hesabın var mı? giriş yap

  • adam hamur kizartmasi başlığına etik kaygi yazmis lan. asdkgh

    kıtır olanini daha çok sevdiğim yiyecek.

    debe editi: gençler bugun babam anjiyoya girecek. dua edin sag salim ciksin. uzaktayiz gidemiyoruz. dogum gunum babali bitsin.

    edit 2: dualar ise yaradi.

  • --- spoiler ---

    bıktım bu fasfakir olup canını verebilecek durumdayken milyarder olunca paranın önemi yok diye tribe girip paraya dokunmayan karakterlerden. olum sen orda neyin ne olduğunu görüp kaçmışsın sonra başlarım böyle hayata diyip geri dönmüşsün 450 kişinin ölümünü görmüşsün cidden 3 5 kişinin ölmesiyle baştaki durumundan çok mu şey değişti deliricem. ayrıca kızın ailesini unuttun şrfsz

    diziye puan 8.5/10
    --- spoiler ---

  • kimseyi ilgilendirmeyen kızdır.

    milletin en büyük sorunu bence karşıdakine tanıdık olsun olmasın karışmak.
    ya bırak arkadaşım ister yere otursun, ister amuda kalksın. gürültü yapıyorsa rahatsız ol, senin oturmanı engelliyorsa rahatsız ol. normal oturana karışma, farklı inançta olana karışma, farklı giyinene, farklı düşünene, senden farklı yaşayana,

    karışma

    karışma amk, karışma lan!

    debe edit: teşekkürler arkadaşlar, bir de trafikte araç kullanırken bisikletli sürücülere azami saygı gösterelim, onları yok saymayalım. lütfen...

  • kumar bağımlılığının sonudur. kriptolar bir kumardır, kim aksini söylerse söylesin.

    açın hesabını bakın bakalım neler yazmış diye. sağdan grafik atmış, soldan grafik atmış. yükseliş bkeliyorum demiş, dediğinin ertesi günü bitcoin %15 üzerinde düşüşe girmiş.

    kripto dünyasında sağdan soldan grafik çizip kendini kandırıyor millet.
    asıl yaptıkları şey kumar oynamak. büyük ihtimalle kaldıraçlı oynuyordu, sonu bu oldu.

    kripto kumardır, kaldıraç kumarın hasıdır.

  • baba olacak sevgilinin şirinleştiği anlar. karnımla bıdır bıdır konuşması.

    -kızıııım, ben senin babanım. babbaa. burdayım bak, vur bi bakiim. hadi kızım vur bi bakalım babanın eline. anne gitti korkma, vur sen.

    biri içimde, diğerini de böyle içimde saklayasım geliyor.

  • kendisi lise öğrencisiyken otobüste denk gelirdik. acaba filmde benim gençliğimi kim oynayacak? merakla bekliyorum.

  • sevgili dostlar,

    tabii ki paranın insana özgürlük vermesi garanti değildir. üstelik işin ahlaki boyutları da vardır benim param var diye her kafanı eseni yapamazsın. ama para kesinlikle önemsiz değildir. bakmayın siz paranın ne önemi var diyenlere.

    şimdi ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak duruma bir bakalım.

    öncelikle işi bir netleştirelim paranın insana kazandırdığı en büyük özgürlük genellikle "seçim yapabilme" özgürlüğüdür. işte bu konunun psikolojik açıklamaları şu şekilde.

    bağımsızlık: para, insanlara birçok alanda bağımsız olabilme imkanı tanır. bu, bireyin kendini daha güvende hissetmesini, dolayısıyla psikolojik olarak daha özgür olmasını sağlar. kendini güvende hisseden daha özgür kararlar alır. ailenden para alan bir insansan ailenin fikirlerine karşı çıkman pek kolay değildir çünkü işin ucunda paranın kesilmesi vardır.

    stres azalması: ekonomik özgürlük, özellikle hayatta karşılaşabileceğiniz stres faktörlerinin birçoğunu azaltır. insanların stres ve kaygı düzeyleri, ekonomik durumlarına göre değişkenlik gösterebilir. beynimiz bir felaket üretme mekanizması olarak çalışabilir. üzerinize sorunlar geldikçe bunlara çözüm üretmeye çalışır eğer bu çözümler yeterli gelmezse strese girer. ama sizin aklınızda ne olacak lafım parama geçer her tür sorunumu parayla bir şekilde çözerim fikri varsa stres seviyeniz de o oranda az olur. parasız toplumlarda insanların barut küpü gibi gezmesinin sebebi budur. para var huzur var lafı çok da boş bir laf değildir.

    kendini gerçekleştirme: maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi'nde de görüldüğü gibi, temel ihtiyaçlar karşılandığında birey kendini gerçekleştirme ve kişisel gelişim gibi konulara daha fazla odaklanabilir. örneğin parasız ve akşam yiyeceği yemeği düşünen bir insan felsefeyle ilgilenemez. yol parası olmayan insandan sanatla ilgilenmesini bekleyemezsiniz. kısacası konforlu bir yaşam ve insanca bir gelişim için para önemli.

    sosyal kapital: para, sosyal ilişkiler kurma ve sürdürme konusunda da özgürlük sağlar. örneğin, farklı sosyal etkinliklere katılmak, seyahat etmek gibi. insan ilişkileri bazen paradan daha değerli olabilir. doğru zaman ve doğru yerde tanıdığınız tek bir insan size büyük faydalar sağlayabilir. bu sebeple parası olan çok gezip tozduğu ve üst düzey sosyal ilişkiler kurduğu için parasının üstüne bir de sosyal ilişki gücünü ekler. yani para parayı çeker lafı buradan çıkar.

    otonomi: ekonomik güvence, bireylere kendi hayatları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olma imkanı verir. bu, psikolojik olarak yüksek bir otonomi duygusu yaratır. örneğin parası olan canı sıkıldığı zaman atlar bir uçağa italyada güzel bir tatil yapabilir. bu yüzden zor zamanlar geçirdiği dönemlerde istediği zaman uzaklaşabileceğini bildiği için kendini özgür hisseder. ama parası olmayan kendini hep bağımlı hisseder bu da ayrı bir mutsuzluk kaynağı olur.

    risk alma kabiliyeti: ekonomik özgürlük, yeni fırsatlar ve deneyimler için risk alabilme kapasitesini artırır. bu da bireyin yaşam kalitesini ve psikolojik sağlığını olumlu etkiler. risk alabilen insanlar hem daha çok hamle yaparlar hem de yeni şeyler deneyimledikleri için psikolojik olarak daha cevval olurlar. ama risk alamayanlar bir süre sonra kabuğunun içine sıkışmış kaplumbağa hayatı yaşamaya başlar ve o kabuğun içinde çürüyüp giderler.

    şimdi tabi param yok mahvoldum demenin manası yok mutlu olmak için belli tür alışkanlıkları edinmen gerektir. bu alışkanlıklar mutluluk ve para da getirebilir. kanalımda bulunan "mutlu bir yaşam için edinilmesi gereken alışkanlıklar nelerdir" videomu izlemeni tavsiye ederim

    işte kanal burada
    https://www.youtube.com/aydinserdarkuru

    sevgilerimle

  • sam: biliyorum, yanlış bu! aslında burada olmamalıydık biz. ama buradayız. aynı cenk hikayelerindeki gibi bay frodo. yani ciddi hikayeler gibi. tehlike ve karanlık içinde olanlardan. bazen kendi sonunu bilmek bile istemezsin ya. hani nasıl iyi olacak diye inanamazsın. bu kadar kötülük olduktan sonra dünya nasıl eski haline dönecek? ama sonuç olarak, bu geçici bir şey. bu gölge yani. karanlık bile bitmeli. yeni bir gün doğacak. güneş çıktığında daha da parlak olacak. bunlar hiç unutamadığımız kadar anlamlı şeyler. bunları anlamayacak kadar küçük olduğumuzda bile. ama bay frodo galiba ben anlıyorum. artık biliyorum. o hikayelerdeki insanların da dönme şansları vardı ama dönmediler işte. tutundukları bir şey olduğu için daima yollarına devam ettiler.

    frodo: peki biz neye tutunuyoruz sam?

    sam: dünya'da hala iyilik olduğuna bay frodo. bu uğurda savaşılacağına.

  • ilgili röportajı okuyunca, bana kendi işimi kurabileceğim veya devlette çok iyi yerlere atanabileceğim bir mesleğim olduğu için, "tam bir eşit ağırlıkçısın bla bla" diyen nice öğretmeni, teyzeyi halayı dinlemeyip (genel olarak işletme fakültesi gibi yerlerin insanlarını sevmediğimden dolayı) sayısal seçtiğim için, teknik üniversite'de yıllarca ebeminkini tersten görerek okuduğum için sevinç gözyaşları döktüren bir ablamız.

    çok samimi söylüyorum, sıfır beden, at suratlı, fönlü saçlı, burnunun ucuna bok bulaşmış ifadeli, lütfederek doğurduğu veledi haftasonu kanyon'da gezdiren plaza hatunlarından tiksiniyorum, keza aynı tipin erkeklerinden de. içinde kendini kaybettiği yalakalık girdabından, her gün 15 cm topuk üzerinde duran ayaklarından bacaklarından, sabahın köründen akşamın karanlığına kadar çalıştıktan sonra insanlığından, başta kendisi olmak üzere ailesine, çocuğuna, kocasına nasıl bir hayır gelebilir pahalı tatillerle lüks giyip lüks yemekten başka? insanlığı, kadınlığı, anneliği mi kalır o kişinin haftasonu da kendini göstermek için kıçını yırtarak gittiği boğaz kenarı brunchlarında?
    şahsen 12.000 tl'yi 1 ayda kazanıp bu kadar kevaşe bu kadar leş ötesi bir ortamın kendini çok önemli zanneden ırgatlarından biri olacağıma, 3-4 ayda kazanır, boş vakitlerimde kışlık domates yapar kavanozlara koyarım, mac bebeköy'de değil sahilde spor yaparım, ayağımda çocuk sallar 2-3 tane büyütürüm, islim kebabıyla bulgur pilavı filan yapar pişmesini beklerken devrilip kitap okurum, etiket gibi koluma takacağım ve iş stresinden haydar dümenlik olacak bir plazberk ile değil rahat adamın tekiyle evlenirim.

    yok 30 yaşında expat olacakmış da 33 yaşında çükübik, 35'inde fikibok olacakmış.. ahy içim sıkıldı, 12.000 teleymiş, vah ablam leşliğe bak.

    edit: teknik üniversite sadece mühendislik eğitimi vermiyor, ayrıca laflar ablanın şahsına değil yanlış anlaşılmasın, "sevgili kaşar'lar, yarın kendi kendimize göndereceğimiz çiçeklerin organizasyonu yapıldı mı?" tweetine ise sesli güldüm.

  • suratına sana belediye baksın demek istediğim kadındır.

    kadın kendini bakılması gereken, tek başına hayatını idame ettiremeyen bi varlık olarak görüyor sanırım.
    programa gelene kadar mazotunu kim veriyordu bu kadının.

    karakter yoksunu kadınların, toplumda kadının yerini en çok sarsan unsur olduğunu kanıtlar nitelikte bi görsel şölen olmuş.

    (bkz: başkası adına utanmak)