hesabın var mı? giriş yap

  • lakabı "iron dog" (demir köpek).

    alman imparatorluk donanması'nın en ünlü savaş kruvazörü. dreadnaught döneminde inşa edildiğinden, o dönem hızla ilerleyen teknolojiye yanıt olarak, kendisinden henüz 7 yıl önce inşa edilmiş olan sms von der tann hızla eskimiştir. o sırada hızla gemi inşasına girmiş olan alman donanması sırasıyla sms moltke, sms goeben ve sms seydlitz'i suya indirmiş, ancak hala ingilizlerle rekabet edebilecek güce sahip olmadıklarından yepyeni ve modern bir savaş kruvazörü tasarımına yönelmişler, bu yetmediği gibi bundan 3 adet yapmışlardır. işte bunların ilki, aynı zamanda bu sınıfa adını veren sms derfflinger'dir. (diğerleri sms lützow ve sms hindenburg)

    sms derfflinger ingiliz kraliyet donanması da dahil, zamanının en modern savaş gemisiydi. 1. dünya savaşı'nda almanların ingiliz kıyılarına yaptığı bombardıman sortilerinde ve dogger bank deniz savaşı'nda savaşmış, en son olarak da jutland deniz savaşı'nda şov yaparak bu gelmiş geçmiş en büyük deniz muharebesinin yıldızı olmuştur. burada derfflinger, kızkardeşi sms lützow ile birlikte alman donanmasındaki en büyük ve modern gemi olduğundan ingilizlerin başlıca korku kaynağı ve hedefi olmuştur. bundan ötürü çok ağır hasar almasına rağmen geri gekilmemiş ve korkuturcasına ingilizlerin üstüne üstüne giderek direnmiştir. ingilizler bu inatçı dirençten ötürü "iron dog" lakabını takmışlardır.

    savaş esnasında sms lützow ile birlikte ingiliz amiral beatty'nin komuta gemisi hms lion'u top atışına tutmuş, özellikle sms lützow ingiliz gemisine çok ağır hasar vermiştir. bu sırada hms lion tıpış tıpış kaçıp gözden kaybolunca başroldeki gemimiz derfflinger birden kendini boşta bulmuş, sağa sola az biraz bakınınca toplarını etrafta en yakında bulunan ingilizlerin o dönemki ünlü savaş kruvazörü hms queen mary'ye yöneltip salvolarına devam etmiştir. ancak o sırada sms seydlitz de aynı gemiyi salvolamaktadır ve hms queen mary, adeta bir hedef tahtası gibi bu iki alman canavarından gelen 4 salvodan üçünü yemiş ve atomik bir patlamayla havaya uçmuştur. bu patlamanın resimleri efsanedir, internette bulunabilir.

    derfflinger bununla da yetinmemiş, savaşın kırılma noktasında karşısında ingiliz ana filosunu görünce geri döneceğine o sırada birden çok sayıda isabetli inen ingiliz salvolarına maruz kalan kızkardeşi sms lützow'un yardımına koşmuş, sms lützow ile beraber lützow'a o sırada en çok top isabeti yapan ingiliz savaş kruvazörü hms invincible'ı 6 dakika içinde orta taret cephaneliklerini havaya uçurarak patlatmış ve iki parça halinde denizin dibine yollamıştır. bilmeyenler için, bu savaşta almanların batırdığı 3 ingiliz gemisinden ikisi olan hms indefatigable ve hms invincible, henüz adları sms goeben ve sms breslau iken bizim yavuz ve midilli zırhlılarını tunus'tan çanakkale boğazı'na kadar kovalayan iki gemidir ve çok ünlülerdir.

    sms derfflinger, jutland deniz savaşı'nda en çok mürettebat kaybı yaşayan, ve buna rağmen en başarılı ve dirençli muharebeyi yapan alman gemisi olmuştur. savaş esnasında 17 adet ağır top mermisi yemiş, buna rağmen 385 tane ağır top mermisi atmıştır. 157 mürettebat kaybıyla en çok ölümün yaşandığı alman gemisi olmuştur ve buna rağmen bu performansı göstermesi açısından almanların gururu olmuştur.

    alman kraliyet donanması, versailles anlaşması'nı imzalanmasını beklemek için ingilizlerin gözetiminde scapa flow açıklarında demirli beklerken, o zamanki amirali ludwig von reuter ingilizlerin gemilere el koyacağını anlayınca tüm mürettebatlara gemilerini batırma emri vererek ingilizlere tarihin en büyük golünü atmıştır. o sırada birkaç mil ilerde tatbikat yapan, gemileri gözetlemekle görevlendirilmiş ingiliz komutan haberi alır almaz geri dönmüş, ancak dönene kadar nerdeyse bütün gemiler batmıştır. sms derfflinger bizzat 14:45'te sulara gömülmüştür.

    buna en çok, o dönem ingiliz donanması'nın gücüne hayran olup alman gemilerine daha da hayranlık duyan ve versailles anlaşması gereği bir umut derfflinger'in kendilerine teslim edilmesini hayal eden fransız ve italyanları üzmüştür.

  • bir perakendecinin ucuza mal satmasının o ürünün sahte olmasını meşrulaştırması gibi bir algı var bu millette. yukarıdaki her dört entry'den üçü "bim'den bal mı alınır ehehe" şeklide. cevap vereyim, alınır. eğer ki bir firma sattığı şeyin bal olduğunu iddia ediyorsa size bal satmak zorundadır. fiyatının ne olduğu bu noktada önem arz etmez. taahhüt ne ise onu karşılamak zorunda. bu, onların hukuki, insani ve etik zorunluluğu.

    anlıyorum ülkedeki denetimsizlik, başıboşluk sizi hukuka guvenmek yerine kendi önleminizi almak zorunda bırakıyor. ancak bim, a101 vb ucuzluk marketlerinden alışveriş yapan insanları neredeyse başlarına gelenden oturu suçlayan söylemlere girmeniz bu yapilan sahtekarlıkları normalleştirmekten başka bir işe yaramıyor. ülkenin yüzde bilmem kaçı yoksulluk yüzünden bu marketlerden başka bir yerden alışveriş yapamıyor. 2 paket kuru gıda, birkaç poşet pörsümüş sebze için 500 lira ödeyecek gücü olan kaç kişi var koca ülkede? buralardan alışveriş yapan yapmayan herkesin bu sahtekarliklara en yuksek perdeden tepki gostermesi gerek, aksi halde parasiyla bile yiyecek gerçek gıda bulamayacaksınız.

    mesajlar sonrası edit: malın ucuz ya da pahalı olması kalite ya da güvenirlilik konusunda bir ölçüt değil. pahalı ürünlerde de dünyanın sahtekarlığı dönüyor. asıl sorun hesap verebilirligin olmaması, denetimsizlik, hiçbir suçun bedelinin olmaması. bu sahtekarlığı yapan firmalar teşhir ediliyor, sonra ne oluyor? koca bir hiç. o kadar çok sahtekarlık var ki teşhir listelerini uzunluktan okuyamıyoruz bile. bu firmalar kapatılmıyor, fabrikalar muhurlenmiyor, bunları satan perakendeciler caydırıcı yaptırımlara maruz kalmıyor. teşhir edildikten sonra aynen devam ediyorlar. yani mesele bim ya da "ucuza x mi olur" meselesi değil. mesele bir toplum sağlığı meselesi. paranız olsa da olmasa da bunlara karşı yüksek perdeden bir tepki getirmek bir vatandaşlık görevidir.

    edit 2: debeye ilk sıradan girmişiz, bu saat olmuş hala özelden anama söven olmamış. sözlüğün kalitesinde bir iyileşme var sanki.*

  • dünya bunların yüzü suyu hürmetine dönmüyor. dünya bunlar bu kadar mal oldukça biz bunları daha çok sömürürüz diye düşünen fırsatçılar tarafından yönetilmeye devam ediyor. hep de böyle olacak bu kafayla.

    sıçayım sizin aptal romantizminize.

  • bu savaş esnasındaki muhabere ve koordinasyon konusundaki eksiklik, abd birliklerindeki türkçe bilen tercümanlardan kaynaklanmaktadır. yapılan yanlış tercümeler, türklerin kaybının fazla olmasında bir etkendir.

    öyle olmuştur ki, türk birlikleri yazışmalarda takviye isterken, bu yazışmalar "iyiyiz, rahatız" v.b gibi anlamlara çevrilmiş ve türk askerleri bu hatalı tercümelerin kurbanı olmuştur.

    amerikan ordusu, o kadar türkçe bilen personeli türklerden bulmamış, bilakis abd'deki türkçe bilen ermenilerden faydalandığı için bu aksilikler yaşanmıştır. hatta bizzat savaşı yaşayan canlı tanıklar yani türk askerleri, koreli askerler bile bu hatanın tercümanların eksik türkçe bilmesinden kaynaklanmadığını bilakis ermenilerin kasıtlı olarak tercümeleri hatalı şekilde yaptıklarını iddia etmektedirler.

    http://w9.gazetevatan.com/…sid=237855&categoryid=30