hesabın var mı? giriş yap

  • yaptırdıktan sonra şimdiye kadar yaşadığım en büyük pişmanlıklardan birini yaşadığım operasyon. korkudan şimdiye kadar yaptırmayan kafama sıçayım.

    (çok mesaj gelince tek tek yazmamak adina buraya yazayim:)

    dünya göz hastanesi’nde yaptırdım. altunizade. 2 tip önerdi doktor. lasek veya i-lasik.

    lasek: kornea kaldırmak yok. işleyiş korkutucu değil. fakat 2 gün yanma, batma, baskı hissediliyor. bunu yapan arkadaşım var, oradan biliyorum. doktor da söylemişti bu semptomları.

    benim olduğum i-lasik: makine korneayı kaldırıyor. laser yapılıyor ve doktor korneayı kapatıyor (detaylar önceki entry’lerde mevcut) olay anında ağrı, sızı, acı, hiç birşey yok. ama işlem korkutucu, korkmamak elde değil. ama acımayacağını bilince yine de çabuk geçiyor.

    ağrı kesici bile almadım. çıktım operasyondan güneş gözlüğümü taktım taksiyle eve gittim. ertesi günü otobüsle doktor kontrolüne güneş gözlüğümü takarak tek başıma gittim. ilk gün sabah olmuştum operasyonu, o gün karanlık odada yattım bütün gün. hepsi bu.

    25 sene gözlük takmış biri olarak, kesinlikle tavsiye ederim.

    kasım-2014 itibariyle:
    lasek: 2300 tl (6 taksit)
    i-lasik: 3200 tl (6 taksit)

    mayıs-2022 : gözler 8 senedir "0" miyop. yaşa bağlı hipermetrop başladı ama miyop yok. çok memnunum.

  • parfüm veya roll-on hediye edilebilir. hediye edilecek gibi bir ortam yoksa ben bir kere şöyle yapmıştım:

    kokan kişiyle aynı ofiste çalışıyorduk. önce gidip bir adet roll-on aldım. sonra iş yerine o gün bilerek kendi roll-onumu ve ekstrayı getirdim. gün biraz ilerleyince 'ay havalarda çok sıcak oluyor insan terliyor istemeden. dikkat etmek lazım ben bir koltuk şeysini tazeleyim tekrar süreyim' dedim. o arkadaş da haklısın evet dedi bende 'aaa bunu fazladan almıştım ofise koyarım diye.yanında yoksa kullanabilirsin' dedim ve verdim kendisine.

    o da hep dikkat etti ondan sonra.

    bir de sheraton'da çalışırken bir gün soyunma odasında dolaplarımızı bir açtık ki tüm dolaplara kırmızı kurdelelerle deodorant koymuşlardı. güzel bir düşünceydi herkesi zan altında bırakmak :)

  • “ok ancak geri çekerek atılır.hayat seni zorluklarla geri çekiyorsa, seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir.
    nişan almaya devam et."
    (bkz: paulo coelho)

  • ananske diyerek acıyla kelebeklemeye devam etmiştir. bu duyguyu bilirim. dolmuşta ön koltuğa oturmaya çalışırken kafamı tavana vurduğumda, aynı şekilde bende acıyla hayatımın akışına devam etmişimdir.

  • - baba bak elalemin babasi 276 bin yapiyomus dx-ball*'da sen hala 100binlerde surunuyosun eki eki..
    - nerdeymis sen nerden biliyosun?
    - sozlukte yaziyo iste.
    - e git sen de yaz benim babam 500bin yapiyo o zaman.. ne ki. konsantrasyonumu bozma..
    - hmm

  • dün gültan kışanak'ı konuk ettiği programında yüzünde güller açmaktaydı. karşılıklı acaba yarınki nevruz mesajı ne olacak? ayy çok heyecanlı diye konuştular (izlediğim 10- 15 dakika boyunca). gültan hanım'ın yüzündeki gurur ve nereden nereye geldik duygusu hakkında bişey yazmak lazım mı bilmiyorum. ben şirin hanıma yoğunlaştım.
    hani insan hayvan kesilmesine dayanamaz ama et yemeğe bayılır. mesela ben balık tutmaya kıyamam ama çinekop çok severim. bu kentleşmenin sanayileşmenin falan bize kazandırdığı bir riya olsun. ya da özümüzden koptuk mu diyelim. ağız tadıyla bir tavuk bile kesemiyoruz. o dehşeti yaşayıp, şükredip allah ne verdiyse yiyip hayatımıza geri dönemiyoruz.
    kendisinde bu tarz bir kopukluk var bence kürt siyasi hareketini demokratik, özgürlükçü ve heyecan verici bulmasından kaynaklanıyor. heyecanla mesajını bekledikleri kişi gültan hanım için belli ki önder. ama o kişi aynı zamanda türk ordusuna düşman diyen, türkiye devletini düşman olarak gören, bunu da saklamayan bir kişi. öcalan'ın şimdiki barış güvercini halleri pek çaktırmıyor olabilir ama eski görüntülerinde açık ve net düşman diye bahsediliyor türkiye devletinden. böyleyken böyle yani. şirin hanım devleti pek sevmiyor diyeceğim. evet devletin bayılacak bir tarafı yok ama başka devlet de yok.
    kendi budunuzun kesilmesine dayanamıyorsunuz, bakamıyorsunuz. zaten siz şiddete militarizme falan da karşısınız. sonra biri o budu size demokrasi sosu ile pişirip getiriyor. ne kadar hoş, adamlar bunu otuz yılda pişirdi, helal olsun diyorsunuz. karşılıklı heyecanla bakalım menüde daha neler var falan diye konuşuyorsunuz. bence olayın kendisi böyle bir çarpıklık, anlamıyorum.

    edit: imla

  • --- spoiler ---

    lord voldemort - survivor!

    lord voldemort'un karanlık yolu seçmesinin nedeni kimseyi sevemiyor olması mı ?

    isminin söylenmesinden bile korkulan ve "kim olduğunu bilirsin sen" şeklinde anılan lord voldemort'un karanlık yolda olmasının tek sebebi aslında kimseye aşık olamaması ve sevememesidir. sevgi, aşk gibi duyguları hissedemeyen birinin hayatta tek bir motivasyon kaynağı olabilir; ölümsüzlük ve güç! lord voldemort'un vicdan, merhamet, minnet gibi şeyleri hiç hissetmemesinin sebebi aslında istese bile bunu yapamamasıdır, çünkü bu hislerin hepsi sevgi ile bağlantılıdır.

    peki voldemort neden kimseyi sevemiyordu/aşık olamıyordu ?

    voldemort'un annesi merope gaunt safkan bir cadıdır ve salazar slytherin'in soyundandır. merope, tom riddle adındaki çok yakışıklı bir muggle'a aşık olmuştur fakat aşkına karşılık bulamamıştır, ama vazgeçmeyip tom'u kendine büyü ile aşık etmiştir ve onunla yaşamaya başlamıştır. büyü ile aşık ettiği tom'la yıllarca mutlu bir şekilde yaşayan merope, hamile kalmıştır ve "artık tom'un üzerindeki büyüyü kaldırabilirim, zaten bana aşık olmuştur" diye düşünür ve aşk büyüsünü kaldırır, fakat kaldırdıktan sonra tom hemen merope'yi terk eder ve onun yanından kaçar..

    kalbi çok kırılmış olan merope adeta hayata küser, çocuğunun sahipsiz kalmasını istemez ve ölümün yaklaştığını hissedip bir muggle yetimhanesine gidip orada doğum yapar. voldemort doğduktan sonra adını uğruna canından bile vazgeçtiği adamın adını verir yani "tom marvolo riddle.." doğum yaptıktan sonra, asasını kendi canını kurtarmak için bile kaldırmayan merope vefat eder..

    aşk iksiri etkisindeki birinin çocuğu olan lord voldemort, bu sebeple asla sevgi ve onunla bağlantılı duyguları hissedemez, bunların eksikliğinden dolayı da tek motivasyon kaynağı güç ve ölümsüzlük olur..
    --- spoiler ---