hesabın var mı? giriş yap

  • bunu başka etnik gruplara yıkmaya çalışanlar bariz bir biçimde ülkelerini tanımıyorlardır.

    türkiye'de büyücü büyücü gezen bir grup insan vardır. bu gercektir. hiç mi kahveye gitmediniz, hiç mi ev kadınlarının arasında bir öğle vakit gecirmediniz de bu kadar şaşırıyorsunuz?

    bu ülkede üniversite mezunları bile büyücüye gidiyor. yıllar önce üniversiteden bir arkadaşım büyücüye gitmişti, erkek arkadaşı onunla evlenmek istemiyor diye. büyücü de ona demiş ki erkek arkadaşının eski kız arkadaşı meğerse büyü yaptırmış. bu sebeple evlenesi yokmuş. bu büyünün bozulması gerekiyormuş.

    buyuz abi. biz bu kadarız işte. 2020de orta çağ karanlığını yaşıyoruz. bunu açıkça söylemeden, kabul etmeden iyileşmeye başlayamayacağız.

    neyse, bunu da buraya bırakıyorum biraz gülelim. bu tarz şeylere anca gülünür çünkü.

  • yuh artık dediğim özelliğin gelmesidir.

    taksiler ne işe yarar insan cidden merak ediyor.

    bu kadar çingenelik yaptıkları yetmemiş gibi bir de keriz parası kestirmek için özellik ekleniyor.

    dünya'da bir ilk...!

  • "araplar beni bilirler, ben de arapları" sözleri ile tanınan ve müslüman filistin halkı için "ezilmesi gereken bir böcek" gibi küstah ifadeler kullanan ariel şaron'un eseri.
    filistinlilerin evlerini bombalamak, mülteci kamplarının üzerinden buldozerle geçmek, yüzlerce filistinli genci hiçbir gerekçe göstermeden tutuklamak ve sonra işkenceye uğratmak gibi psikopatça ve insanlık ölçüsünde değerlendirmeye alınmayacak pislikler yapılmıştır.
    ariel şaron'un gazze bölgesinin güvenliğinden sorumlu olduğu dönemde ise yüzlerce kişi suikaste uğramış, binlercesi tutuklanıp sınır dışı edilmiş, yalnız gazze'de 2 bin ev yıkılmış ve 16 bin kişi ikinci defa sürgüne gönderilmiştir. sabra ve şatilla katliamları dışında 1982'de israil'in lübnan'ı işgali esnasında birkaç hafta içinde 14 bin insan hayatını kaybetmiş (bunların 13 bini silahsız sivillerdir), yaklaşık yarım milyon insan ise evsiz kalmıştır.
    (bkz: allah belanı versin ariel saron)

    edit:kötülense de; evet, allah belanı versin ariel saron

  • şimdi efendim bizim bir kooperatif var yüz kadar üyesi olan buranın da son dönem bir başkanı var, benim de aram iyidir sohbetleşiriz arada. olay başkanın başından geçiyor;
    başkan orta boylu 60’lı yaşlara yakın kumral bir abi..
    kendisinin yüzünde aslında çok da göze batmayan lekeler var.
    bir gün başkan bey’in hanımı kendisine “arkadaşlarının laserle buna benzer lekeleri yok ettirdiklerini” başkan beyin de lekelerinden kurtulması için bir yol olduğunu kendisine aktarıyor ama bizim abi pek umursamıyor..bir gün, iki gün, beş gün derken “ e madem öyle gidelim yaptıralım diyor” ve özel muayenehanesi olan bir dermatologun yolunu tutuyorlar..
    işlemler yapılıyor, doktor “ güneş kremi, pomatlar filan reçete edip güneşten 6 ay kadar korunmasını istiyor”, ayrılıyorlar.. başkan son dönemlerde hep şapkalı bir şekilde maske de olunca sadece gözler açıkta .. laser işlemi öncesi başkanın yüzünde leke var mı anlamadığım adam da laser sonrası kabuk bağlamış şekilde siyahlaşmış yara izleri mevcutlaşmış, iyileşmeyi bekliyor.. soramıyorum da “ abi yüzüne ne yaptın” diye
    olay bundan sonra başlıyor;
    başkan bizim üyelerden birisine yazılı bir tebliğde bulunmak için kapısını çalıyor, neyse hoş beş muhabbet, üye kişi doktor başkanın yüzündeki lekeleri görünce başkana soruyor, “ne zaman yaptırdınız, kime yaptırdınız” gibi..başkan da yakın dönemde özel bir muayenehanede yaptırdım, hatırlamıyorum hocam diyor ama mutsuzluğunu da dile getirince doktor da diyor ki “sorun değil bunlar çözülür ama mevsimsel olarak çok yanlış bir zamanda uygulamış doktorunuz diyor”
    neyse eve geçiyor başkan bey, eşine durumu anlatıyor, üyelerden bir doktorun “mevsimsel olarak yanlış zamanda yapıldığını ama güneşten kendisini koruması gerektiğini” söylediğini ifade ediyor..
    başkan bey elde telefon google’ı açıyor, bizim üye doktor kimmiş diye ad soyad bakıyor. adı ali veli olsun.. hanıma sesleniyor bizim işlemi yapan doktorun adı ali veli miydi diyor,
    hanımı diyor evet ali veli, başkan sesleniyor “e bu adammış bana laser uygulayan”..
    tebliğ esnasında ne doktor hastayı tanıyor, ne bizim başkan doktoru.. abi diyorum nasıl tanımazsınız bir birinizi “yüzümüzde maske var, kafasında bandana var, ben doktoru çıkartamadım o da beni, eşin zorlamasıyla adını bile bilmeden işlem yaptırdım” diyor, doktora gelince hastayı yani başkanı o da tanımıyor üstüne bir de kendi yaptığı işte kendini gömüyor, diğer yandan başkan “ ulan ayak üstü sohbette işlem yapan doktora saydırmadık iyi ki diyor” ama ilk fırsatta karşılaştığımızda “hocam işlemi siz yapmışsınız ya bana” diyeceğim diye de gülümsüyor..

  • içeriğinde asetilsalisilik asit bulunan, birkaç haftada ya da ayda bir bu başlık altında akşamdan kalmalık durumu için kurtarıcı olduğu sürekli ifade edilen aspirin türevi bir ilaç.

    alkol aldıktan sonraki sabah bu ilacın alınmasını da geçtim, bir dolu alkol alındığı gecede yatmadan hemen önce, yani alkol damarlarınızda fink atarken alınması gerektiği ile ilgili* yığınla entrye rastlayabilirsiniz. yapmayın dostlar, arkadaşlar, romalılar. alkol yapısı gereği antiagregan yani kan sulandırıcı bir özelliğe sahiptir. bu ilacın içerisinde bulunan asetilsalisilik asit de bir antiagregan. siz bu iki maddeyi vücudunuza alarak, kanınızdaki trombosit miktarını önemli ölçüde azaltıyorsunuz. pıhtılaşmayı sağlayan bu küçük pulcukların yapışkanlıklarını ellerinden alarak başta onlara, sonra kendinize eziyet ediyorsunuz. kanadığınız zaman pıh-tı-la-şa-mı-yor-su-nuz. beyin kanamasına, mide kanamasına hatta hemorajik inmeye davetiye çıkarıyorsunuz. vücudunuzda kalıtsal bir yatkınlığınız ya da o an için sekteye uğramış bir durumunuz da varsa, eyvahlar olsun. vücudunuzda antiagregan durumunun tavan yaptığı bir anda, başınıza gelebilecek herhangi bir kaza sonrası kanama yaşama ihtimalinizden ise hiç söz etmek istemiyorum. bu riski ne siz alın ne de buraya gelip insanlara tavsiye verin.

    son olarak akşamdan kalmalık durumunu en aza indirebilmek için alkol alımı öncesinde, sırasında ve sonrasında uygulayabileceğiniz çok basit yöntemler (bkz: #79840035) var. eğleneceğim derken hayatı kendinize zehir etmeyin.