ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
bazen cevabı içinde olan sorularla başlayan ve bitiveren diyaloglar. misal: 6 yaşındaki yeğen tez konumu soracak olur. kendimce basitleştirerek cevap veririm: "ingilizler 1920'lerde ırak'ı nasıl yönetmiş, onu yazıyorum." hemen ardından ikinci ve bence esasa dair soru gelir: "e ingilizler bilmiyorlar mı zaten nasıl yönettiklerini? niye bir daha bir daha anlatıyorsun ki?"
(sahne kararır).
dikey mimarinin hayatımızı mahvediyor olması
-
son zamanlarda artık iyice midemi bulandırmaya başladı bu dikey mimari. yeni bir ofis arıyorum maliyet düşürmek için, malum devir tasarruf devri artık, çok para dönemi bitti.
markalarıda vererek konuşacağım, şehrin göbeğine 30 katın üzerinde binalar yapıp insanları sardalya kutularına yerleştirip, milyon tl lere bu daireleri satmak... gördükçe üzülüyorum. ritim istanbulda 1+0, 30 metre kare daire var. kirası 1100 tl. 30 metre kare arkadaşlar, bu dairenin içinde fırın var ocak var tuvalet var. yani yatak koyduğunuzda yürüyecek yeriniz yok ve yaşam alanı diye nerdeyse asgari ücret fiyatına kiralanıyor. projedeki havuzlar terasta, aşağıya full avm yapmışlar, havuzlar ondan terastaymış, yer kalmamış... binden fazla daire yapıyorsun, yeşil alan sıfır, havuza yer kalmıyor...
yeni nesil liseler... e-5 kenarındalar, basket sahaları terasta. çocuklar camlardan e-5 i izliyor, koşup oynayacakları bir bahçeleri yok.
balkon dönemi bitti. zaten 40. katta balkon olsa ne olur, olmasa ne olur? hayır koca türkiyede arazimi bitti? singapurda yer yok da dikey çıktı adamlar, çinde nüfus fazlada istiflediler insanları... bizim derdimiz neydi? neden 2 katlı evler, 5 katlı binalar yapmadık? ne bu para hırsı?
yaşam kalitemizin inanılmaz düştüğü kanaatindeyim. bir binada 500 insan 1000 insan yaşamaz abicim. olmamalı böyle birşey. asansörde geçiyor günlerimiz. 19 katlı bir plazadayım, hani çok yüksek değil. az önce -2 de aracımı park ettim, ofise çıkmam 2 dakika sürdü. 9. kattayım. her katta in binlerle tam 2 dakika. günde 2 kere aşağı inip çıksam, beklediğim asansör zamanını da kat her gün 20 dakikam asansörde geçiyor. ofise evim 3 km mesafede 25-30 dakikada anca geliyorum trafikten.
biz artık yaşamıyoruz bana kalırsa. sadece hayatta kalma mücadelesi içerisindeyiz. tiksiniyorum, midem bulanıyor.
tecavüzcünün canlı canlı yakılma görüntüleri
million
-
önündeki tabeladaki mesafelere bakınca insanın ufku iki katına çıkmasa da bir miktar açılıyor. amsterdam 2216 km, tahran 2058 km uzaklıkta. komşu ülkenin orta noktasındaki başkent ile avrupa'nın atlantik kıyısındaki liman şehri neredeyse istanbul'a aynı mesafede. avrupa'nın coğrafi olarak asya'nın irice bir yarımadası ( ayrı bir avrupa kıta plakası yok. ) olduğu gerçeğini ve asya, afrika ve avrupa'dan oluşan eski dünya'nın aşağı yukarı orta noktasında olması hasebiyle napolyon'un "dünya tek bir devlet olsa başkenti istanbul olmalıdır." anlamına gelen sözlerini bir kez daha hatırlatan anıt.
safari aracını takip eden korkunç aslan sürüsü
-
çarşı iznine çıkmış erbaş gibiler. etrafta internet kafe arıyorlar.
6 ekim 2022 pandemi cezalarının silinmesi
-
yanlış hatırlamıyorsam zamanında sözlükte birisi 'türkiye' başlığına şöyle yazmıştı: "kuralına göre yaşayan insanlara son otuz yılda çok büyük bir kazık atmış ülke."
debe editi: "efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir..." m.k. atatürk
termodinamiğin birinci kanunu
-
- termodinamik hakkında konuşmazsınız.
bitmeyecek bir evliliğin 10 basit kuralı
-
1- yaparız hayatım.
2- gideriz hayatım.
3- çıkarız hayatım.
4- alırız hayatım.
5- olur hayatım.
6- nasıl istersen hayatım.
7- sen daha iyi bilirsin hayatım.
8- aaa çok iyi hayatım.
9- özür dilerim hayatım.
10- tabi ki hayatım.
yırtık sütyenle muayene olmak
-
(bkz: hoşgeldin harun abla)
anadolu insanını en iyi anlatan film
-
nuriciğim daha iyi anlatıyor: bir zamanlar anadolu'da
yazılı olmayan facebook kuralları
-
40 yaş üstüyseniz ve 25 yaş altı bir aile ferdine bir şey yazacaksanız caps lock'u açık tutmanız farzdır. açık değilse derhal açılmalıdır. yoksa kimin anne/baba/teyze/dayı/amca/yenge olduğunu nasıl anlayacağız?
teselli etmeyen teselliler
-
-boşver abi o kaybetti
-hatasını anladığında çok ağlıycak
-allah onun belasını versin
sevgili iyi niyetli ama dallama arkadaşlar. bu ve benzeri sözlerin tümü canımızı acıtan kişinin daha beter olacağı ve bundan sadist bir zevk almamız gerektiği mesajını içerir. ama ne alakası vardır ki. acıyı veren kaybetmektir, bizim içine düştüğümüz durumdur. ondan iyi durumda olmak çözüm değil. ama aslında bu tesellilerin iyi tarafı artan sinir katsayısının acıyı biraz olsun bastırması hatta unutturmasıdır. aslında belki de asıl amaç budur. biraz dolaylı ve kazayla da olsa sonuca ulaşır.