hesabın var mı? giriş yap

  • kanım dondu resmen, böyle canilik görmedim. 1 değil 2 değil, 239 keçi ne demek, insan sinirlenir duvara yumruk atar bir kendine gelir durur. anlık bir öfke, cinnet hali kesinlikle değil bu, 239 tane hayvanı öldürmek zaman alır sonuçta, bildiğin psikopat... ömrü boyunca tımarhaneden çıkmamalı.

  • genelde 15 dakika içinde atış yap-saklan-atış yap-saklan ekseninde ilerleyen bir shooter olsa da aslında temel tank tasarımı dersinde okutulan bir konuyla çok alakalı olan oyun.

    şimdi bu oyunda başarılı olmak bir parça yetenek (%15) bir parça şans (%85) istiyor. adına random number generator -rng- denen ve atış yaptığınızda karşı tarafı delip delmeyeceğinize, ıskalayıp ıskalamayacağınıza ve eğer delerseniz ne kadar hasar vereceğinize karar veren bir alt işlemci sizin tüm matematiksel işlerinizi yapıyor. bunun maçta sizin lehinize işlemesi ve beyni olan takım arkadaşlarınızın olması işin şans tarafı. buraya müdahale şansımız yok. yetenek ise haritada nereye gidilecek, ne zaman hangi hareket yapılacak gibi şeylerde işliyor ama işte zurnanın zırt dediği yer yetenek de ortaya çıkıyor ve aslında oyun bu noktada tank tasarımının o en kritik sorusu ile ortak bir paydaya geliyor; bir tankın kaç kişilik mürettebatı olmalı?

    bu soru üzerinde yıllardır kafa patlatıp türlü varyasyonlar deneyen ülkeler var. işin özü şu; bir tankta sürmek, topunu doldurmak, nişan alıp atış yapmak ve bu işleri koordine ederken etrafı da gözlemleyip hedef tespiti yapmak ana işler. modern anlayışta tankı süren sürücü, topu dolduran yükleyici (veya doldurucu ne derseniz), nişan alıp atış yapan nişancı ve etrafı gözleyip bu işleri yöneten tank komutanı oluyor ve bir kişiye sadece bir görev veriliyor. eskiden bu böyle değildi mesela. modern tankın atası sayılan renault ft'de sürücü ve tank komutanı vardı. sürücü ft'yi sürüyordu ama garibim komutan kulede hem topu doldur hem atış yap hem de tanka komuta et görevleri altında eziliyordu. bu sayı sonra 3 oldu, 4 oldu hatta 5'e çıktı (telsizci) ama en optimal sayı olan 4 kişide şu anda. sovyet t-64 ve daha ötesi modellerde de otomatik doldurucuyu sayarsak mürettebat 3 kişi ve onlarda da yine herkesin yalnızca bir asli görevi var. bu arada ufak yan görevleri saymıyorum mesela sovyet t serilerinde nişancı kule makineli tüfeğini kullanıyor veya nato tanklarında tank komutanı da atış yapabiliyor nişancı yerine, doldurucu da kule makinelisinin mermi şeridini falan değiştiriyor. ayrıca tankın bakım, onarım, ikmal vs. işleri için de 4 kişi uygun bir rakam, daha azı mürettebatı yoruyor.

    neyse oyuna gelecek olursak başarısız olunmasının yetenek kısmındaki bir nedeni aslında sürücü, nişancı ve tank komutanı görevinin tek kişiye yani oyuncuya yüklenmiş olunması. oyuncu fazla görev yükü altında eziliyor. oyuncu haritada bir noktaya ilerlerken (sürücü rolünde) ekranda o anda ne varsa ona odaklanıyor ancak arkasında muhtemel bir pusu yeri var fakat ona dikkat edemiyor çünkü o anda komutan rolünde değil ve durumsal farkındalığı çok düşük (tespit edildiğinizi gösteren 6.his lambasını saymıyorum, tehlikeli yerlere odaklanmayı kastediyorum). normalde tank komutanının durumsal farkındalığı en üst seviyede tutatak etrafını sürekli kollaması ve arkasında kalan muhtemel pusu yerine odaklanıp kuleyi oraya çevirmesi gerekiyor fakat oyunda kuleyi kontrol eden de tankı süren de aynı kişi ve sürüş anında gidilen yöne bakıldığından kule aksi tarafa pek döndürülmüyor dolayısıyla beklenmedik bir yerden atış yenmesi çok normal bir durum haline geliyor. aynı şey atış anında da geçerli. oyuncu durup atış yaparken nişancı rolünde fakat yine tank komutanının fark etmesi gereken bir durumda mesela sağ tarafından çıkıp kendisine atış yapmayı hazırlanan düşman tankı göremiyor çünkü o anda rolü farklı ve sadece atış yapacağı tanka, o işe odaklanmış durumda.

    neticede çok profesyonelce olmasa da tank içi görevler konusunda oldukça yararlı çıkarımlar yapabileceğimiz bir oyun. onun haricinde yine yılbaşı moduna geçti ve hediye peşindeki kolsuzlar doluştuğu için bu aralar öylesine takılmakta fayda var.

  • bugünlerde iyiden iyiye kafama takmaya başladığım mesele. bu başlığın karşıma çıkması da bir başka mesaj olsa gerek.

    öyle çok derin bir adam değilimdir ama çocukluğumdan beridir uzaya, evrene, galaksilere, gezegenlere filan amatör bir ilgim var.

    geçenlerde de ayıptır söylemesi 500 m2'lik bir arsa aldık. (buton filan aramayın şimdi. az bi durun lütfen.)

    eşim "oh ne güzel yatırım yaptık" modunda, bende ise biraz burukluk var. "n'oldu?" diye sorunca:

    "ne olacak yahu. şu sonsuz denilen evrende sayısız galaksiler içinde sayısız gezegen var. bunların bir tanesinde hayatın sürebileceği koşullar oluşmuş. ve bu durum milyarlarca yıl sürmüş.
    öte yandan bir sürü yumurtanın içinden bir tanesi milyon sayıdaki spermlerin biri tarafından döllenmiş ve biz bu dünyada yaşama şansı bulmuşuz.
    böyle bakınca milli piyangodan yılbaşı ikramiyesi çıkma ihtimalinden binlerce kez daha az olan bir ihtimal gerçekleşmiş.
    bu imkan bize milyarlarca yıl yaşı olan bir evrende sadece ve sadece 80-85 yıl için sunulmuş.
    biz ise bu yılların yarısından fazlasını 500 m2 arsa almak için harcamışız.
    ve buna sevinmemi bekliyorsun."

    dedim.

    "haklısın ama ne yapsaydık" dedi.

    "arabayı değiştirseydik" dedim.

  • arab’ın amcaoğlu israil nasıl oldukları ortada.
    filistin’li müslüman arab’ın kardeşi suudi arap şu an festivalde.
    bi zahmet bu toksik aileden uzak kalalım.
    ne şam’ın şekeri ne arab’ın yüzü diyenler boşuna dememiş

  • süpermen kostümü giydirilmiş padişahtan daha komik değildir.

    düzeltme: başlık sahibi uçmuş arkadaşlar. başlık bana ait değil, kansız değiliz o kadar çok şükür.

  • bu savaşların sebebi olan üşüyengiller bir de nasıl beceriyorlarsa klimanın çalıştığı ilk 5 dakika içinde grip + faranjit + bronşit + menopoz + vajinismus olurverirler. kısılmış bir sesle "hığğğ heüğğğ, klima böyle yaptı beni, çok dokunuyor bana, ühüüğğ" diye duygu sömürüsü yapmaya kalkarlar. bu durumda yapılacak en güzel şey, "ah canım, kıyamam ben sana" dedikten sonra klimayı 18 dereceye getirmektir.

  • 26 nisanda tutanak tutulmuş. 27 nisan'da görevlendirme adı altında sürgüne gönderilmiştir. bir de adliyeler yavaş çalışıyor diyorlar.