hesabın var mı? giriş yap

  • 1979'da ilk star wars filminin gösterime girmesini beklerken ne kadar heyecanlı idiysem şimdi de o kadar heyecanlıyım. film nasıl çıkarsa çıksın şu heyecanı yaşamaya değecek.

    edit: arkadaşlar, mesajlardan anladığım kadarıyla bir kısmınız 70'leri taş devri filan sanıyor. tabii ki böyle önemli filmlerin haberi çok önceden yayılıyordu. hele o zamanlar filmlerin türkiye'de genellikle 2 sene gecikmeyle gösterime girdiği düşünülürse önceden bilmemiz kadar normal bir şey yok. ayrıca amca babanızdır.

  • şekerle vs alakası yoktur. sigara bir bağımlılıktır. tüm bağımlılıklarda olduğu gibi dopamin seviyesinin yükselmesi ve alçalmasıyla alakalıdır.
    nikotin duman yoluyla vücuda alındıktan yaklaşık 10 saniye sonra ağız, burun ve akciğerlerin mukozal dokusu tarafından hızla emilir ve kan akışı ile beyine taşınır.

    nikotin şekil olarak asetilkoline benzer ve nikotinik asetilkolin reseptörlerine ( alıcılar) bağlanır. bu reseptörler ligand kapılı iyon kanallarıdır, hücre içine sodyum veya kalsiyumun girmesi sağlanır, bu reseptörlerin uyarılması sonucu dopamin salgılanmasını başlatır. nikotin aynı zamanda adrenal bezleri uyarıp epinefrin (adrenalin) nörotransmiterini uyarır. bu durum asetikolin salınımını arttırır, sonuçta dopamin salınımı artar, kalp hızı ve kan basıncı artar, kişi kendini iyi hisseder (asetilkolin iskelet kaslarını uyarır yani kasılmayı tetikler).

    benzer mekanizma kokain, metamfetamin gibi uyarıcılarda da görülür. bunların yoksunluğunda vücut eksikliğini hisseder çünkü dopamin salınması azalır. dopamin, beyindeki birçok bölge ile etkileşen ve kişinin kendini mutlu hissetmesini sağlayan bir moleküldür. dopaminin salınmasını sağlayan herşey kendimizi mutlu hissetmemizi sağlar. benzer etkiyi kahvedeki kafein de yapar. spor da sevdiğimiz hobiyi yapmak da, bazı uyarıcı ve uyuşturucu maddeler veya davranışların hepsi dopamini uyarır.

    daha detay çok da, sıkıcı olmasın. ama sigara içmek şekeri doğrudan tetiklemez. o işler başka mekanizmalar üzerinden gider.

  • büyükşehirlerden birinin ilçesinde filyasyon yapan bir sağlık çalışanıyım. umreden gelen zorunlu karantinaya alınmayan sadece karantina formu imzalatılıp eve gönderilen umreden gelen vatandaşlar pozitifleşmeye başladı. pozitifleşmesi sıkıntı değil ama malesef çoğu yalan söylüyor. kim kaldı evinizde diyorsun kimseyi söylemiyor, harfi harfine uyduk diyorlar kurallara. sonra bi öğreniyorsun 40 kişi gelmiş öpüşülmüş koklaşılmış beraber aynı evde kalınmış. biz bunu nasıl öğreniyoruz. temas ettiği kişilerin testleri pozitif çıkıyor ve temaslıları umreden dönen şunu ziyarete gitmiştik diyorlar. velhasıl yalan söylemeyin ey müslümanlar bir başkası sizin yüzünüzden hasta olur ve ölürse katil olursunuz. artık alıştık umreden dönenlerin yakınlarını çapraz sorguya çekiyoruz. misal umreden dönen kaynanaysa geline odaklanıyoruz. taktik geliştirmek zorunda kaldık yahu.

  • "boğaziçi" demeye devam edeceğiz, ayrıca bütün "arena" statlarının adını tekrar "atatürk" yapıp, 3. havaalanını "atatürk" yapıp, adı hacı-hoca olan bütün yerlerin adını cumhuriyet değerlerine uygun adlarla değiştireceğiz.