ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
isveç'ten sıkılıp türkiye'ye taşınan kız
-
avrupalıların oryantalist merakının bir örneği olan kişi.
özellikle iskandinavlarda var bu, türkiye'yi çok egzantrik, oryantalist ve heyecanlı buluyorlar. hindistan'a gitmeyi gözü yemeyen türkiye'de buluyor kendini.
bedava konseri olsa gidilmeyecek şarkıcılar
-
(bkz: mustafa ceceli)
türk televizyon tarihinin en kaliteli dizisi
-
anadoludan kop gel düz git
ankarayı geç sağdan
bursanın biraz yukarısı
altunizadeden sonra köprünün hemen aşağısı
avrupa yakası
babamın otoritesini geç
annemin damat takıntısı
abimin şöhret sevdası
gençliği solla
kariyeri fulle
çayını da demle
son durak
avrupa yakası
avrupa yakası
avrupaaaa yakasııııııı
velhasıl;
(bkz: avrupa yakası)
vatandaşlarımız endişe etmesin
-
endişe edecek kadar vatandaşı yaşamayan bir yönetemeyici beyanı.
anne replikleri
-
19 mayıs 2011 simav depremi üzerine geçen bir diyalog:
annem: uyumuyorsun değil mi?
g man: yok yok, beklerim ben siz yatın.
annem: ha iyi. bu arada deprem olursa ekşi sözlük'e yazmadan önce bizi uyandır. lütfen.
rıdvan dilmen
-
az önce fenerbahçe taraftarının siyasi tezahürat yapmasının takıma zarar verdiğini, bunun da rakip takım -ki galatasaray diyor- taraftarını mutlu ettiğini söyledi.
bir galatasaray'lı olarak fenerbahçe zarar gördü diye değil, onurlu taraftarlara sahip olduğu için mutlu oluyorum ben. bu basit söylemleri, ısmarlama sözleri, taraftarın dev ekranlar aracılığıyla gazını almayı bırakın.
hakan altun
-
demet akalın ve alişan'ı telefonun başında çaresiz bekletmiştir .
daytripper
-
fabio moon ve gabrel ba'nın insanı silkeleyen çizgiromanı. edebiyat sanatı böyle bir şey işte. ilk başta çizimler hikayenin önüne geçmeyecek sadelikteymiş gibi gelse de tam da favorim olan keskin çizimleriyle çok kaliteli bir iş. içerik ise aşmış zaten. müthiş bir konu. diğer yandan gerek aile bağları ve ilişkileri, gerekse kalabalık içinde yalnızlık gibi temalarıyla latin amerika edebiyatı’nı da bolca hissettiriyor. daha ilk bölüm ölümle başlayınca acaba geri dönüşlerle mi anlatılıyor diye merakla okumaya devam ederken bir süre sonra asıl olayı kavrayıp kaptırıp gidiyor insan.
--- spoiler ---
her seferin sonunda ölüm olduğunu bile bile okumak garip gelse de sonunda ölüm olduğunu bile bile yaşamaktan garip olamaz herhalde. anlatması güç, ancak okuyarak deneyimlenebilecek çarpıcı bir eser.
--- spoiler ---
“hayat bir kitap gibidir oğlum.
ve her kitabın bir sonu vardır.
o kitabı ne kadar seversen sev…
…son sayfaya gelirsin…
…ve kitap biter.
sonu olmayan bir kitap eksiktir.
ve kitabın sonuna vardığında…
…yalnızca o son kelimeleri okuduğunda…
…kitabın ne kadar iyi olduğunu anlarsın.
gerçek gibi."(s.218)
güldür güldür'deki yandaş medya ahaber skeçi
-
levent kırca’dan sonra politik mizahı unutmuştuk.
iyi geldi.
hayret nasıl cesaret etmişler.
yemeksepeti'nde yapılan yoruma dava açan şirket
-
arı kovanına çomak sokmuş.
- "bağırmayacaktın anton, şimdi ağzının yerini öğrendim"
ahlat ağacı (film)
-
hoca ne yaptın.
filmi bugün ikinci defa izledim ve çok daha iyi hazmettim. uzunca bir süre, 1001 çeşit okuması yapılabilecek bir başyapıt olduğuna ikna oldum.
ilk izlediğimde kaçırdığım, ikincisinde yakaladığım bir an var ki; bir an ayağa kalkıp saygı duruşuna geçmek istedim.
--- spoiler ---
kitapçıda taşralı yazar ve sinan hararetli bir şekilde edebiyat tartışırken, dışarıda sağanak yağmur başlaması ve genç bir kızın kitapçıya girmesi...
insanlar kitapçıyı ancak yağmurdan kaçarken sığınmak için girilebilecek bir yer olarak görürken, iki taşra yazarının boşu boşuna kendilerini paralamaları...
--- spoiler ---
hoca ne yaptın.
türkiye'de kimsenin nefret etmediği tek kişi
-
(bkz: barış manço)
aydın boysan
-
ayşe arman: "bu hükümetin en beğendiğiniz yönü nedir?"
aydin boysan: "bir gün gidecek olması!!!"