hesabın var mı? giriş yap

  • ön-edit: aşağıda göl esnafının çalışma şekli hakkında yazdıklarımın bir kısmı daha önceden yazılmış, başlığı görünce zaten dolu olduğum bir konu olduğu için direkt gelip yazdım.

    açılın ben turist rehberiyim.

    özellikle yabancı gruplarla çok sık uğrarım buraya. söz konusu dükkan yol kenarında olmasına rağmen ileriye doğru genişleyerek göle inen tek yolu yutmuş durumda. daracık bir yolu kesen iki tane "meydancı" elinize zorla bir tuz ürünü sürmeye çalışır ve bunu başardıktan sonra sizi elinizi yıkamak üzere dükkana yönlendirir. tebrikler kapana girdiniz. (zaten madem sürdükten sonra yıkanması icap eden bir şey, niye alıp elime süreyim değil mi)

    oysa oraya gelen insanların tek amacı tuz gölünün fotoğrafını çekmek, tuzun üstünde yürümek. her gün görmedikleri bir güzelliği deneyimlemek.

    buraya her geldiğimde yabancı gruplarıma araçtan inmeden önce şunu söylerim, sizlerin de kulağına küpe olsun:

    "yol üzerinde elinize sözde kozmetik bir ürünü sürmeye çalışan insanlarla karşılaşacaksınız. bu sizi dükkana sokarak size ne olduğu belirsiz şeyler satmak için kurulmuş bir tezgahtır. bu insanlar oldukça ısrarcı olabiliyorlar. o yüzden tester için elinizi uzatmanızı istediklerinde "hayır, teşekkürler" bile demeden, onları muhattap almadan direkt yanlarından geçin ve göle gidin. göz teması kurmaz ve onlara yoklarmış gibi davranırsanız atlatırsınız."

    bana kendi ülkemde, kendi insanlarım hakkında bunları söyletiyor bu insan müsveddeleri. çünkü "hayır"dan anlamıyorlar. yolunuzu kesiyorlar, kolunuzu tutup fiziki temasta bulunuyorlar. tepki verirseniz 10 tanesi bir olup odunla saldırıyorlar. sadece tuz gölü esnafı değil, efes'ten tut kapalıçarşı'ya bütün hepsi yapıyor.

    ama aynı uyarıyı yerli gruplarıma yapamıyorum maalesef. çünkü türkler vırt gel ağızlı. gidip dükkanın önünde eşine yüksek sesle seslenebiliyor "ay gel buraya, rehber oraya girmeyin kazıkçı onlar dedi" diye. ondan sonra 20 esnaf birleşip rehberi dövdü başlığında tartışıyoruz o konuyu.

  • daha önce de yazıldığı üzere yeni zelandalı'lar ve özellikle yerlileri olan maori halkı haka'ya "dans" denilmesinden hoşlanmazlar, zira haka bir dans değil, düşmanı korkutmak, sindirmek için uygulanan bir savaş ritüelidir. mehter'e dans demek ne kadar uygunsuz bir davranışsa haka'ya dans demek de o kadar uygunsuzdur.

  • yaralı parmağa işe desen, insanlık için bir fidan dik desen, aç bir çocuk doyur desen gelmez. ama o heykel protesto edilmezse biteriz yanarız kül oluruz. kimseye yaşından ötürü saygı duymak zorunda değilim.

    sözlük ya burası ondan bir de tanım olmalı: yaşadığı yeri bitirmiş izmir'i de bitirmeye çalışan 98 yaşındaki çember sakallı insan.

    edit: rehber köpekler derneği kurulmuştur. bu dernek türkiye'de ender olan iyi olaylardan biri olabilir. lütfen öğreniniz.

    (bkz: rehber köpekler derneği)
    entry linki
    #60468430

  • akıldan şu düşünceleri geçirendir:

    -emeklidir.
    -işsizdir.
    -öğrencidir.
    -izindedir.
    -sporunu yapıp, kahvaltısını edip işe öyle gitmiyordur heralde.
    -kesin işsizdir.
    -hem benden geç işe gidip hem de daha çok kazanmıyordur di mi lan?
    -lütfen kazanmıyor olsun lan.
    -o da işten çok geç çıkıyordur kesin.

    neyse ki işe vardığınızda düşünecek daha iğrenç şeyleriniz olacak.

  • bir dönem diyetisyene gidilmiş ve başarılı bir şekilde 10 kiloya yakın kilo verilmiştir. daha sonra çeşitli nedenlerle diyet bırakılmış ve o 10 kilo aynen geri alınmıştır. bu geri alma sürecine askerliği nedeniyle şahit olamayan arkadaşa asker ziyaretine gidilir. arkadaş nizamiyeden çıkar çıkmaz sorar: "olm sen diyetisyene gidiyodun, naaptın diyetisyeni mi yedin?"

    eve dönülür, eşofmanlar giyilir, yürüyüşe çıkılır, spor salonuna yazılınır.

  • tepki vereceğim diye inanılmaz antipatik olup haklıyken haksız konuma düşmek konusunda feministlerin eline kimse su dökemez sanırım.

    adam bir minibüs şoförü. kendince arabasına binen kadınlara bir zarar gelmeyeceğini teminat altına almak istemiş, böyle bir yazı asmış. ne bekliyorsunuz cinayetin ardından bir gecede aydınlanma yaşayıp kadın ve insan hakları, namus kavramı üzerinde kendi içsel reformunu yaşamasını mı?

    sizin gibi düşünmeyen, sizin aldığınız eğitimi almamış herkese ve onların söylediği aslında iyi niyetli olan her şeye aşırı tepki göstererek bir şeyler elde edemezsiniz anca “ehh bunlara da yaranılmıyor” algısı yaratırsınız.