hesabın var mı? giriş yap

  • çocukluğuma dair hatırladığım en güzel anılarımdan. düşünüyorum da her şey çocukken güzel galiba.

    evin misafirlerle neşelendiği günlerde bir an önce akşam olmasını isterdim küçükken. ev misafirle dolup taşınca çocuklara yer yatağı serileceğini bilirdim çünkü. bütün çocuklarla birlikte yer yatağında yatacak olmak ayrı bir heyecandı benim için.

    düşünüyorum da meğer ne güzel günlerim olmuş çocukluğumda. ne güzel heyecanlarım, ne güzel telaşlarım olmuş sevinç ve hüzün dolu.

    insan çocuk kalamıyor tabii. zaman geçiyor. büyüyor. telaşlar değişiyor, sevinçler azalıyor, insan hüznün daha çok farkına varıyor.

    insan, artık yatakları serecek biri olmadığını anladığında büyüdüğünün farkına varıyor ve büyüdüğünün farkına vardıkça hissediyor hüznü.

    yatakları serecek biri olmadığında misafirler de gelmiyor artık. ev dolup taşmıyor. insanların neşeleri birbirine karışmıyor. ev hep sessiz.

    her şey çocukken güzel sözlük.
    çocukken sevinç dolu.
    çocukken masum.

  • cem yılmazlı doritos alaturka reklamlarının döndüğü zamanlar.

    dilime de; senin bir cipsten beklentin nedir lafı dolanmış.

    bakkala cips ve kola almaya çıktım hazır alaturka almışım, cipsi elime alıp tezgaha hafiften fırlattım;

    burhan abi senin bir cipsten beklentin nedir?
    - bir milyon yediyüz elli.

  • ben bilgisayar mühendisliğine girerken geleceğin mesleği diyorlardı, okulu öyle bir uzattım ki meslek öldü diyorlar artık, ben hâlâ mezun olamadım. bölümü üzerime kapatıp gidecekler o olacak.

  • palahniuk'un türkiye'de sorgulanmasıyla taçlandırılması gereken olay. al getir chuck'ı buraya, sorgula, neymiş derdi öğrenelim bakalım:

    - nedir bu dövüş kulübü anlat bakalım çak efendi.

    - dövüş kulübünün ilk kuralı dövüş kulübü hakkında konuşmama...

    - kes lan it!!!! nerde bu külüp söyle!

    - teşvikiye caddesi yüzotuzbeş, gülbahar apartmanı a blok, kat 4: no :12.

  • mesai kavramı içinde yaşayanların tamamı, ayrıca kabaca evine 8-10 bin dolar girmeyenler için bir nevi kanserli yaşam formudur. farkına varmadan ince ince hasta eder adamı, bildiğin tıbbi hasta...

    sadece ciddi para kazanan ve bunu sabah 8 akşam 8 gibi bir mesai ile yapmak zorunda olmayanların şehridir istanbul. kalanı köledir. istersen 15.000 net maaş al, mesainin içindeysen, hayatın dışındasın usta.

  • dut pisliğinden şikayet etmek yerine dutları yemeyi deneyin. böylece hem yere düşmemiş olur hem ağzınızdan tatlı bir şeyler geçtiğinden belki ota boka laf atmamaya başlarsınız

  • "1914 yılı, avrupa'da savaş ingiltere - almanya merkezinde başladı. amerikan halkı savaşa dahil olmak istemiyordu, zaten başkan wilson da ülkenin tarafsızlığını açıkladı. halbuki amerikan yönetimi kimseye sezdirmeden, savaşa girebilmek için herhangi bir bahane arıyordu. eyalet sekreteri william jennings'in bir gözlemine göre ;
    "büyük yatırımcılar dünya savaşıyla yakından ilgileniyorlar, çünkü savaş, yüksek kar getirecek fırsatlar demek."
    uluslararası bankerler için meydana gelebilecek en karlı şey savaştır. çünkü savaş ülkeyi, federal rezerv bankası'ndan daha çok faizli borç almaya zorlar.
    woodrow wilson'un baş danışmanı ve müşaviri albay edward house, savaş isteyen uluslararası bankerlerle yakın iişkiler içinde olan biriydi. müşavir albay house ve ingiltere dışişleri sekreteri sir edward grey yazıya da dökülmüş bir görüşmede, amerika'yı savaşa nasıl sokacaklarını tartışırlar.

    grey : eğer almanlar, içinde amerikalıların bulunduğu bir gemiyi batırırsa amerikalılar ne yapar?
    house : inanıyorum ki böyle bir kıvılcım birleşik devletleri sarsacak ve tek başına bizi savaşa sürüklemeye yetecektir.

    ve 7 mayıs 1915 yılında, sir edward grey'in de önerdiği gibi, lusitania adlı bir gemi kasıtlı olarak alman kontrolündeki ve alman deniz kuvvetleri'nin geçeceğini bildiği sulara gönderilir. beklendiği gibi, bir alman u-bot'u gemiye torpido yollar 1260 kişi ölür..

    ---- alman konsolosluğu olaydan sonra new york times'a ilanlar vererek, amerikan halkına gemiyi kendileri adına risk oluşturdu için batırdıklarını, amerika'dan ingiltere'ye savaş sahasından gidecek her geminin batırılmayı göze alması gerektiğini söyler...
    "
    (bkz: zeitgeist the movie)

    new york times'taki ilan ;

    notice!
    travellers intending to embark on the atlantic voyage are reminded that a state of war exists between germany and
    her allies and great britain and her allies ; that the zone of war includes the waters adjacent to the british isles ; that,
    in accordance with, formal notice given by the imperial german goverment, vessels flying the flag of great britain, or of any of her allies are liable to destruction in those waters and that travellers sailing in the war zone on ships of great britain or her allies do so at their own risk.
    imperial german embassy

  • eldivenle cm oynatmıştır adama.

    maçı takip ederken karlı bir kış günü elazığ deplasmanından 3 puan çıkartan mancini gibi sevinirsin. ambiyans yaratır mis gibi.