ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi itiraf
-
uzun yıllar bir depresyon halinde yaşadım. hem de belki en güzel yaşlarda yirmilerimde. ve bunu ben dahil kimse farketmedi. benimle aynı evde yaşayan insanlar da.
hiç saçımı taramıyordum mesela duş almak bile büyük bir meseleydi. ne giydiğimi önemsemiyordum hiç kıyafet almıyordum.
yolda önüme bakarak ve çok hızlı yürürdüm. ne hiç kimseyi görmek isterdim ne de görünmek.
şimdi 30 yaşındayım. yeniden doğmaya çalışıyorum bu dünyaya. yeniden yürümeye. en zoru da kendimi sevmeye çalışıyorum. umarım bu sefer başarırım.
zafer algöz
-
koskoca ustaya yazılanları utanarak okudum. vay amk. adamı yalaka mı yapmadılar, alalade bir oyuncu mu demediler... vallahi burası iyice ruh hastası doldu. evet, sözlük kapatılsın. ya da hakkında yorum yapılan insanlara cevap hakkı doğsun.
şehirlerarası dinlenme tesislerinin batması
-
mutluyum evet. üç dört katı fiyata ürün satıyordunuz... fırsatçı herifler.
edit: başlık başa kalmış.
27 mayıs 2019 imamoğlu habertürk canlı yayını
-
huawei ye yapilan haksizligi da sorun amk.hangi taraftaymis ona gore oy verelim ya da vermeyelim.
hakan peker
-
90'ların o müzikle, sanatla dolu romantik ortamında kimleri dinlemişiz diye düşündüren adam.
hakan peker'in zaten vasat bir sesi vardı. şöhretin kalbinin unkapanı plakçılar çarşısında attığı, kaset ve cd'lerin milyonlar sattığı dönemde tanıdık kendisini... "ateşini yolla bana..." şarkısının sözleri efsanedir. hala tribünlerde söylenir. ancak genel anlamda hakan peker'in şarkıları oldukça vasattır. "hey corç versene borç" diye şarkı yapmıştır. esas mesleği dans etmek ve dans eğitimi vermekti bu adamın yanlış hatırlamıyorsam.
üst satırlarda bir arkadaş tayfun duygulu'nun bir linkini vermiş. açıp bir iki şarkısını dinledim ve çocukluğumda müzikten hiç anlamadığıma karar verdim. şu adamın sesi ile tarkan'ın kalitesini bir tutacak bir gaflete düşmüştüm çünkü ben de...
90'lar böyle bir dönemdi işte... bir şarkıyla, bir gecede şöhret olunuyordu. tayfun "hadi yine iyisin", mirkelam "her gece", burak kut "benimle oynama", ozan orhon "saman alevi", ferda anıl yarkın "sonuna kadar" ile kaldı. ikinci bir şarkısını söyle desen, baya düşünmek gerekir. yine de öyle zengin bir müzik piyasası vardı ki, iyisiyle kötüsüyle romantikti, güzeldi. o hengameden tarkan gibi süperstarlar çıktı. yıldız tilbe gibi söz yazarları çıktı.
şehrazat, sezen aksu ve aysel gürel gibi kaliteli söz yazarları fabrika gibi çalıştı. çünkü talep vardı.
hakan peker'in bu hırçınlığını ve egosunu yine 90'larda parlayıp sönen çelik erişçi'ye benzettim. o da geçenlerde sosis satan adamla bir değilim gibi bir laf etmişti. bu şöhret çok garip bir şey. bir zamanlar şöhret olup köşesine çekilen insanlara saygım var. (bkz: sibel alaş) (bkz: bora öztoprak) (bkz: bendeniz) (bkz: deniz arcak) v.b.
bir de böyle kabullenmeyen, kendini hala o günlerde gibi hisseden adamlar var. şarkıcılık kafası gerçekten başka bir şey.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
müdürün kürsüden konuştuğu bir sırada, öğrencilerden en çok gözüne batanı seçip, parmağıyla göstererek, müdür yardımcısına mikrofondan "halil ibrahim bey, şu öğrenciyi dövebilir miyiz?" diye ricada bulunması.
26 yaşında üniversite okuyan öküz
yaran inci sözlük entry'leri
-
bazen hislerimize tercüman olunur,
başlık: banyoda duş için
sıcak soğuk ince ayarını yaparken o kadar uğraştım ki, musluk trt fm çekmeye başladı. türkülerimiz...
(leprikonss)
yazıldıysa affola..
uzun öpüşmeden sonraki kısa öpücük
-
iki uzun bir kısa biçiminde gerçekleşleştiyse s.o.s veriliyo demektir. hatun boğuluyor olabilir.
kullanılan ilaçlar haram mı helal mi
-
cevabı belli olan bir soru. 25 yıllık bir eczacı olarak çok açık ve net söylüyorum şu anda piyasada bulunan ilaçların bir teki bile islami ölçütlere göre helal değildir. bu kafaya sahip olanlar sakın ola ilaç falan içmesin. şu temmuz sıcağında 17 saat aç susuz kalıp ilaç da içmeyin, doğal seleksiyona bir katkınız olsun.
aşırı yakışıklı erkeklere tavsiyeler
-
tipsiz kızlarla da çıkın nolursunuz. en azından şansımız var diyelim.