hesabın var mı? giriş yap

  • polis banka onundeki park etmis arabanin plakasini anons eder. eleman para cektigini, arabayi hemen cekecegini isaretlerle polise anlatmaya calisir.

    polis ortaligi yikan anonsu patlatir:

    yuz milyon fazla cek, ceza yazdık!

  • daha 17 yaşında genç bir kızcağız vardı, bir vatansız tarafından tecavüz edilmeye çalıştı, direndi, başı taşla ezildi.

    her gün onlarca türk kadınının videosu bu tacizci vatansızlar tarafından çekilip yayınlanıyor.

    her gün onlarca kadın yolda yürürken bu vatansızlarca takip ediliyor.

    daha niceleri var, hiçbirini tanımıyorum ama bana ne diyemiyorum. kanıma dokunuyor!

    bunun partisi, siyaseti yok. vatan meselesi! herkes sesini çıkarmalı. bu şerefsizler kadın, çocuk, akp'li, chp'li, dinli dinsiz diye ayırt etmiyor. sesini çıkarmayan herkes bir gün bu salgınla yüzleşecek.

  • avrupa'nın yükselen değeri, büyüyen ekonomisi, üretim ve ticaret hacmi, dev istihdam rakamları, sarsılmaz milli iradesi ve demokratik açılımları ile milletler cemiyetinin yeni prensi, orta doğu ve balkan halklarının ezeli hamisi, afrika kabilelerinden amerika yerlilerine kadar tüm dünya ezilenlerinin umudu.

    evet. o bir dünya lideri. o, yeni türkiye.

    yalnız iç ve dış mihraklara uyarı olması bakımından ülkenin adını bu şekilde değiştirmekte fayda görüyorum. anayasanın ilk maddesi de "ülke sınırları içinde kimse kusura bakamaz" şeklinde acilen yeniden düzenlenmeli bence.

    nasıl ki memleketimin en ücra köşesindeki kahvehanede bile "kapalı mekanda sigara içmek yasaktır" uyarıları yazılmışsa, "2013/5107 sayılı bakanlar kurulu kararı ile kusura bakmak yasaktır" temalı afiş ve görsellerin kamuya açık tüm alanlara asılması tez elden sağlanmalı, vatandaş bu konuda aydınlatılmalıdır.

    kusura bakmak isteyen olursa da, onun yeri tabi ki sandıktır. yiyosa gelir efendi gibi kusuruna bakarsın orada. işte demokrasi budur.

  • kötü batak oyuncusu yapar onu, ilk elde en büyük kozunu kullanır.
    genelde oyun sonunda batar.

  • pop muziginin ne kadar alternatif, ozgun olabileceginin en iyi orneklerinden biri. ders niteliginde okutulabilir.

    sarkida hersey orjinal. bu asiri eglenceli sarkida kate evrensel ilme ulasma istegi ama buna ulasmak icin gereken cabayi harcamak istememe gibi, kapitalist toplum bireylerine cok tanidik bir temayla ilgileniyor. ritim cok yuksek, cilgin perküsyonlara kate'in en deli enstrumani, sesini en dus duzeyde yaraticilikla kullanmasi eslik ediyor.

  • filmlerini belki bin kere seyretmiş olsam da, romanı hiç okumamıştım. 2006 yılında, 50. yıl özel baskısını yapmışlar 2000 adet. ben bir hafta önce sipariş etmiştim, geçen gün geldi. şu 3 yılda 2000 kişi bile alıp okumamış, hüzünlendim. oysa çok hoş bir kitap.

    okuyup bitirdikten sonra, film ile kitap arasındaki farklılıkları içeren bir entari yazmak boynumun borcu dedim, ahanda yazıyorum:

    *filmde, özel bir okulda okuyan zengin çocuklar anlatılıyor. kitapta ise devlet okulunda çoğu parasız yatılı okuyan öğrenciler konu ediliyor.

    *kitapta damat ferit diye bir karakter yok. hafize ana da yok. hafize anayı, hababam sınıfı sınıfta kaldı isimli oyunda görüyoruz ama. onu daha bitirmedim, bitirince onun hakkında da bi entry yazarım filmle arasındaki farkları anlatan.

    *kitapta öğrencilerin elebaşısı tulum hayridir. öyle yüz küsür kilo da değil, 85 kilodur kendisi. niye tulum demişler anlamadım.

    *güdük necmi, kitabın ilk başlarındaki hikayelerde pek ortada değildir. sonlara doğru ön plana çıkar. en önemli özelliği otlakçılığıdır.

    *gözleri iyi görmeyen hocayı değil, kulakları ağır işiteni müfettiş numarasıyla kandırmaya çalışıyorlar. ama yemiyor.

    *gözleri iyi görmeyen hocayı, refüze ekrem başka öğrencilerin kılığına girerek kandırır.

    *mahmut hocanın yatağa işedi diye diyaloğa girdiği öğrenci şaban değil sidikli turandır. aslında turan yatağa da işememiş, arkadaşları üzerine ılık su dökmüştür. bardaktan bardağa su dökerek işettikleri öğrenci ise fen sınıfından ali ihsandır.

    *kitapta öğrencilere judo öğretmeye çalışan kişi maraton raşittir. ona yumruk atan da badi ekrem. hababam sınıfı sınıfta kaldı isimli oyunda ise, badi ekrem tektir, ona yumruk atan da tulum hayridir.

    *kel mahmut kitabın ilk yarısında öğrencilere epey düşmanken, ikinci yarıda yeni müdür gelince öğrencilerin tarafını tutmaya başlar. hatta yeni müdür kel mahmut u arattırır resmen.

    *filmdekinin aksine sınıfta birlik pek yoktur. iki tane ispikçi vardır, ki bunlar zaten başka sınıflara sürülür sonra. bir de sivaslılar vardır ki onlar hababam sınıfıyla pek kaynaşmasalar da çok sorun çıkarmazlar.

    *kafatası maketinin içine ampul koyup korkuttukları kişi inek şabandır.

    *sahte aşk mektubuna inanıp taksimde boşuna bekleyen sidikli turandır.

    *sınıf sürekli hoşafına maç yaptığı halde, hepsinin fenerli olduğuyla ilgili bir diyalog yoktur. buna canım sıkıldı mesela.

    hülasa, okunmalıdır bu kitap efenim. rıfat ılgaz ın devam niteliğiyle yazdığı oyunları ve hababam sınıfı icraatın içinde isimli diğer romanı da okunmalıdır. güzeldir.