hesabın var mı? giriş yap

  • bu adamın gönderilmesinde (gitmesinde) payı olan herkese bir sözüm var. sizin ben amınıza koyim.

  • bu duruma aminoasit dekarboksilasyonu sonucu ortaya çıkan biyojen aminler sebep olur. balık ve süt ürünü tanımlamasından ziyade balık ve fermente ürünün zehirleyici etkisinden bahsetmek daha doğru olacaktır çünkü sütün laktik asit fermentasyonu ile yoğurda dönüşümü esnasında aminoasit dekarboksilasyonu ile biyojen amin şekillenir ve yine balık florasında yer alan mikroorganizmaların balığın bekletildiği sürede oluşmasına sebep olduğu biyojen aminler, yoğurtta bulunan biyojen aminler ile sinerjist etki göstererek zehirlenmeye yol açar.

    "bayat balık" ifadesinden kasıt aslında (biyojen aminler ve buna bağlı olan zehirlenme için) içerisinde mikroorganizma aktivitesine bağlı olarak dikkat çekici miktarda biyojen amin oluşumuna elvermiş olan balıktır (salmonella, staphylococ vb. gibi gıda zehirlenmesi yaratan unsurlardan bağımsız olarak değerlendirildiğinde). avlanma sonrası geçen zamana paralel olarak balıktaki biyojen amin seviyesi artacaktır. bu miktarlarda biyojen amini tükettiğinizde, yalnızca balık kaynaklı tüketim söz konusuysa etkilenmeyebilirsiniz, etkilenseniz dahi sonuçlar balık + yoğurt kombosundaki sonuçlardan çok daha hafif olacaktır. bu durumun sebebi yukarıda da bahsedildiği üzere biyojen aminlerin birbirleri ile sinerjist olarak yani etkilerini çok daha fazla artıracak şekilde etkileşimleridir.

    önemli not: "bayat olarak nitelendirilen balığı tükettiğinizde muhtemelen etkilenmeyebilirsiniz" cümlesinden kasıt "aynı ürünün yoğurtla birlikte tüketilmesine kıyasla etkiler çok daha az olacaktır" ifadesidir ve bu durum tamamen biyojen amin formasyonu açısından söz konusudur. bayatlamış ve uygun şartlarda muhafaza edilmemiş bir üründe gıda zehirlenmesine yol açabilecek bakteri ve / veya toksin oluşumu ayrıca mevcuttur ki, bu bağlamda bu entryi okuyup bayat balık tüketimine meyletmeyiniz.

  • basın özgürlüğüdür. ifade özgürlüğüdür, sorun yoktur. ama ak-it'lerin amacı mizah yapmak, bir şeyi eleştirmek, ya da sadece güzeli aramak değil, sadece insanları sinirlendirmek. aferin ak-itler. hll spr dvm.

  • hem okuyup hem çalıştım. 2006 yılında bir öğrenci olarak elime ayda 1100 lira geçiyordu. tek başıma ev tuttum. okulu dört senede bitirdim. ayaklarımın üstünde durmanın gururunu yaşadım. ailemin de benimle gurur duyduğunu biliyorum. ayrıca ailemin bana saygı duyduğunu fark ediyorum.

    onları mahçup etmedim, zora sokmadım.

    bazılarının zoruna giden, en asil duyguların insanıdır.

  • üniversite 2'de yaşanandır. "uyuyanı dersten atarım" diyen bir atatürk ilkeleri hocasıyla sınıf arkadaşı arasında yaşanmıştır. dersin sonuna doğru uyuyan öğrenci hoca tarafından uyandırılır:

    -sen! arkada uyuyan! çık dışarı yok yazıyorum seni.
    +eheehee. ben bu dersi almıyorum ki.
    -bak sen şuna. çık diyorum çık.
    +eheehehehe.

    sırf hocaya ayar vermek için eve gitmek varken derse girmiş, bilerek uyumuş, kendini dersten attırmış, yememiş, içmemiştir.

  • diyelim iliski bu yil bitti. iliskinin baslama yili 2004. yugoslavya vardi lan o zaman. yeni yikilmisti. putin, bush, tayyip gibi dunya liderleri yeni yeni isimlerini duyurmustu. saddam, arafat, kaddafi, bin ladin dunya gundeminin en populer isimleriydi. lebron liseyi yeni bitirmisti. messi'yi kimse bilmezdi. xavi genc yetenekti. robben chelsea'de yine 53 yasinda idi. jose mourinho'nun saclari siyah idi. twitteri gectim youtube, facebook falan yoktu. ayrilmadan once bi daha dusunun. beraber bi tarih yasamissiniz amk. david seaman hala kaleciydi. freddie mercury'den sonra 2.biyikli ingiliz.

  • size ne desem sizi üzer,

    şu hayatın bana her fırsatta yapmamamı söylediği ve öğrettiği ne varsa yapmışsınız
    hadi ön görememiş yapmış yanılmış ama ders almamış yine yapmışsınız,

    size artık kimse büyük bir akıl veremez,
    bu devirde babanıza bile güvenilmeyeceği, cebinizde çok para yoksa çocuk yapılmayacağı, "insan sorumluluğu" almanın çok büyük bir dert olduğunu falan anlatmanın anlamı yok..

    bu saatten sonra yapacağınız tek şey çok güçlü olmak ve "çalışmak" gündüz öğretmenlik yapıyorsanız atıyorum ek olarak gece bekçilik yapacaksınız.

    kimseyle kavga etmeyeceksiniz

    alıngan olmayacaksınız, kötü kalpli insanların sözleri bakışları sizin umurunuzda olmayacak

    eski ortağınızla kavga etmeden "samimi" bir şekilde sık sık konuşarak restoran iyi gidiyorsa paranızın taksitinin peşine düşeceksiniz

    belki 5 seneyi gözden çıkartıp bu şekilde kendinizi kampa sokup 5 sene sonra borçlar bitip +'ya geçtiğinizde tekrar kendiniz için "yaşamaya" başlamanın hayalini kuracaksınız.

    kolay gelsin

  • konum:ankara
    yıl:2016

    2000 parçalık puzzle'ımı "içki fotoğrafı" olduğu için, günah diyerek çerçevelemeyen; tamam sen çerçeveleme bana ver çerçeveyi ben yapayım dediğimde, sana ona uygun çerçeve satmam diyerek çıtayı çok yükseklere koyan ankaralı esnaf dayı.

    puzzle da şuydu.

    edit: link düzeltme

  • kampüsteki köpekler tarafından kovalanan bir kişinin öğrenci kimliğini köpeklere doğru fırlatıp

    ''öğrenciyim lan ben'' diye bağırarak kaçması.

    yer : itü ayazağa kampüsü
    zaman : güz finallari sonrası

    olur arada öyle.