ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
vaizlerin sürekli eş anlamlı kelimeler kullanması
-
kelime başına ücret mi alıyorlar nedir.. mesela:
“ya rab! şu anda şu mekanda şu yerde şu mübarek camide seni anmak, seni zikr etmek için toplandık, bir araya geldik, evlerimizden işlerimizden ayrıldık, çocuklarımızdan ayrıldık, buraya geldik, huzurunda hazır nazır olduk, dua ediyoruz, sana el açıyoruz ya rab! ellerimizi şuna buna değil, sana kaldırıyoruz, sana yalvarıyoruz, içimizi sana döküyor ve senin için deşarj oluyoruz.”
özet: “şimdi buradayız ve dua ediyoruz.”
bir başka örnek: “demek ki neymiş efenim, maddi imkanı el veren, yeterince parası olan, ekonomik durumu iyi olan kimseler için hacca gitmek artık bir vecibedir, bir görevdir, boynunun borcudur ve bu borç ancak ve ancak bizzat ve bilfiil hacca giderek ödenir, yerine getirilmiş olur. eğer bu kişi, bu tuzu kuru şahıs hacca gitmezse (şimdi hepsini ters çevir) bu vecibeyi ifa etmemiş, görevini savsaklamış, boynunun borcunu ödememiş ve dolayısıyla ne yapmış olur, yapması gereken bir şeyi yapmamış olur (kişi hacdan geldi bu arada cümle bitene kadar).”
özet: zenginsen hacca gitmen şart.
biri buna dur diyecek mi, yoksa “dur yapma, etme eyleme” şeklinde eş anlamlı kelimeler mi kullanmamız gerekiyor?
lâhika edit ilave ek: 500 yıl öncesinden gelen giri özetini de buraya koyalım:
koyup tesbih-i mercânı* seni kim dinler ey vaiz
mufassal kıssa başlarsın, garîb efsane söylersin
bâkî
ayrıca: bu ortak duygumuzun desteklerinizle gündeme gelmesinden mutlu mesut ve bahtiyar oldum. allah cümlenize sağlık, sıhhat ve afiyet (3in1) versin, bakın benim cümleme verdi bile!
semih soyalp ali gündüz ilker karakaş
-
görsel
görsel
görsel
son zamanlarda bir olaya bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum, sizi bu devletin memuru yapana da, sizi muhendis yapan üniversiteye de sizi yetiştiren aileye de lanet olsun.
-ali gündüz 1986 ankara, iş müfettişi
-semih soyalp, 1986 ankara. tai’de elektrik mühendisi.1 taksirli yaralama.
-ilker karakaş, 1987 malatya, 2 suç kaydı var.
benzer o.cocuklari aramızda geziyor.
görsel
otisabi
-
fularli gok yeleli bozkurt.
hoşlanılan kişiyi görmezden gelmek
-
sana ekstra ilgi gostermek istemiyorum. ilgimin fazlasindan ben bile korkuyorum cunki. pesindeki onca milletin icerisinden birisi olmak yerine, zamana birakiyorum kendimi. belki duzelirim simdi bosu bosuna yavsak muamelesi gormeyeyim diye. hem belki ilgilenmiyorsun, ya da ilgileniyorsun da bunu gormek istiyorsun. ama o zaman da o hep bunaldigin topluluk icerisinde yer alacagim bunu unutuyorsun. bekleyelim gorelim, cok da matah degilsin, cok da matah degilim, izninle simdilik seni gormezden geliyorum cunki bu yukarida soylediklerimi kendime yedirmeye calisiyorum.
belediye başkanı olduğumda istanbul'da su yoktu
-
tamam da kardeşim van'daki adama ne bundan.
meksika'nın insanlığa en büyük hediyesi
-
ikinci entry benim ama söyleyebileceğim herşey söylenmiş.
düdüt: başlık başa! ilk entryde sadece tekila yazıyordu.
sinan çetin
-
60 yaşındasın yetmedi
120 tane cihangirde evin var yetmedi
yalıda oturuyosun yetmedi
reklamcı oldun o sıfatınla yetmedi
hala yalakalık peşindesin , ne olsa yetecek sana merak ediyorum.
yaran olaylar
-
üniversiteye geldiğimizde ilk sene kaldığımız yurtta tatar bir arkadaş vardı. o anlatmıştı. çocuk kazanmış üniversiteyi, atlamış gelmiş bir kaç arkadaşıyla kazan'dan istanbul'a. yurda yerleşmek için gittiğinde giriş katta "kazan dairesi" yazısını görmüş. sevinçten havalara uçmuş. bizim için özel oda yapmışlar diye sevindirik olmuş. o sevinçle gitmiş kapısına açmaya çalışmış, bakmış kapı kilitli. hemen yurt müdürünün odasına gidip, girmiş söze:
- müdür bey şu odanın anahtarını alabilir miyim?
+ napıcaksın oğlum orayı?
- ee kazan diaresi...
müdür bu. durur mu basmış kahkahayı. çağırmış personeli. açtırmış odayı. gezdirmiş kazan dairesini. 1 sene o yurtta kaldık beraber, müdür her gördüğünde şöyle derdi:
"ramis memleketini özlediysen açtırayım senin odayı, buharını içine çekersin"
beraber euro'duk biz bu yollarda
-
yeni romanımın adı. müthiş betimlemelerim var yollar, bakmayanlar, bakanlar, kutular, beddualar...
romanımı lütfen alın, çoluk çocuk perişan oluruz yosa
lisedeki en arka dörtlünün bugünkü durumu
-
maşallah herkes lisede en arkada oturup başarıdan başarıya koşmuş. geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ederken öğrendim, bizimkilerden birisi sihirbaz olmuş. bakınca gördüm ki kendi çapında epey ünlü.
vay amk. milletin sınıf arkadaşı yale’de cambridge’de bi de bizimkine bak.
yakışıklı sözlük yazarları
-
alkollu ya da alkolsuz içecek ısmarlayabileceğim yazarlardır...
gruba dahil olan yazarlara not: hemen heyecanlanmayın lan... erkeğim ben de... olum sizin etrafınızda illa karılı kızlı ortam vardır... ben en son ilkokul beşinci sınıfta bulundum öyle bir ortamda... ortamdaysanız bir mesaj uzağınızdayım... bir mesajınız yeterli...