hesabın var mı? giriş yap

  • altay hatalı gol yemeseydi yapılmayacak olan açıklamaydı. fenerliyim ama gerçekler bunlar. ali koç dedik vizyon dedik aziz yıldırım'ı aratıyor.

  • evde büyütmesi, salonda ve balkonda yetiştirmesi çok kolay ve müthiş zevkli olan şahane ağaç. yediveren cinsini bulursanız tadından yenmez. sürekli çiçek açar, koku yayar, güzellik sunar, mutluluk saçar.

    çiçekçiden, pazardan ya da marketten alacağınız bu fidanı, salon ya da balkona yerleştirmeden önce 17 litrelik daha büyük bir saksıya taşımalısınız.

    büyükşehirler yaşayan ve toprağa erişimi olmayanlar hazır turunçgil toprağı da kullanabilir.

    toprak değişimi sırasında bitkimizin köklerini sarsmamanız çok önemlidir.

    yok ben kendim sıfırdan yetiştireceğim diye düşünenler de, 8-10 limon çekirdeğini önceden 24 saat oksijenli su (10 damla oksijenli su içeren çeyrek litre su) içinde beklettikten sonra sivri ucu aşağı gelecek şekilde toprağın 1 cm derinliğine ve bitki başta kazık kök oluşturacağından 17 litrelik saksılara ya da ağız kısmı kesilerek ince uzun bir saksı haline getirilmiş 2 litrelik su petlerine dikebilir.

    mümkünse her saksıya iki çekirdek dikin. güneş gören bir yerde kalmasını sağlayın. toprağın üstü kuruduğunda nemlendirin. önemli olan toprağın üstünün kurumaması. hep hafif nemli olması ama çamur halinde de bulunmaması.

    sonradan zaten mecburen saksıya alacağınız için, bence doğrudan bir yapı marketten 17 litrelik bir saksı alıp doğrudan çekirdekleri ona dikin. böylece pet şişeden saksıya taşıma sırasındaki muhtemel kök zayiatına karşı önleminizi de almış olursunuz.

    limon çekirdeğini diktikten sonra da, limon fidanı çıktıktan sonra da sulama hep aynı. saksı güneş görecek ama toprağının üstü hep hafif nemli olacak. toprağın üstü kuruyunca hafifçe sulanacak. çekirdeği sprey ile sularsanız fazla su vermemiş olursunuz, ki iyi olur. çekirdek patlayıp minik bir fidana dönüşünce fısfısla sulamaya devam edebilirsiniz. çiçeklenme dönemi hariç her zaman yapraklarına da su püskürtebilirsiniz. buna bayılır kendileri. pek sever.

    unutmadan suyumuz klorlu su olmayacak, oda sıcaklığında ve ılık olacak. çeşme suyunu evde 5 litrelik bir pete doldurup 48 saat bekletirseniz klorsuz bir suyunuz olur. sulamada en önemli konu elbet saksının dibinde su biriktirilmemesidir. eğer saksının kabında su varsa bu kökleri çürütür, bitkimizi incitir, yapraklarını sarartır. güneş ise bu hanımı hemen ayıltır, gülümsetir.

    nihayetinde limon ağacı/fidanı, bulunduğu yere kendini çok yakıştıran ve hemen alıştıran bir arkadaşımızdır. kış öncesi balkondan salona ya da yaz başı salondan balkona taşıdığınızda tepki olarak yapraklarının bir bölümünü döker, ki hemencecik üzülmeyin, o yapraklar yeşilin en güzel tonunda ilerleyen günlerde yine çıkar. bu arada en önemli konu limon ağacının soğuktan çok korktuğudur. kış şartlarına karşı çok dayanıksızdır. 0 derece altında kalırsa şoka girer, rahatsızlanır, -5 civarına düşerse hayata gözlerini yumar. aman!

    bir de ev içinde yaşayan limon ağaçları çiçek açar ama bu çiçekler meyvaya dönüşmez. kapalı ortamda yaşayan bir limon ağacı bahçedeki cankuşları gibi rüzgar, arı, böcek ve diğer yollarla döllenme yapamadığı için anne olamaz. tozlaşmasını yine biz sağlamalıyız.

    ağaç çiçek açtığında yapmamız gereken, fön makinası ile 1 metre uzaktan çiçekler üzerine hafifçe soğuk (sıcak değil) hava verip bir nevi doğadaki rüzgar ortamını yaratmaktır.

    dahası bir sulu boya fırçasını, çiçeğin dış bölümündeki ince uzun erkek organlarından merkezdeki büyük dişi organa doğru hafif hafif dokundurmak da bitkinin tozlaşmasına büyük katkı yapar. kulak pamuğu da bu işi görür. günde 2 defa bu konuda çaba göstermek, minik yeşil limoncuklar görmemize sebebiyet verir. ağzını yerim senin, güzelliğe bak ya.

    saksı toprağının üstünde oluşan beyazlıkları da her zaman bir kaşıkla toplayıp çöpe atmalıyız.

    saksı içinde olan bitkilerimize gübre de vermek durumundayız. iç mekanlardaki saksılarda yaşayan tüm bitkilerimiz için sıvı solucan gübresini kullanabilirsiniz. kokusuzdur, sinek böcek yapmaz, bitkiyi coşturur, yaprak yaprak açtırır, çiçeğe doyurur.

    son olarak bitkilerin kök ve yapraklarını güçlendirmek için 2 litre suya 1 aspirin eritip ayda bir defa bununla sulama yaparsanız bağışıklı sistemi güçlü çok sağlıklı ve hanım hanımcık bir limon ağacınız olur. mutluluk ve zarafetle salonunuza kurulur, ruhunuza afiyet, gönlünüze huzur doldurur. her dem gülümser durur.

    ~

    evde limon ağacı, kumkuat ve calamondin yetiştiren güzel gönüllü insanları seviyorum. limon iyidir, hoştur ama size calamondin yetiştirmenizi öneririm. lütfen. bu hayatta böylesi bir güzellikten yoksun kalmamalısınız. muhteşemdir.

    calamondin; turunçgiller aleminin prensesidir, canıdır, cananıdır.

    12 ay çiçek açar, mis gibi kokar, ki görmeniz lazım :)

  • halil diye bir arkadas var, kulaklari cinlasin, doksanli yillarin sonunda universite ogrencisi. kiz arkadasi da punk bir kiz arkadas, ki hayattaki alternatif durusunun duru duragi yok, oylesi ki alternatifi kavram olarak yikip yikip tekrar yogurup hamurundan fak yu heykeli yapar. neyse, erkek istemek kismina gelirsek, kiz bir aksam artik ne derecede bir icmekse, aliyor efendi gibi iki yuz elli gram baklavasini kolunun altina, halil'in ailesiyle kaldigi katin kapisi calip "hayirli bir is icin geldim" diyor. buyur ediyorlar, iceride halil'i istiyor "oglunuza talibim" diye. yuzunu yikayip kahve icirip yatirmislar o gece. hala hatirlayinca guleriz, de halil benim oglum olsa, canim gelinim diye bagrima basardim yeminler ediyorum.

  • terör örgütleriyle vatansever kemalistlerin adını aynı cümlede geçirmeden önce bir ağızlarını çalkalasınlar. kemalistleri kimse kandırmadı, kemalistler kimsenin adamı da olmadı, "ne istedilerse" vermediler de... kemalistler hep, "söz konusu vatansa, gerisi teferruattır." dediler, vatanperverlikten bir adım geri gitmediler. o yüzden, beylik laflar etmeden önce gitsinler bir ağızlarını çalkalasınlar.

    ne dediğini bilmeyenlerin ayrımcı yazısı. (bkz: ajan provokatör)

    edit : gg.

  • alman hükümetini göreve davet ediyorum, iptal edin vatandaşlığını, yollayın gelsin buraya. yeter kızın çektiği.

  • bencokgec: lan iniyorlaaarrr en az 100 tane çevik var orda hişşşş beyleeer
    çarşılı: en az üç tane toma getirmemişlerse protesto ediyoruz kankalar bugün o kadar dedik iki tane sarmıyor diye.
    öbür çarşılı: anlayışsız bu herifler ya.

  • prof. dr. övgün ahmet ercan'ın canlı yayında söylediği sözdür.
    tam olarak dediklerini aktaracak olursak, "yoksulluk ne kadar fazlaysa, deprem size o kadar yakındır. depremde zaten yoksullar ölür, zenginler ölmez. hiçbir ünlünün, hiçbir zengin kişinin enkazdan çıkarıldığını duymadınız, duymayacaksınız. dolayısıyla ana sorun yoksulluktur. "