hesabın var mı? giriş yap

  • emlak balonu nedir biliyor musunuz?

    geçen gün bir tane ilan gördüm, yerini de söyleyeyim hatta istanbul şirinevlerde metroya yürüyerek yirmi dakika mesafede. kötü bir semt yani bilen bilir. ev de çok yeni durmuyor. piyasa araştırması yapıyorum sadece nerede ne görürsem bakıyorum bilgi ediniyorum.

    neyse aradım adamın eşi oradaymış gel eve bakalım dedi. girdim eve, banyoda duşakabin yok, mutfakta mutfak dolabı yok. yerler zaten fayans parke değil. bir de kat kaloriferi. salonda soba duruyor. ev en az yirmi yıllık. 2+1 leş bir ev. gözünüzde canlandırın yani. kadına dedim ki ablacım bu evin bayağı bakıma ihtiyacı var, dolap yok bilmem ne yok. tabi dedi, herkes kendi zevkine göre yaptırır evi dedi. işte tabi herkes kendi zevkine göre yaptırır evi cümlesini söylerkenki özgüven var ya hani, ben ev sahibiyim özgüveni, ev bu kardeşim işine gelirse özgüveni, ben aslında şark kurnazının cahilin önde gideniyim ama benim evim var özgüveni, işte o özgüvenin sebebi bu emlak balonu. ve o özgüven emlak balonu.

    kiralık veya satılık ne kadar ev sahibi gördüysem istisnasız hiç biri mi adam çıkmaz. hep bana mı denk geliyor arkadaş hepsi mi eşşek olur. bıktım yeminle, bu insanlarla anlaşmaya çalışmaktan aynı dili konuşmak zorunda olmaktan bıktım.

    şuan oturduğum evin sahibi beyfendi de iki yıldır evi yaptırcam diye oyalıyor bakalım. çıkamıyorum da evler ebesininki kadar pahalı. nolacak böyle bilmiyorum. köyde kentte üç beş tarlası olan sattı istanbulda müteahhit oldu, kendi işinin terimlerini öğrenemeyip iki kira debosot dedi ama biz yıllarımızı eğitime verdik istediğimiz semti bırak istemediğimiz semtlerde bile istediğimiz evlerde oturamadık. ev ulan ev. içimize sinen eve bile oturamıyoruz. ben böyle ülkenin de emlağının da balonunun da amasını avradını.

    düzenleme: bir takım imla hataları.

    yıllar sonra gelen edit: sırf istanbuldan kaçmak için doğuya yerleştim. hatta bayağı doğu. ilk defa geldiğim yerler, ilk defa gördüğüm kültürler.

    size şöyle kısa ve öz cevap vereyim; bir yıl oldu, terörden dolayı ölümle burun buruna da geldim, yanıbaşımda bombalar da patladı, çatışmalar yaşanırken teröristlerin sesini duyacak kadar yakında da bulundum ama yine bir kere bile pişman olmadım. istanbul öyle bir yer.

  • resminin arkasına şu dörtlüğü yazdığı rivayet edilir:

    hepsi göçmüş hani yoldaşlarının hiçbiri yok,
    sen mi kaldın yalnız kafileden böyle uzak?
    postu sermekse meramın yola, serdirmezler;
    hadi gölgenle beraber silinip gitmene bak.

  • ukrayna, abd, rusya ve ingiltere tarafından imzalanan ve ukrayna'nın nükleer silahları tamamen devretmesi karşılığında toprak bütünlüğünün garanti altına alındığını onaylayan mutabakat.

    memorandum

    un document a/49/765 numarası birleşmiş milletler kaydına giren bu zapta göre ukrayna'nın toprak bütünlüğü bu ülkeler tarafından garanti altına alınmakla beraber ukrayna üzerinde bütünlüğü sarsıcı ekonomik baskılar da gerçekleştirilmeyecektir gibi maddeler de onaylanmıştır. rusya için hepsi hikaye elbette.

    1994'de dünyanın üçüncü büyük nükleer gücü olan (abd ve rusya'dan sonra) ukrayna, anlaşmanın gereğini yerine getirmiş ve bütün silahlarını imha edilmek üzere rusya'ya devretmiştir. rusya'nın devredilen bu binlerce nükleer başlığı imha edip etmediği bilinmiyor. aslında da sanılmıyor. nükleer silahların elimine anlaşması (npt) için olumlu bir adım olarak görülen ve takdir edilen ukrayna bu yaptığının karşılığını toprak bütünlüğünün garantörlerinden birinin toprağını yutması ile almıştır.

    buradan çıkacak sonuçlar şunlar.

    evvela güvenlik konusunda babana bile güvenmeyeceksin. kimseye karşılığında ne olursa olsun devretmeyeceksin elindeki silahları. türkiye bunu iyi biliyor, sağlam kazık yemişti abd'den küba füze krizinde.

    sonrasında butonun kontrolünün sende olacağı nükleer silahlara sahip olacaksın. öyle paylaşım programı ile falan olacak iş değil bu. kimsede olmasa bu silahlar amenna da yanı başındakilerde olacak ise (rusya, israil, muhtemelen iran) sende de olacak. caydırıcı unsur bu nihayetinde. ukrayna binlerce savaş başlığını vermese idi rusya'ya, putin bu kadar kolay mı yutacak idi kırım'ı. ukrayna'daki anti-rus kumandanlardan biri sallar füzeleri ne olur ne olmaz dikkatli olalım diye düşünmeyecek miydi rusya?

    üçüncü olarak uluslararası hukukmuş, anlaşmalarmış bunların hepsinin hikaye olduğunu beynine kazıyacaksın. tek geçerli vaziyetin güç olduğuna iman edeceksin.

    son olarak rusya için anlaşmaların sadece kağıt parçası olduğunu beyninde perçinleyeceksin ve rusya'ya asla güvenmeyeceksin.

  • ege (5 yaş) anneannesinin evinin bahçesine tohum ekiyor.

    anneanne: al bakalım ege, bu mısırları toprağa yerleştir, büyüyünce ben ektim dersin.
    ege: vay canına hayatımda ilk defa bir şey ekiyorum!
    anneanne: afferin sana çok güzel ektin, şimdi de şu karpuz çekirdeklerini ek bakalım.
    ege: vay canına, hayatımda ilk defa ikinci bir şey ektim!