltı. bizim ev.

    ben: baba, günaşırı ne demek?
    babam: bir gün arayla demek.
    ben: bunu bana ne zaman söyleyecektiniz baba?
    babam: neyi?
    ben: günaşırının anlamını. ben günaşırıyı yanlış biliyormuşum.
    babam: ne sanıyordun?
    ben: akşam üstü şöyle 5-6 gibi felan sanıyordum. :/

    annem: haha. nasıl öğrendin?
    ben: herkesin içinde!! arkadaş saçına besleyci bi karışım uyguluyormuş. hangi sıklıkla uyguluyorsun dedim, günaşırı dedi. her gün her gün zor olmuyor mu dedim. her gün değil, günaşırı dedi. ben de tamam işte, her akşam her akşam zor olmuyor mu dedim. her akşam değil, günaşırı dedi....

    annem: hahaha ilahi keyfekeder...
    ben: niye öğretmediniz anne?

    kardeşim: aslında söyleyecektik de, senin biraz daha büyümeni bekliyorduk.
    ben: :/

  • uzman oldukları tek konu ek ders,haftasonu sınav gözetmenliği olan tipik yurdum öğretmeni.ama bana iki oturum çıktı ona niyeee dörtttt.

  • bugun gittik akademi sinemasina, biraz gecikmeyle, biletleri falan aldik, yergöstericiye verdik, herif yirtti, geçin istediiniz yere oturun bombos dedi, bizde girdik içeri, zifiri karanlık içersi, oturduk bi yere, arkadan bi ses:
    -çok isabetli seçim. dedi
    sinemadaki öbür iki kişinin önüne oturmuşuz...

  • ülkemizde, hakkındaki bilgi sözlük tanımından öteye gitmediği için bu kadar çok tartışmaya sebebiyet veren olay.

    sözlük tanımı: "futbolda, top bir kale yönünde hareket halindeyken, o kaleye akın yapan takımın oyuncularından birinin önünde, karşı takımdan (kaleci dışında) herhangi bir oyuncu bulunmaması durumu" olsa da kendi içerisinde kurallara ayrılmakla beraber bu kurallar da değişebilmektedir. hatta geçtiğimiz aylarda ofsayt kuralının "tüm vücut" rakip takım oyuncusunu geçmediği sürece ofsayt olmayacağı şeklinde güncelleneceği gibi iddialar ortaya atılsa da (örnek: https://x.com/…xtra/status/1675096115975159808?s=20) henüz böyle bir gelişme olmadı.

    güncel kuralları ile inceleyelim.

    öncelikle, futbolcunun gol atabilecek herhangi bir uzvunun ofsayt çizgisi dışarısında kalması, ofsayta sebebiyet verir. yani kol ve eller ofsayt durumunu oluşturmaz. burada güncel bir olayla ayrı bir parantez açmak icap eder: geçtiğimiz günlerde oynanan bayern münih ve galatasaray maçında icardi'nin ofsayt olan pozisyonu sarı kırmızılılar tarafından çokça eleştirilse de yarı otomatik ofsayt sisteminin çektiği görüntülerde kural olarak topa temas edebileceği kafa ve göğüs bölgesinin de rakip oyuncudan ilerde olduğu gözüküyor. görsel ayrıca bayern münihli oyuncunun da kol ve eli ile topa müdahale edemeyeceği için icardi'nin önünde gözükse de topa müdahale edebileceği uzuvları icardi'nin gerisinde. görsel bu yüzden ofsayt kararı doğrudur.

    ofsayt pozisyonundaki bir oyuncu, topun takım arkadaşına dokunduğu veya takım arkadaşının topla oynadığı anda yalnızca oyunda aktif bir rol oynuyorsa cezalandırılır. bu durumlar: takım arkadaşı tarafından pas verilen veya dokunulan bir topu oynayarak veya dokunarak oyunu etkileme, rakip oyuncuya müdahale ederek oyunu etkileme, rakip oyuncunun görüş hattını açıkça engelleyerek rakibin topa müdahale etmesini engelleme, rakip oyuncunun topu oynamasını açıkça etkileyen belirgin bir eylemde bulunma, rakibe müdahale ederek avantaj sağlama, kale direği, maç hakemi veya bir rakip oyuncudan sekip gelmiş veya üzerine çarpmış olması durumunda, ofsayt durumunda sayılır. topu alan oyuncunun pası, topun kontrolünü ele geçirme veya gol çabası başarısız olursa, bu, oyuncunun topu kasıtlı olarak oynadığı gerçeğini ortadan kaldırmaz. yani gol girişimine girmese veya golü kaçırsa da ofsaytta sayılır, buna göre oyun devam eder.

    ayrıca ofsayt pozisyonunda olan veya duran bir oyuncu bir rakibin yolunda duruyorsa ve rakibin topa doğru hareketini engelliyorsa, bu durum rakibin topa müdahale veya mücadele yeteneğini etkilerse yine ofsayt cezalandırmaları çerçevesinde cezalandırılır.

    faul durumlarında ise ofsayt önce gerçekleşmişse ofsayt cezası uygulanır. yani, ofsayt durumundaki oyuncu faul yapar veya faule maruz kalırsa düdük çalınacak durum fauller değil ofsayttır. avantaja bırakma durumu, ofsayt pozisyonlarında geçerli değildir.

    ofsayt çizgisi dediğimiz şey de, top ayaktan çıkarken çekilir. türkiye'de bu çizgi zaman zaman top ayaktayken çekilir, güncel kurallara yanlıştır.

    ofsayt cezalandırmaları ise şu şekilde gerçekleşir:

    ofsayt varsa, hakem ofsaytın meydana geldiği yerde dolaylı serbest vuruş verir, buna oyuncunun kendi saha yarısında olması da dahildir. bir savunma oyuncusu, hakemin izni olmadan saha dışına çıkarsa, bir sonraki oyun durmasına veya savunma ekibinin topu sahanın ortasına doğru oynayıp kendi ceza alanının dışına çıkana kadar, ofsayt için kale çizgisi veya taç çizgisi üzerinde kabul edilir. oyuncu saha dışına kasıtlı olarak çıkarsa, top bir daha oyun dışındayken oyuncuya sarı kart gösterilir.

    bir hücum oyuncusu, aktif oyunda yer almak istemiyorsa saha dışına çıkabilir veya orada kalabilir. eğer oyuncu kale çizgisinden tekrar oyuna girer ve bir sonraki oyun durmasına veya savunma ekibi topu sahanın ortasına doğru oynayıp kendi ceza alanının dışına çıkana kadar oyuna dahil olursa, oyuncu ofsayt için kale çizgisinde pozisyon alıyor kabul edilir. saha dışına kasıtlı olarak çıkan ve hakemin izni olmadan geri dönen ve ofsayt nedeniyle cezalandırılmayan bir hücum oyuncusu avantaj sağlarsa, oyuncuya sarı kart gösterilir.

    eğer bir hücum oyuncusu, topun gol çizgisini geçtiği sırada kale direkleri arasında ve gol içinde duruyorsa, bir ofsayt suçu işlemezse, gol verilmelidir; aksi takdirde oyun dolaylı veya direkt serbest vuruşla başlatılır.

    lakin,

    -taç atışı
    -köşe vuruşu
    -kale vuruşu

    durumlarında, tanım dışına çıkılsa bile ofsayt durumu oluşmaz.

    detaylı bir konu olmasından mütevellit insanlar arasında tartışmalara sebebiyet vermesinin ve hatta bazen hakemlerin bile ofsayt pozisyonlarında yanlış kararlar alabileceğinin normal olduğunu hatırlatmakta da fayda var.

  • 16 yaşındayım,tek başıma şehri keşfetmek gibi bir huyum var,arkadaşlarıma ailemleyim,aileme arkadaşlarımlayım diyerek arazi oldum o gün.
    tekin olmadığını bildiğim bir semtte gözlemeci-kahvehane ama kadınlı erkekli bir kutlamanın yapıldığı bir yere denk geldim.süslenmiş dışarısı;aynalar,boncuklar beğendim fotoğrafını çekiyorum.
    işte o an farkettim ki içerdeki herkes bana bakıyo.bir kadın bir adam bana doğru yürümeye başladı içerden,sıçtım,adamın belinde silah var.turist sanmışlar beni,hello welcome falan diyerek içeri buyur ettiler,bakın yedi yaşından itibaren ingilizce öğrenmeye başladım ama ben bile öyle konuşabildiğimi bilmiyordum adeta bülbül misali şakıyorum ama kimse bi bok anlamıyo,yinede işimi sağlama aldım italyanım sandılar.
    türkün misafirperverliğini ben orda gördüm.çiğ köfte,içli köfte,baklava özellikle bir börek yedim tadı hala damağımda,halay çektim "hemende öğrendi" diyolar bide,çüş.dört saat takıldım orda,asker dönüşü kutlanıyordu,fakat biliyorum ki eğer türk olduğumu anlasalardı o denli nazik ve sevecen davranmazlardı.bunuda kimseye anlatmamıştım.

  • nereden geldiğini anlayamadığım cüret!

    birader sen kimsin ki beni terörist ilan ediyorsun?

    hayatımın hiçbir döneminde ne fetö ile ne fetöcü ile tek bir temasım oldu.

    hayatımın hiçbir döneminde ne pkk'lıyla, ne sevicisiyle tek bir temasım oldu.

    hayatımın hiçbir döneminde ne işid ile, ne işidçiyle tek bir temasım oldu.

    hayatımın hiçbir döneminde ne devlete, ne bayrağa, ne cumhuriyete, ne laikliğe tek bir hakaretim oldu.

    hayatımın hiçbir döneminde ne darbeyle, ne darbeciyle tek bir temasım oldu.

    peki bunları söyleyemeyen insanlar, özellikle de "birisi" hangi hakla halkı terörist ilan ediyor?

    geçmişlerimizi karşılaştıralım mı?